• 60 milyona yakın insanın hayatını kaybettiği İkinci Dünya Savaşı’nda 6 milyon sivil Yahudi bilerek, planlı bir şekilde yok edildi. Avrupa Yahudiliğinin imhası düşünce ve sanat tarihi için de travmatik bir olay, çünkü Avrupalı şu düşünceyle karşı karşıya kaldı: “Biz Batı medeniyeti olarak bunu nasıl yapabildik? Bu ne biçim bir medeniyettir ki buna müsaade etti? Yapanlar hepimizin gözü önünde yaptı. Bu hepimizin sorunudur.” Bu sorunsal yirminci yüzyılın ikinci yarısında bütün düşünce hayatını ve sanatı yalnızca etkileyen değil, belirleyen bir olay ve kendinden kuşku. Avrupalı olmak bu bilince sahip olmak demek. NORA ŞENİ – www.birdirbir.org
Macaristan’da her iki kişiden birinin oyunu alarak iktidarda olan Viktor Orban ve partisine göre, dünyanın en zengin 29. adamı olan 87 yaşındaki Macar Yahudisi işadamı ve spekülatör Soros göçmen krizinin arkasındaki şeytan.
Hem vakıflarıyla para verip, hem de AB ve BM’yi kullanarak milyonlarca Müslüman göçmenin Avrupa’ya gelmesini sağlıyor, Avrupa’yı İslamlaştırıp, Hristiyansızlaştırıyor, böylece kimliksizleştirmeye ve zayıflatmaya çalışıyor.
Avrupa’ya göçmen hareketi, onun tabiriyle “Soros mafya çetesinin” Avrupa’yı çökertme planı.
http://www.wnd.com/2017/07/hungarian-pm-soros-empire-plans-to-de-christianize-europe/
https://budapestbeacon.com/viktor-orban-blames-left-wing-for-european-refugee-crisis/
Aslında Avrupa’ya gelen göçmenlerin arkasında Soros olduğu konusunda Jobbik Partisi de Orban’la hem fikir.
Onların itirazı iktidar partisinin Soros’la olan sıkı mazisine ve bu yüzden samimiyetsizliğine.
Çünkü iktidar partisi Fidesz, 80’lerde anti-komünist bir gençlik hareketiyken en büyük sponsoru, açık toplumu savunan, bu yüzden komünizm karşıtı da olan Soros’tu. Hatta muhalefet milletvekilleri Başbakan Orban’ın 25 yaşında genç bir hukuk Fakültesi mezunuyken Soros Vakfı’nın sponsorluğundaki vakıflarda çalıştığını, Oxford’da siyaset felsefesi eğitimini de yine Soros’tan aldığı bursla yaptığını ortaya çıkardı.
İktidar partisi Soros’a saldırılarından onun Yahudiliği de bundan nasibini alıyor.
Tabii bundan İsrail’in rahatsız olmaması beklenemez. İsrail hem elçilik hem de Dışişleri Bakanlığı üzerinde bundan duyduğu kaygıyı bir kaç kez bildirdi. Ama İsrail Dışişleri sözcüsü bunu yaptıktan sonra şunu da ekledi:
“Bizim açıklamamız, Soros’a yönelik eleştirilerin haksızlığı anlamına gelmez. Soros, İsrail’in yok edilmesini isteyen ve kendini savunma hakkını reddeden kuruluşları fonlayarak, uzun süredir İsrail’in demokratik yollardan seçilmiş hükümetlerinin altını oymaya çalışıyor”
Tabii, bu sözler “Yahudisi, Soros’u, İngiliz’i, hepsi bir değil mi” diye bakanlara epey ters gelebilir. Ama ne ilginçtir İsrail’de de uzun süredir aşırı sağ, Filistinlilere daha hayırhah bakan solcu ve liberal İsrailli grupların “Soros beslemesi” olduğunu düşünüyor.
Hatta Başbakan Netanyahu’nun hakkında çıkan yolsuzluk suçlamalarının da arkasında Soros olduğu söylenmiş, Netanyahu’nun 25 yaşındaki oğlu Yair Netenyahu, Facebook sayfasına babasının aleyhine tanıklık yapan Ehud Barak ve Netanyahu’nun istifasını isteyen yürüyüşlerini düzenleyen aktivistlerin Soros’tan beslendiklerini anlatan bir karikatür koyup, epey de tepki çekmişti.
Yıldıray Oğur
http://www.karar.com/yazarlar/yildiray-ogur/bir-algi-operasyonu-daha-desifre-oldu-5100
60 milyona yakın insanın hayatını kaybettiği İkinci Dünya Savaşı’nda 6 milyon sivil Yahudi bilerek, planlı bir şekilde yok edildi. Avrupa Yahudiliğinin imhası düşünce ve sanat tarihi için de travmatik bir olay, çünkü Avrupalı şu düşünceyle karşı karşıya kaldı: “Biz Batı medeniyeti olarak bunu nasıl yapabildik? Bu ne biçim bir medeniyettir ki buna müsaade etti? Yapanlar hepimizin gözü önünde yaptı. Bu hepimizin sorunudur.” Bu sorunsal yirminci yüzyılın ikinci yarısında bütün düşünce hayatını ve sanatı yalnızca etkileyen değil, belirleyen bir olay ve kendinden kuşku. Avrupalı olmak bu bilince sahip olmak demek. Avrupa Birliği ve İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra kurulan kurumların çoğu bu tür barbarlıklar bir daha olmasın diye oluştu. Bu düşünce İkinci Dünya Savaşı’na girmemiş olan Türkiye’ye dokunmadı, Türkiye’yi teğet geçti.
