Şimdi böyle... Foto Alberto Modiano
19. yüzyılın son yıllarında Polonya, Romanya ve Rusya pogromlarından kaçarak İstanbul’a ulaşmayı başaran Yahudiler de selameti Osmanlı’ya sığınmakla buldular. Fakirlik ve sefalet içinde olanlar Yüksekkaldırım ve Kemeraltı semtlerine yerleştiler. Zaruret o derece korkunç bir düzeyde idi ki o dönemde birçok kadın genelevlere düşecek durumda kaldı.
Hahambaşılığın “Galata ve Beyoğlu civarında bulunan Lehli Musevilere mahsus mabet ve mektep olmadığını belirerek Bereketzade Mahallesi Zürefa Sokak’ta kendilerine ait arsaya bir mabet ve mektep inşa edilmesine izin verilmesi” talebine cevaben, 20 Ramazan 1313 (5 Mart 1896) tarihli bir İrade ile arsaya “.. üst başında on bir ve alt başında on iki metre irtifaında [yüksekliğinde] bir bina yapılması” kabul edildi.
‘Yeni Işık’ anlamına gelen Or Hadaş adı verilen sinagog binasının alt bölümü 1963 yılına kadar, Aşkenaz Cemaati mensupları tarafından ve geleceklerini güven altına almak isteyen hayat kadınlarının somut katkılarıyla kurulan Moşav Zekinim [İhtiyarlar Yurdu] olarak kullanıldı. Yurt 5 Eylül 1963’te Hasköy’deki eski Alliance Okulu binasına nakledildi.
1956 yılında çatısı tamir edilen sinagog o yılın haziran ayında alınan bir kararla belirlenen yıllık bir bağış karşılığında Gürcü Sefaradlar’ın ibadetine tahsis edildi. Gürcüler de ayrıldıktan sonra sinagog tamamen terk edildi ve sağlanan bir izinle bina 1987 yılında satıldı.
Kaynak: Naim A. Güleryüz, “Tarih Boyunca Trakya ve Anadolu’da Yahudi Yerleşim Yerleri”, Gözlem, İstanbul.