Doç. Dr. Sezai Balcı ve Prof. Dr. Mustafa Balcıoğlu, günümüzde kimi kesimler tarafından bir polemik konusu haline getirilen Rothschild Ailesi ile Osmanlı Devletinin ilişkisine mercek altına alıyor. İkili, ‘Rothschildler ve Osmanlı İmparatorluğu’ başlıklı kitaplarında Başbakanlık Osmanlı Arşivindeki belgeler ışığında bu ilişki hakkında bilinmeyen birçok yön hakkında kamuoyunu bilgilendiriyor. Doç. Dr. Balcı ile Rothschildlerin Osmanlı ile ilişkilerini ve imparatorluktaki algılarını konuştuk.
Rothschild Ailesini, döneminin diğer ailelerinin veya finansörlerinin önüne geçiren ne oldu?
Rothschild Ailesini, diğer ailelerinin veya finansörlerinin önüne geçiren en büyük sebep, Avrupa ve Amerika kıtasında birçok devletin güvenlerini kazanması ve yeni bir uluslararası finans sistemi kurmalarıydı. Fransız İhtilâlinden sonra ülkelerin ordularının ödenekleri için gereken büyük meblağlar, kâğıda ve krediye dayalı uluslararası yeni bir finans sistemini zorunlu kılmıştı. Özellikle Napolyon Savaşları döneminde İspanya’da bulunan İngiliz ordusunun maaşlarının Rothschildler tarafından ödenmesi, bu uluslararası finans sisteminin ilk büyük adımıydı. Bu ödeme onların Avrupa’da en hızlı kurye sistemini kullanmalarından da kaynaklanmıştı. Çünkü bu transfer işleminde Rothschildler yerel bankerlerle işbirliği yapmışlardı. Hükümetler de, bu yeni finans sistemini her türlü amaç için kullanabileceklerini anlamışlardı. Rothschildler daha ziyade Kutsal İttifak olarak bilinen Avusturya, Rusya ve Prusya gibi sağlam Avrupa otokrasilerini tercih ediyordu. 1822’de onlara muazzam meblağlar ödemişlerdi. Viyana’da Rothschildler, Habsburglar için tahvil satmış, Metternich’e danışmanlık yapmış ve ilk Avusturya demiryolunu inşa etmişlerdi. Yine ilk Fransız demiryolu Paris’te Rothschild Kardeşler tarafından inşa edilmişti. Bunlar aynı zamanda, Bourbonlara, Orleans ve Bonaparte taraftarlarına da malî destek sağlamışlar, 1810’da Danimarka’ya, 1824-1829 arasında Brezilya’ya, 1830’da İngiltere’ye borç vermişlerdi. Rothschild Ailesini, Osmanlı Devleti ile tanıştıran ve tavsiye eden de Avusturya Prensi Metternich’ti.
Ailenin ‘gettolaşma stratejisi’ kullandığını belirtmişsiniz. Bu stratejiyi açar mısınız?
‘Gettolaşma stratejisi’ tabiri kitapta da kaynak olarak gösterdiğimiz, Robert Grene ve Joost Elffers’in İktidar (Çev. Zeliha İyidoğan Babayiğit, İstanbul 2012) adlı eserinde geçer. Yazarlar bu ifade ile ailenin işlerinin çocuklar ve yakın akrabalar tarafından gerçekleştirilmiş olduğunu ve sadece işlerine odaklandıklarını ve bu strateji ile başarıya ulaştıklarını kastetmekteydiler.
Rothschild Ailesi ile Osmanlı Devleti arasındaki ilişkilerin en büyük bölümünü özellikle 19. yüzyılda, farklı padişahların döneminde gerçekleşen ‘borçlanma’ oluşturdu. Bu borçlanma ne zaman başladı, ne kadar sürdü, nasıl sona erdi?
