Şehrin Kültürünü ‘İstanbul Tükenmeden’ tanıyın!

Asırlar boyu her inanç ve milliyetten insanın yaşadığı şehrimizi hak ettiği gibi sahiplenip, koruyabilseydik bugün nasıl bir İstanbul’da yaşardık hiç düşündünüz mü?

Mois GABAY Toplum
9 Ağustos 2017 Çarşamba

Yeni tapınaklarımız alışveriş merkezlerinin sosyalleşmemizi minimuma indirgediği, mahalle kültürünün, komşuluk ilişkilerinin, sabahları “günaydın” demenin bile tuhaf karşılandığı, kimsenin kimseyi tanıyamadığı bu yeni düzende ‘İstanbul Tükenmeden’ sizlere bir çağrımız var. Gelin hep birlikte ‘İstanbul Tükenmeden’ şehrimizi sahiplenelim, koruyalım ve yaşatalım. Yaşadığımız şehri sahiplenmek onu doğru tanımakla başlar. İşte İstanbul aşığı olan bizler sizlere sadece keyifli bir gün geçirebileceğiniz bir gezi programı değil, bundan da öte, ayak bastığımız her yerde o semtle özleşmiş karakterleri birebir tanıyıp, sohbet edebileceğimiz çok özel bir deneyim sunuyoruz. O yüzden ‘Biz Sadece Gezmiyoruz’ İstanbul’u sahiplenip, koruma ve yaşatmaya duyarlı herkesi burada buluşmaya davet ediyoruz.

Turlarımız hoş vakit geçirmek için bir araç değil, bir amaca hitap ediyor. Yerel kişilerle çok daha anlamlı bir iletişim kurup, sosyal ve çevresel duyarlılığımızla farklı bir deneyim sunuyoruz. Turlarımız sadece tarihsel olanı değil, günceli de kapsayarak hızlı gezmeye odaklı ‘kitle turizmi’ karşısında acelesi olmayan, kültürel, sanatsal ve toplumsal değerlere duyarlı, o kültürü tanımaya hevesli bir anlayışla gerçekleşiyor. Hedefimiz ülkemizin tarihi ve kültürel mirasını doğru tanıtan, güncel sorunlarımızı önyargılardan arınmış bir şekilde çözmeye katkı sağlayan sorumlu bir turizm üretmek.

Biz sadece gezmiyoruz!

İstanbul tükenmeden turlarını İstanbul kültür turları yapan diğer oluşumlardan ayıran en önemli özelliği katılımcıların İstanbul’un temelini oluşturan gayrimüslim kültür ile özdeşleşip ‘öteki’ görülebilen azınlık toplumları ile birebir iletişim kurmasının hedeflenmesi. ‘Biz Sadece Gezmiyoruz’ teması ile İstanbul’un hangi semti olursa olsun, orada yaşamış semt ile bütünleşmiş bir azınlık mensubu ile sohbet tur programına dahil ediliyor. Hatta bazen tükenmekte olan sadece bir azınlık mensubu değil bir meslek erbabı ile de tanışılıp katılımcıların yaşadıkları kent ile kuvvetli bir bağ kurması hedefleniyor. Bazen Zeyrek’teki bir ayakkabı boya sandığı ustası, bazen Kapalıçarşı yakınlarındaki bir kalemkâr, kimi zamanda o semtin hayatta olan en eski sakinine uğranıp yaşanmışlıkların izinde kent kültürü katılımcılara aktarılıyor. Balat’ta bir Roman düğünü, sinagogda düğün merasimi, kilisede 16 Eylül Azize Eufemiya Yortusu, Noel ve Paskalya ayinleri gibi özel etkinliklerin de içine katıldığı turlarda misafirlerin o kültürü birebir yaşamaları hedefleniyor. Sinagog ve kiliselerde kimi zamanlar anlatımlara eşlik eden o dine mensup katılımcılar da programlara farklı bir renk katıyor.

