Takdir etmek için büyük başarıları beklemeyin…

Greta Mizrahi

Acaba çevremizdeki kişileri takdir etmeyi biliyor muyuz? Aile ortamında, işyerinde veya sosyal yaşamda yakın ilişkide olduğumuz kişileri ne kadar sıklıkta takdir ediyoruz? Yoksa kazanılan her başarı, alınan her terfide “zaten olması gereken bu değil mi?” diye düşünerek yakın çevremizdeki kişilerin takdir edilme özlemini görmezden mi geliyoruz?

Araştırmalar, insanoğlunun dünyanın neresinde olursa takdir etme konusunda biraz cimri davrandığını söylüyor. Peki, çocuk, genç, yaşlı hepimizin tüm yaşamı boyunca en önemli ihtiyaçlarından biri olan, her ortamda bizleri mutlu eden, yeni atılımlar, projeler ve çalışmalar için motive eden bu temel insani ihtiyacı gidermek konusunda neden bu kadar tutumlu davranıyoruz?

Genel olarak takdir etmek için günlük işlerin içerisinde çevremizdekilerden olağanüstü başarılar bekliyoruz. Çoğumuz için takdir, ancak büyük başarılar söz konusu olduğunda sergilenmesi gereken bir davranış olarak düşünülüyor. Oysa hayatın bütününde büyük başarılar, terfiler ve ödüller alma şansını kaç kişi yakalayabiliyor ya da kaç defa yakalayabiliyoruz?

Takdir duygusu bireyin ailesi, takım arkadaşları, yöneticileriyle koordineli ve huzurlu bir ilişki kurmasında önemli rol oynuyor. Birey, yaptığı işe dört elle sarılarak yüksek motivasyonla çalışmaya devam ediyor. Beklenenin üstünde bir performans sergiliyor. Bir sonraki işini daha iyi yapmak için sınırlarını zorluyor. Takdir duygusunun yarattığı yüksek motivasyonla yeni atılımlar ve farklı projelerde korkmadan isteyerek görev alabiliyor.

Takdir etme davranışı sergileyen bir birey de olmak önemli. Bu özellik kişisel gelişim konusu olarak karşımıza çıkıyor. Karşısındakini anlayan, empati kurmayı bilen, takdir mekanizmasını kullanmayı öğrenen bireyler ailede, işyerinde, sosyal yaşamda mutlu ve başarı oluyorlar. Takdir edilen küçük başarıların, büyük başarılar için önemli adımlar olduğu bilinciyle hareket ediyor, kendilerini ve çevresindekileri motive etmeyi başarabiliyorlar.

Kurumların takdir mekanizması ise kurumun başındaki liderlerin vizyonu ile doğru orantılı olarak gelişiyor. İşinde başarılı olan liderler bilinçli övgü,  dozajında takdirin yeni başarılar ve büyük sonuçlar için en maliyetsiz kaynak olduğuna inanıyor ve yeni başarıların tohumları için bu kaynağa sıkı sıkı sarılıyorlar.

Yenilikleri, fikirleri veya olumlu davranışları takdir etmek, gelecekte yeni başarıların kapılarını aralıyor

Ulus Musevi Okullarında yıllardır süregelen, öğrencilerin farklı alanlarda çalışmalarını takdir eden ve destekleyen gelenekselleşmiş ödüller var. Sanat, spor, akademik başarıların yanında gönüllü olarak sorumluluklar üstlenen, yardımsever, fark yaratan öğrenciler de okul özel ödülleri ile teşvik ediliyor. Öğrenciler takdir edilme duygusu ile farklı projelerde yer alıyor, yeni başarıların peşinde koşuyorlar.

UÖMO Eğitim Koordinatörü Röne Kaspi, yıllardır verilen bu ödüllerin öğrenciler üzerinde yarattığı etkiyi şöyle açıklıyor:

“Okulumuzda düzenlenen ödül törenlerinin tarihi hemen hemen her yıl aynıdır. Öğrenciler yılın hangi döneminde hangi ödüllerin dağıtılacağını bilirler. Heyecanla bu günleri beklerler. Onlar için en büyük motivasyon da ödülleri veren aile, şahıs ya da kurum temsilcilerinin bizzat okula gelerek onları tebrik etmesidir. Bu tür teşviklerin öğrencilerin hedef belirlemesinde büyük etkisi olduğunu gözlemliyoruz. Bu kişilerle bir araya gelen öğrenciler kendilerini ileride bu ödülleri verecek kişiler olarak görüyor; hayatlarına dair hedefler belirliyorlar.”