Rothschild Ailesi ile Osmanlı Devleti’nin ilişkisi Sultan II. Mahmut devrinde başladı. 1828-1829 Osmanlı-Rus Savaşı sırasında başlayan ilk ilişki, Osmanlı Devletinin Tuna garnizonlarına, Rothschildlerin buğday satmasıyla başlamıştı. Bu dönemde savaş sırasında ve sonrasında Osmanlı Devleti, malî sıkıntıda olduğu için Rothschildlerden satın aldığı buğdayın ancak yarısının parasını ödeyebilmişti. Ayrıca, Yunanistan bağımsız olduktan sonra Yunanistan’ın Osmanlı Devletine ödeyeceği tazminatın ödenmesi işlemini Rothschildler üstlenmişti. Bu meyanda 1834 yılında İstanbul’a gönderilen Nathaniel de Rothschild (1812-1870) sözü edilen ödemeyi yapmıştı.
Osmanlı Devletinin Rothschild Ailesi’yle olan borç ilişkisi 1853-1856 Kırım Savaşı sırasında ortaya çıktı. Ayrıca Kırım Savaşı öncesinde Temmuz 1853’te Osmanlı Devleti, Rothschildler aracılığı ile 40 bin tüfek, 2 bin şişhane, 10 milyon fişek, 50 milyon kapsül satın almış, bunlar için toplamda evrâk-ı nakdiye ve kaime olarak 10.514.976 kuruşluk ödeme yapmıştı. Öte yandan Osmanlı Devleti, 1834 yılında Avrupa’da kurduğu elçiliklerini de zaman zaman Rothschildlerden aldığı kredilerle finanse etmişti. Bu sırada Osmanlı Devleti yetkilileri ile Rothschildler arasında 1854 yılında borç anlaşması yapılmış fakat anlaşma Rothschildler tarafından bozulmuştu.
Savaş sırasında Osmanlı Devleti ilk büyük meblağlı dış borcunu 1854’te aldı. Bu borç, Baron Sir Isaac Lyon Goldsmid ve John Horsley Palmer Ortaklığı ile yapıldı. Savaş içerisinde masrafların artması üzerine Osmanlı Devleti, 1855 yılında Rothschild Ailesi’nden yüklü miktardaki ilk borcu aldı. Bu borç, 5 Temmuz 1855’te Sultan Abdülmecid tarafından onaylandı. Bu borç için Osmanlı Devleti, Mısır vergisi ile İzmir ve Beriyetüşşam gümrüklerinin gelirlerini karşılık göstermişti. Bu teminatla yetinmeyen Rothschildler -ki daha önce Osmanlı Devleti, onlardan aldığı buğdaydan kaynaklanan borcun yarısını ödememişti- İngiltere ve Fransa’nın kefil olması koşuluyla borç vermişlerdi. 1855 yılında alınan borç, 5 milyon sterlindi.
1855 yılından sonra Osmanlı Devleti, Sultan II. Abdülhamid devrinde 1891 ve 1894 yıllarında Rothschildlerden iki defa daha borç almıştı. 1854’ten 1914 yılında kadar Osmanlı Devleti, 41 defa dış borç temin etmiş, 41 borçlanmanın 3’ü Rothschild Ailesi’yle yapılmıştı. 1891’de Osmanlı Devleti, Rothschildlerden yüzde 4 faizle 6.316.920 sterlin almıştı. Bu borç, Osmanlı Devleti’nin 1877 yılında aldığı dış borcun ödenmesinde kullanılmıştı. Borcun ödeme süresi 60 yıldı. Borcun yıllık geri ödemesi ise 280.612 sterlin, 18 şilin ve 4 peni olarak tespit edilmişti.
