Geçtiğimiz günlerde dünyaca ünlü önemli bir ekonomistin şöyle bir açıklamasıyla karşılaştım: “Dünyanın önündeki en büyük problem Kuzey Kore değil.” Evet ekonomistler maalesef bazen böyle açıklamalar yapabiliyor. Yanlış anlamayın, açıklamaya katılmadığımdan değil. Elbette Kuzey Kore dünyanın en büyük problemi değil ve mücadele etmemiz gereken çok daha büyük sorunlar var.
Dünya son 100 yılda ihtisaslaşma yolunda oldukça hızlı ilerledi. Ancak geldiğimiz noktada ihtisaslaşma her on yılda geçtiğimiz yüzyıldaki 50 yıldan daha hızlı ilerliyor. Bugün yaşlı nüfusu ile öne çıkan Avrupa’da bile işsizlik bir sorun. ABD işsizliği çözebilmek için geçtiğimiz yedi yılda 4 trilyon dolar para basmak zorunda kaldı. ECB (Avrupa Merkez Bankası) bilançosu FED (ABD Merkez Bankası) bilançosu kadar şişik ve BOJ (Japonya Merkez Bankası) piyasaya enjekte ettiği paralara rağmen bir türlü enflasyon yaratamadı. Başta ABD olmak üzere tüm dünyada insan verimliliğindeki artış hızı büyük bir hızla düşüyor ve tehlikeli bir şekilde robotlar insanların yerini alıyor. Bir yandan insan verimliliği düşerken diğer yandan insan nüfusu artıyor. Yani iktisadi anlamda ‘insan’ değersiz bir varlık olmaya başlıyor. Tüm bunlar Kuzey Kore’den daha önemli problemlerimizden yalnızca birkaçı. Bugün insanın iktisadi anlamda değersizleşmesi konusuna değinmek istiyorum.
Almanya üretim tesislerini Çin’den geri çekerek robotlaşma ve endüstri 4.0 devrimi ile tekrar ülkesine geri döndürüyor. Bugün artık insan eli değmeden bir otomobilin yüzde 80’i üretilebiliyor ve bunun yüzde 100 olması için 4-5 yıl isteniyor. Restoranlarda garsonların yerini alacak robotlar Japonya’da denenmeye başladı. Özellikle yaşlı nüfus nedeniyle yeterli genç bulamayan ve bir devlet geleneği olarak göçmen kabul etmeyen Japonya’da bu tarz işlerde eleman bulmanın zorluğu Japonları robot teknolojisinde 1 numara olmaya itiyor. ABD’de ‘algoritmik trade’ denilen ve kurulan yazılımların belirli kurallar çerçevesinde hisse senedi alım satım yapmasıyla oluşan miktar brokerların yaptıklarını çoktan geride bıraktı ve Wall Street’de çalışan broker sayısı 2000’li yılların başına göre çok sert düştü. Bunlar gibi birçok örnek verebiliriz. Son yıllarda Stephen Hawking’in de neredeyse her hafta değindiği robotikleşme tehlikesi ile karşı karşıyayız. Birçok mesleği robotların ele geçireceği artık bir hurafe değil. Ancak bunun yanında insanı değersizleştiren bir unsur daha var ki o da aşırı yükselen nüfus!
İstihdamın üzerindeki robot tehlikesi ile ilgili sunduğum düşünceleri benzin olarak düşünebilirsiniz. Bunun yanında bu yazının diğer bileşeni olan artan nüfus ise tehlikeli bir ateş!
Geçtiğimiz yüzyılın başında dünya nüfusu 1 milyardı. Milenyumun hemen arifesinde ise insan nüfusu 6 milyara yaklaştı. Bugün yaklaşık 7,5 milyar olduğu tahmin ediliyor. Farklı tahminlere göre dünya nüfusunun 10 ya da 12 milyarda zirve yapacağı ve o tarihten itibaren yatay seyredeceği ya da oldukça hafif bir hızla düşme eğiliminde olacağını artık biliyoruz.
Şimdi müsaadenizle Kuzey Kore’nin neden dünyanın önündeki en büyük problem olmadığını toparlayarak açıklamak istiyorum. Basit ve herkesin tahmin edebileceği bir şekilde; artan nüfus ve azalan iş kaynaklarının dünyada büyük bir sosyal dengesizliğe ve toplumsal huzursuzluğa neden olması oldukça ama oldukça muhtemel bir senaryo. Bu dengesizlik içerisinde kapital sahiplerinin mallarını hatta canlarını koruması bile oldukça zorlaşabilir. Alibaba’nın kurucusu Jack Ma ve Facebook üst düzey yöneticisi Martinez’in ‘30 yıl sonra medeniyet çökebilir’ açıklamaları da aslında bu yüzden. Bir dünya hayal edin… Nüfusu 12 milyar ve garson robotlar, trader robotlar, doktor robotlar... 1 milyar insanın su kaynağına ulaşamadığı dünyada 12 milyarlık bir nüfusu katma değer katabilen ve robotlar arasında istihdam edilebilecek kalifikasyonda yetiştirmenin imkânsızlığını söyleme gereği duymuyorum.
Her insana küresel sabit maaş verilmesi ve robot vergileri konuşulsa da bunlar çıkmazı çözebilecek yöntemler değil. Kapitalizm bugüne kadar birçok sınavı başarı ile geçti ancak bu sefer karşısında milyarlarca insan var. Hemen herkesin hemfikir olduğu bir konu var ki uzun vadede robot devrimi insanoğluna büyük bir refah getirecek. Ancak görünen o ki her devrim gibi kanlı olacak (ekonomik anlamda).
Şu an ve önümüzdeki 50 yılın en büyük problemi olmaya en yakın adayımızı biraz daha yakından tanıdık, eğer dünyaya hızla yaklaşan bir göktaşı haberi almazsak.