‘İstanbul Tükenmeden’ sadece yaşanılan kültürü değil, bu toprakların hafızasında yer etmiş acı hatıraları da düzenlenen geziler ile birlikte toplum belleğinde diri tutmayı ve gelecek nesillere ders alınabilecek şekilde aktarmayı planlıyor. Buradayız Ahparig, 6-7 Eylül’ün izlerinde Beyoğlu, semavi dinlerin İstanbul’u turlarında rehberlerimize eşlik eden uzmanların da desteğiyle katılımcılara objektif bir bakış açısı ile ve günümüzde çekilen sıkıntılardan örneklerle geçmiş ve gelecek arasında bir bağ kurulması hedefleniyor. Programların isimlerinde de kimi zaman o semtle özdeşleşmiş bir romanın adı seçilerek sadece tarihsel olana odaklanan değil, bugüne de kapsayan edebiyat tadında bir gün geçirilmesi sağlanıyor.

Yakın dönemdeki programlar

20 Ağustos 2017: Halki’den Heybeli’ye Bir Ada Hikâyesi

10 Eylül 2017: 6-7 Eylül 1955 Olayları ve Beyoğlu

17 Eylül 2017: Galata – Karaköy Yahudi Mirası

23 Eylül 2017: Kalimera Fener Şalom Balat

 08 Ekim 2017: Çan, Ezan, Hazan Kuzguncuk Beylerbeyi

Ayrıntılı bilgi için : www.avrtur.com / facebook- istanbultukenmeden 

 

‘Yahudi Mirası’ turlarına katılanların yorumları

“Bugün Mois sayesinde daha önce Tevrat, Zebur, İncil ve Kur’an-ı Kerim de ortak olan ayetler ile ilgili bir kitap okumuştum bugün o kitapta okuduklarımı yaşadım. Tüm semavi dinlerin ortak müziği olduğunu keşfettim.

Öyle ki sinagogda katıldığımız Şabat duasının makamı bizim Kur’an okurken okuduğumuz makam olduğunu gördüm. Duaları okuyan din görevlilerini dinlerken Kur’an-ı Kerim deki ayetlerde geçen pek çok ortak kelimeleri duymak tüylerimi diken diken etti.

Yine bizim ziyaretimiz nedeniyle duanın en sonunda yaptıkları Türkçe duada Musevilerin de aynı biz Müslümanlar gibi dua ettiklerini okuduğum kitaplar dışında bizzat yaşadım. Sonuç olarak aynı Allah’a inanan insanların kavgaları, savaşları içimi bir kez daha derinden yaraladı.

Bugün Mois’in rehberliğinde yaptığımız gezide duaya katıldığımız Musevi vatandaşlarımız bizi çok özel misafirleri olarak ağırlarken maalesef ki Müslüman hatta bana göre belki de çok daha muhafazakâr olan bir grup insanımızın sırf İsrail’i protesto ediyoruz adı altında sinagoglara saldırması beni cidden yaraladı.

Üstelik tarih boyunca Museviler Avrupa ülkelerinde eziyet çektiklerinde gerek Osmanlı İmparatorluğu gerekse 2.Dünya Savaşı zamanı Türkiye Cumhuriyeti olarak o insanlara kucak açan bir ecdadın torunlarının kendi ülke vatandaşlarına saldırmasından şahsen ben utandım, üzüldüm.

Bugün Mois sayesinde o kadar farklı duyguyu birlikte yaşadık ki canım anlatmaya kelimeler kifayetsiz kalıyor.”

***

“Aynı zamanda profesyonel tur rehberi olan, Şalom gazetesi yazarlarından Mois Gabay’ın fikir önderliğinde kurulan ‘İstanbul Tükenmeden’ adlı ekip, bizi her şeye rağmen ayakta kalabilmiş kültürel mirasın izini sürmeye davet ediyor. Bu turlarda bu mirası doğru tanıtan, güncel sorunların çözümüne önyargılardan arınmış bir şekilde katkı sağlayan bir turizm üretimi hedefleniyor. Özellikle İstanbul’un gayrimüslim geçmişi üzerinde duran turlarda, katılımcıların ‘öteki’yle bağ kurması hedefleniyor.

Gabay’ın rehberliğinde katıldığım turlarda, bugüne dek Galata, Balat, Fener, Moda ve Yeldeğirmeni semtlerini gezdim. Gabay’ın çeşitli kaynaklardan beslenen özgün anlatımı, bu semtlerle kurduğum bağı zenginleştirdi.”