1894 yılında da 1871 yılında yapılan borcun ödenmesi için Rothschildlerle yeni borç antlaşması imzalandı. 1894’te Rothschildlerden alınan borcun miktarı 8.212.340 sterlindi. Bu borç, yüzde 3,5 faizle alınmış, borcun geri ödemesi ise 61 seneye yayılmıştı. Osmanlı Devletinin ödeyeceği taksitler ise yıllık 330 bin sterlin olarak tespit edilmişti. Yani bir başka deyişle tahvillerin geri ödenme süresi 15 Ekim 1955 tarihine kadar geçerli olacaktı. Osmanlı Devletinden Türkiye Cumhuriyetine intikal eden Rothschild borçları, Lozan Antlaşmasının ilgili hükümleri gereğince Rothschild Ailesi’ne ödendi.
1894 Borçlanmasının Fransızca ve İngilizce Metnini de içeren Tahvil Senedi
(BOA, YEE, No: 49/14)
Kitabınızda ‘Osmanlı’da Rothschild imajı’ başlıklı bir bölüm bulunuyor. Söz konusu bu imaj hakkında kısaca neler söyleyebilirsiniz?
Rothschild adı, Türkiye’de belirli kesimler tarafından polemik konusu ediliyor ve sübjektif değerlendirmeler yapılıyor. Osmanlı Devletindeki Rothschild imajının ne olduğu sorusunun en doğru cevabı Reşat Nuri Güntekin’in 1919’da yazdığı, Roçild Bey adlı hikâyesinde ifadesini bulmakta. Günlük bir gazetenin ilavesi olarak okurlara dağıtılan bu küçük hikâyede Rothschild adı, zenginlikle, kibarlıkla eş anlamlı olarak kullanılmıştı. Bu tarihte Osmanlı Devleti ile Rothschildlerin ilişkisi 90 yılı doldurmuştu. Osmanlı belgelerinde Rothschild adının ilk geçtiği belgede “mal-ı Karûn sahibi” ibaresi bulunur. Yani Osmanlı yöneticileri için Rothschildler, ‘Karûn gibi bir zenginliği’ ifade etmekteydi. En azından 1830’lu yıllarda Osmanlı yönetici kadrosu için Rothschild imajı buydu. Osmanlı tabiri ile Rothschild imajı tam olarak şu şekilde ifade edilmiştir: “Yahudi cinsinden ve İngiltere tebaasından olub ancak mâl-ı Karûn sahabeti cümle düvele külliyetlü ikraza iktidarı maliyesi cihetiyle bilcümle krallar tarafından nişanlar ve rütbelere mazhar olan Rothschild nam…” Yani Yahudi asıllı, İngiltere vatandaşı Karun gibi zengin, devletlere borç veren ve krallardan nişan ve madalya alan Rothschild.
Yine yüzyıl içerisinde aileden, Osmanlı belgelerinde Roşild Sarraflar, Banker Rotçild, Roçild Biraderler, Roçild Kardeşler, Roçild Karındaşlar, Roçild Familyası, Roçild Ailesi, Meşhur Sarraf Roçild, Roçild Bâzergân, Roçild Kumpanyası gibi ibarelerle söz edilmekteydi. Ayrıca, Rothschild Ailesi’nin Darüşşafaka’ya ve Balkan Savaşlarında yaralanan Osmanlı askerlerine para yardımında bulunması, Kudüs’te ve Safed’de hastane ve okul inşa etmesi, İzmir Karataş Hastanesini yaptırması, Şam’da ve İzmir’de Kan İftirasına uğrayan Yahudilere yardım etmesi onların hayırseverliğinin de göstergesiydi.
Kudüs’teki Rothschild Hastanesinin Planı
(BOA, İ. MMS, No: 84/3655)
Reşat Nuri Güntekin’in Roçild Bey isimli eserinin kapağı.
Osmanlı Arşivlerinde araştırma yaparken Rothschild ismine en çok hangi belgelerde rastladınız?