Akademik başarısından dolayı Albert Levi Ödülü’yle Amerika Yaz Kampına giden UÖML Mezunu İpek Şoef anlatıyor:

“İş dünyası ödülleri, bilim ödülleri, sanat, edebiyat, spor ödülleri ve daha nicelerini görüyoruz günlük yaşantımızda. Nobel, Grammy, Fields Medal, Altın Portakal, Olimpiyatlar... İlgi alanımızda olanları heyecanla izliyor, takip ediyoruz. Bunların bir kısmı hayatta yapmak istediğimiz, ulaşmak istediğimiz hedeflerle de örtüşüyor. Başarıya ulaşmış, ödüllerle takdir edilmiş bir kişinin yaşantısını, çalışma azmini görüyor; onu kendimize model olarak alabiliyoruz. Hayaller kurabiliyor, kendimize izleyeceğimiz bir yol haritası çizebiliyoruz. Onlar yapmışsa biz neden yapmayalım diyebiliyoruz. Albert Levi Ödülleriyle tanışmam ortaokul sıralarında başladı. Kendime koyduğum yurtdışı ödülü hedefine daha 13 yaşındayken ulaşmıştım. İlk bağımsız yurtdışı deneyimimi Albert Levi Ailesi’nin verdiği Amerika seyahati ödülüyle yaşadım. Akademik başarımın böyle bir ödülle takdir edilmesi hayatıma dair birçok pencerenin açılmasına olanak sağladı. Amerika’da değişik ülkelerden gelen birçok kişiyi tanımıştım. Değişik kültürleri temsil eden bu gençlerin kimisiyle çok iyi anlaşabilmiş, kimisiyle tartışacak noktaya gelmiştim. Yurtdışında, yabancı bir ülkede kendi sorumluluklarımı üstlenip sorunlarımın üstesinden kendi başıma gelmeye çalışmıştım.

Bu deneyim çok değerliydi benim için. Çünkü bakış açım, vizyonum gelişmişti.

Bu süreç,  sonraki yıllarda yurtdışında alacağım eğitimlerin kapısını da aralamıştı. Artık hedefim dünya insanı olabilmekti. Liseden mezun olduğumda aldığım Sami Eskenazi Ödülü’nü bir yurtdışı eğitimi ile daha değerlendirmeye karar vermiştim. Aldığım ödülün bir kısmıyla Kanada’da bir yaz okuluna gittim. Uluslararası eğitim ortamında Rusya’dan, Avrupa’dan, Meksika’dan, Japonya’dan dostlarım oldu. Artık bir ayağım yurtdışındaydı. Üniversitedeyken gönüllü olarak Fransa’da çevre düzenleme çalışmalarına katıldım; ardından da İngiltere’de ve Fransa’da yüksek lisans ve eğitimler geldi. Tüm bunları aktarmamdaki amaç verilen ödüllerin niteliğinin ne kadar değerli olduğunu anlatabilmek ve bireye yeni projeler, hayaller için sağladığı motivasyonu vurgulamak. Lisede benden bir alt dönemde okuyan ve bugün Amerika’da doktora yapan bir arkadaşımın beni örnek alarak hedef koyduğunu öğrendiğimde ise çok mutlu oldum. Okulumuzun en önemli özelliklerinden biri de bu. Ödül törenlerinde bir arada olmak ve hep daha iyiyi hedeflemek.

Okulumuzun bir başka özelliği de akademik başarının yanı sıra yıl boyunca sanat, spor, dil alanında başarılı olan öğrencileri farklı ödüllerle takdir etmektir.

Takdir edilen her başarı, bir sonraki çalışmanın önünü açıyor çoğu kez. Ben yapamam duygusunun önüne geçiyor. Yıl boyunca arkadaşlarımızla bu ödülleri almak için hayaller kurar, daha çok çalışırdık. ‘Belki not ortalamam çok yüksek olmayabilir, ama kompozisyon yarışmasında en iyi yazıyı yazabilirim, Field Day Spor Ödülleri’nde madalya kazanabilirim veya MUN gibi farklı projelerde aktif görev olarak okulu temsil edebilirim’ diye düşünürdük.

Şimdi ise en büyük hedefimiz bize bu ödülleri sağlayan aileler gibi bizlerin de ileride bu ödülleri yeni yetişen gençlere verebilmemiz. Bizim modellerimiz artık bu kişiler. Okulumuzun bizlere kazandırdığı en büyük değerlerden biri de bu dayanışma ruhu değil mi?

