Rusya’nın ev sahipliği yapacağı 2018 FIFA Dünya Kupası Elemeleri devam ederken A Milli Futbol takımından üzücü haber geldi. Veda edilen her milli turnuvanın ardından olduğu gibi üzüntünün yerini suçlamalar ve eleştirilerin alması gecikmedi.
Türkiye A Milli Futbol Takımı, Eskişehir’de oynanan 2018 FIFA Dünya Kupası Elemeleri I Grubu karşılaşmasında rakibi İzlanda karşısında 3-0 mağlup gelerek Dünya Kupasına katılma şansına veda etti.
Ev sahibi Türkiye ile İzlanda 6 Ekim Cuma akşamı 2018 FIFA Dünya Kupası Elemeleri I Grubu’nda oynanan maçta karşı karşıya geldiler. Karşılaşmaya iyi başlayan taraf İzlanda 32. dakikada Gudmundsson ile 1-0 öne geçti. İzlanda ilk yarıyı 2-0 önde tamamlarken, milli takım 50. dakikada gelen rakibin 3. golüne de karşılık veremedi ve karşılaşma İzlanda’nın 3-0’lık galibiyetiyle sonuçlandı. Rakibin kolayca kalemize geldiği ve üstünlük kurduğu karşılaşmada millilerimiz sahadan hayal kırıklığıyla ayrıldı ve turnuvaya devam etme şansını yitirdi.
Veda edilen her milli turnuvanın ardından olduğu gibi üzüntünün yerini suçlamalar ve eleştirilerin alması gecikmedi. Sahadaki ilk 11 seçimi, oynanan futbol, teknik direktörün oyuncu değişiklikleri, oyuncuların performansları ve daha birçok şey eleştirildi, suçlamalar yapıldı.
A Milli Futbol Takımına yöneltilen ilk eleştirilerin hedefi takımın Teknik Direktörü Mircea Lucescu oldu. Futbolda başarısız sonuçların arkasında suçun teknik direktör üzerine yüklenmesi neredeyse bir gelenek haline geldiğinden bu durum kimseyi pek de şaşırtmamıştır.
LUCESCU NASIL GELDİ?
Rumen teknik adam İzlanda karşılaşmasının ardından öncelikle çıkardığı kadrolar ve oyuncu seçimleriyle eleştiri oklarının hedefi oldu.
Mircea Lucescu, Türkiye’deki futbol seyircisine yabancı bir isim değil. A Milli Futbol Takımının başına geçmeden önce sırasıyla Galatasaray ve Beşiktaş’ı çalıştırmıştı. Sonrasında on iki sene Ukrayna liginde Shakhtar Donetsk’in teknik direktörlüğünü yapan Lucescu ligde sekiz şampiyonluk elde etmişti. Lucescu’nun Avrupa’daki başarıları arasında Galatasaray ile kazandığı UEFA Süper Kupası ve Shakhtar Donetsk ile elde ettiği UEFA Kupası şampiyonluğu yer alıyor.
Lucescu’yu eleştirmeden önce belki biraz da A Milli Futbol Takımının başına getirilmesine uzanan olayları hatırlamak gerekiyor; sonuçta kendisi oldukça deneyimli ve başarılı bir teknik direktör ve henüz yeni takımın başına getirildi sayılır. Fatih Terim’in görevinin sonlandırılmasını ve hatta ardında bıraktığı takımı da göz önünde bulundurarak konuyu değerlendirmek gerekli biraz da.
ALTYAPI SORUNU
Rumen teknik adamı en formsuz döneminde aslında stoper bile olmayan Mehmet Topal’ı sahaya sürüp, Serdar Aziz’i kadroya almamasıyla, Ömer Toprak’ı kenarda oturtması sebebiyle eleştirebiliriz belki ancak sahada ortaya konulamayan mücadelenin hesabını sadece teknik direktöre kesmek doğru olmaz. Maçı izleyen her futbol izleyicisi A Milli Futbol Takımının sahada rakibi karşısında ne denli zorlandığını rahatlıkla görebilir, özellikle savunmada çok ciddi problemler mevcut.
Türk futbolunun alt yapıdan Süper Lig’de ve Avrupa arenasında mücadele edebilecek seviyede ve disiplinde yerli oyuncu yetiştirememesi gibi önemli bir gerçek de var. Sadece Türkiye orijinli Alman ekolüyle yetiştirilmiş uluslararası düzeyde oyuncularımızla bu iş ne kadar yürüyebilir…
Sürekli kadro ve ilk 11 değiştirerek oynamak yerine bir kulüp takımı anlayışı içerisinde hareket etmek ve oyuncuların maçlarda yüzde yüzünü vererek oynamasını sağlamak gerekiyor. Milli Takım o kadar dağınık ki, bir hedef yokmuşçasına hareket ediyor. Arda Turan gibi Avrupa’da ülkemizi temsil eden oyuncuların daha ciddi performanslar ortaya koyması gerekli.
2018 FIFA Dünya Kupası kaçan ne ilk milli turnuva oldu ne de son milli turnuva olacak gibi duruyor. Son beş Avrupa ve Dünya Kupası Elemelerinde gruplarda ilk 2’de yer alamadık. Türkiye A Milli Futbol Takımının bu uluslararası turnuva alanındaki başarısızlığını bir an önce telafi etmesi ve bu platformda kendini kabul ettirmesi gerekiyor. Bunun için de öncelikle Lucescu’nun milli takımdaki geleceğinin çözüme ulaştırılması ve A Milli Takımın yeniden yapılandırılması önemli ve uzun bir sürecin başlangıcı olacaktır.