Bu çalışmayı yaparken Rothschild Ailesi hakkında Başbakanlık Osmanlı Arşivinde bulunan yaklaşık olarak 1500 sayfa belge okundu. Arşivin tasnif çalışmaları devam ettiği için belge sayısının daha artacağı kesin. Rothschildlerle ilgili belgeler daha çok Osmanlı borçları, Rothschildlerin Filistin’de arazi satın alarak koloni kurmaları üzerinde yoğunlaşmakta. Ayrıca, Osmanlı hükümdarları Sultan Mahmud, Abdülmecid ve Abdülhamid’le Rothschild Ailesi mensuplarının yaptıkları görüşmeler, Rothschild Ailesi mensuplarına verilen nişan, madalya ve hediyelerle ilgili de oldukça belge bulunmakta.
Kitap için yaptığınız araştırmada öğrendikleriniz arasında sizi en çok şaşırtan ne oldu?
Türkiye’de Rothschild adı belirli kesimlerde polemik konusu. Bu araştırmada ortaya çıkan gerçek hiç de böyle değil. Osmanlı sultanları ve yönetici eliti, Rothschildlerle olan ilişkilerini polemik ve sübjektif yaklaşımlardan uzak yürüttüler. Bu kitap, aynı zamanda aile ile Osmanlı Devleti arasındaki ilişkilerin birçok bilinmezini ortaya koyuyor. Şöyle ki;
1-Rothschildleri, Osmanlı Devletine dönemin uluslararası sisteminin kurucusu Avusturya Prensi Metternich tavsiye etmişti.
2- Rothschildlerle Osmanlı Devletinin ilişkileri bir hayli eskidir ve 1828-1829 Osmanlı-Rus Savaşı sırasında başlamıştı.
3- Rothschild Ailesi mensupları, Sultan II. Mahmud, Abdülmecid ve II. Abdülhamid ile bizzat görüşmüşlerdi.
4- Sultan Abdülmecid, Abdülaziz ve II. Abdülhamid; Rothschild Ailesinin mensuplarına birçok defa nişan ve madalya vermişlerdi.
5- Şimdiye kadar yazılan bütün eserlerde Sultan Abdülhamid ile Rothschildler arasında sert bir mücadele cereyan etmiş gibi gösterilmiştir. Halbuki Osmanlı Devleti, Rothschildlerden üç defa büyük meblağlı borç almıştı. Alınan üç dış borcun ikisi 1891 ve 1894 yıllarında Sultan II. Abdülhamid zamanında gerçekleşmişti. Öte yandan eserden de izlenebileceği gibi Sultan Abdülhamid’in 1888’de Baron Edmond de Rothschild ile gerçekleşen samimi görüşmesi, bu araştırmanın en ilginç sonuçlarından biridir. Yine eserde belgelerle kanıtlandığı üzere Filistin’de, Rothschildler ilk arazilerini Sultan Abdülhamid döneminde edinmişler ve tapulu arazilerinin miktarı yüz binlerce dönümü bulmaktaydı.
6-Şimdiye değin üzerinde hiç durulmamış bir konu kitapta belgeleriyle ortaya çıkarıldı. Şöyle ki; I. Dünya Savaşı içinde Meclis-i Vükela, harbi sürdürebilmek için düşman devletler tebaasına ait olup mukavele ile Osmanlı vatandaşlarına kiraya verilen çiftlik ürünlerine tekalif-i harbiye suretiyle el konacağına dair bir karar almıştı. Baron Edmond James de Rothschild de Osmanlı ile savaşan cephede bulunan Fransa vatandaşıydı ve Filistin’de binlerce Osmanlı vatandaşı kiracısı vardı. Dolayısıyla Filistin’de Rothschildlerin kolonilerinde ziraat yapan çiftçilerin ürünlerine el konulması gerekmekteydi. Bu hususta bir takım yazışmalar ve görüşmelerden sonra ordunun çok ihtiyacı olmasına rağmen hükümet evvelki kararından dönmüş ve Musevi halkın ürünlerine el konulmasına izin vermemişti.