2007 UÖML Mezunu, Galatasaray Üniversitesi/ Kings College London, Matematik Öğretmeni- Finans Matematiği Uzmanı

UÖMO TEOG Başarı Bursu: Liseye geçişte öğrenciler için zorlu bir süreç olan TEOG Sınavı’na çalışan ve emek harcayan öğrencilerin çalışmalarını takdir etmek amacıyla verilen bu ödüller, hayal edilen meslek ve üniversite seçiminde önemli rol oynayan UÖML’nin kapılarını burslar kazandırarak aralıyor. TEOG, YEP sonuçlarına göre öğrenciler lisede  %80, %60, %40 oranlarında Başarı Bursu ile okuma hakkını kazanıyorlar. Takdir duygusu ile tanışma fırsatını elde ediyor; yeni adımlar için büyük bir motivasyon kazanıyorlar.

UÖMO Akademik Başarı Bursu: UÖMO Ortaokulunda okuyan öğrencilerin akademik başarılarını takdir eden bu ödüller, yıl boyunca öğrencilerin çalışmaları için itici bir güç oluyor. Ortaokul diploma notuyla ilk 3’e giren öğrenciler tüm lise hayatları boyunca lisede %80 Başarı Bursu ile okumaya hak kazanıyorlar.

UÖMO Teşvik Bursu: 5.sınıftan lise son sınıfa kadar bir eğitim dönemini en yüksek ortalama ile bitiren öğrenciler bir sonraki eğitim dönemini %80 Teşvik Bursu ile okuyorlar.

Albert Levi Ödülleri: Öğrencileri yıl boyunca çalışmaları, gayret göstermeleri için motive eden ve yurtdışı hayalleri kurduran bu ödüller akademik çalışmaların yanında farklı dallarda becerileri de takdir etme amaçlı veriliyor. Amerika, İsrail Yaz Kampı Ödülleri öğrencilerin hedefi oluyor.

FKD Ödülleri: Fakirleri Koruma Derneği,  öğrencilerimizi Akademik Başarı Ödülü, İngilizce Başarı Ödülü, İbranice Başarı Ödülü ve ILC-KET (Intensive Language Class-KET) Ödülü ile onurlandırıyor.

ILC, 5.sınıf öğrencilerinin eğitim gördüğü haftada 16 saatlik İngilizce sınıfıdır.  Özel bir dil programıdır. Öğrenciler yabancı eğitmenlerden Communication Skills, Language Arts, World Issues, Drama dersleri alırlar.

Sami Eskenazi Üniversite Ödülleri: Fen, Matematik, Sosyal Bölümü öğrencilerinin üniversite giriş başarılarını takdir etmek, üniversite yaşamlarının ilk basamağında onlara destek olmak amacıyla veriliyor.

Anadolu Lisesi – Kolej Giriş Sınavı’nda (TEOG) en yüksek puanı alarak eğitimine UÖML’de devam eden etmeye karar veren öğrenci de Sami Eskenazi Ödülü ile teşvik ediliyor.

Yusuf De Eskinazis Matematik Ödülü: Matematik Sınıfı öğrencilerinden Üniversite Yerleştirme Sınavı’nda (LYS) en yüksek Matematik başarısını sağlayan öğrenci takdir edilerek ödülü veriliyor.

JDC İbranice Ödülleri: JDC (American Jewish Joint Distribution Committee),  İbranice Neta Programında yüksek başarı gösteren öğrencileri yurtdışı yaz kampı ile ödüllendiriyor.

Mezunlar Okul Onur Ödülü: Mezunlar Kolu, her yıl sorumluluk sahibi, lider ruhlu, çalışkan, sosyal sorumluluk bilinci yüksek, UÖMO’yu farklı platformlarda en iyi şekilde temsil eden öğrencileri ödüllendiriyor.

Salvo Özsarfati Spor Ödülleri: Yıl boyunca ülke çapında,  il ve ilçede gerçekleşen spor turnuvalarında UÖMO’yu başarıyla temsil eden öğrenciler ‘UÖMO Spor Onur Madalyası’ ile takdir ediliyor.

İzi Erbeş Kültür ve Sanat Etkinlikleri: Öğrenciler her yıl belli bir tema çerçevesinde yazdıkları şiir, kompozisyonlar ve çizdikleri resimlerle ödüller alıyorlar. Dereceye giren resimler okulun masa takvimini süslüyor. İzi Erbeş Ödüllerini alan öğrencilerimiz içinde kalemini güçlendirip şiir kitabı çıkaran, çeşitli dergi ve gazetelerde yazarlık yapan mezunlarımız var.