Nora Şeni
http://birdirbir.org/bu-da-oldu-sureci-nora-seni-ile-buraya-nasil-geldik-uzerine/
8 Eylül’deki saldırıda ise silah, roket veya füze taşıyan bir konvoy değil, Suriye’nin göbeğinde, stratejik bir Rus noktasının yakınında bulunan Suriye rejimine ait stratejik bir tesis hedef alındı. Kimilerine göre İsrail bu operasyonla sadece Esad’a değil büyük güçlere de güvenlik menfaatlerini kimseye feda etmeyeceği konusunda kuvvetli bir mesaj verdi. Bu yoruma göre Netanyahu ve Putin’in 23 Ağustos’ta Soçi’de yaptığı görüşme pek başarılı geçmemişti.
Yukarıda da belirttiğimiz gibi son saldırı, İsrail’in kuzeyinde İsrail Savunma Kuvvetleri’nin (IDF) çeşitli kollarının katıldığı büyük bir tatbikat yapılırken gerçekleşti. Son 19 yılın en büyüğü olan bu tatbikat Suriye ve Hizbullah’a karşı eş anlı harekât senaryosuna dayanıyordu. IDF, bir süredir yeni bir çatışma yaşanması halinde Hizbullah’ı mutlak mağlubiyete uğratma gereğinden bahsediyor.
İsrail son 10 yılda oldukça büyük miktarda nitelikli istihbarat topladı, havadan ateş gücünü ve saldırı kabiliyetini çarpıcı şekilde artırdı, yeni araç ve imkânlar edindi. Cevap bekleyen soru ise şu: Yeni bir çatışma yaşanırsa İsrail Lübnan’da kara harekâtı yapacak mı yoksa bundan vaz mı geçecek? Karadan girmenin tehlikeleri beklenen kazanımlardan daha ağır basacak mı? Her halükarda üst düzey yetkililer, İsrail ile Hizbullah arasında çıkacak yeni bir çatışmanın bugüne kadar yaşanan çatışmalardan daha kısa ama çok daha şiddetli ve yıkıcı olacağına inanıyor.
Kimliğinin gizli kalması kaydıyla Al-Monitor’a konuşan kıdemli bir askeri kaynak şöyle diyor: “İsrail tarafının da zarar göreceğini, zayiatın çok olacağını hepimiz görüyoruz. Ancak karşı taraf çok daha fazla zarar, daha büyük bir stratejik zarar görecek. Lübnan onlarca yıl geriye gitmiş olacak.”
Başka bir deyişle İsrail egemen Lübnan devletini meşru bir hedef olarak görme niyetinde. İsrail ilk dakikadan itibaren Lübnan’ın stratejik altyapısını vuracak. İsrail’e göre Lübnan ülkesi “Hizbullahistan” haline gelmiş durumda. Ancak şu an kimse o aşamaya gelinmesini istemiyor.
Ben Caspit
RIFAT Bali: “Yahudi asıllı Barzani” komplo teorisini ortaya atan bizatihi Hürriyet’tir. Bkz: http://www.hurriyet.com.tr/barzani-ailesinin-yahudi-oldugu-ortaya-cikti-128488. Önce özeleştiri yapın, sonra başkalarını eleştirin.
Faruk Bildirici
http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/faruk-bildirici/photoshopsuz-turkiye-40604003
Netten okumalar
http://blog.kia.com.tr/yasam/anne-frank-davasi-75-yil-sonra-tekrar-aciliyor
https://www.turizmgunlugu.com/2017/10/08/kutsal-kudusten-lanetli-luta-mistik-bir-yolculuk/
http://www.yeniduzen.com/yahudi-muhacirler-22-11340yy.htm
http://www.yenisafak.com/yazarlar/tahakilinc/gazzede-yeni-donem-2040438
Takılan tweetler
Daha fazla
Reff Retweetledi: Murat Akan
Normal bir ülkede SMS yazmasına izin verilmeyecek adam bizim nadide ülkemizde araştırmacı yazar olur... kitapları basılır. Vah ki ne vah!
https://twitter.com/yazarmuratakan/status/915268247989243904
Daha fazla
ivo molinas Retweetledi: Gündem Ötesi
'Yahudi' dememek içim 'Siyonist' deniyor çok muhtemel olarak. Hazırlanın komplo teorilerine.
https://twitter.com/GundemOtesi/status/914096259375525888
Daha fazla
@basyazar adlı kullanıcıya yanıt olarak
Bence bu saçmalığa son vermek için, okullarda ahlak derslerinde Yahudilik hakkında eğitim şart. Ancak öyle genç insanların zihni açılır
(((rivokkk))) @Rivokhay 3 Eki
Daha fazla
Yıldız Tilbe bu sefer canlı yayında "Allah Hitler’den razı olsun" demez inş. Bu kez O Ses Türkiye yoluyla zorla Yıldız Tilbe sevdirecekler
Ahmet Saymadi @ahmetsaymadi 4 Eki
Daha fazla
Prof. Dr. Ebubekir Sofuoğlu, televizyonda açık açık, ''Yahudi toplumu lanetli toplum değil mi?'' diye cümle kurabiliyor. Nefret her yerde…
rifat perahya @rifatperahya 8 Eki
Daha fazla
Bu ülkede Yıldız Tilbe gibi ırkçı, antisemit ve temel değerlerden yoksun insanlar haketmedikleri saygıyı gördükleri sürece biz bişey olmaz
Y. Emre Kocabasoglu @Kocabasoglu 9 Eki
Daha fazla
Herkesin birbirine hakaret/laf sokma objesi olarak "Yahudi."