Washington’daki ABD Soykırımı Anma Müzesi “Suriye: Lütfen Bizi Unutma” isimli bir sergiye ev sahipliği yapıyor. Nazi suçlarını belgelemenin yanı sıra, günümüzde soykırımlara karşı uyarıda bulunma misyonuna sahip Holokost Müzesi, Suriye iç savaşını, devam eden en ciddi toplu katliamlardan biri olarak gözlemliyor
Esad rejimi döneminde Suriye insan hakları aktivisti olarak çalışan Mansur Omari, 2012 yılında tutuklanıp gizli cezaevine gönderildiği sırada, sivillerin ve muhalefet figürlerinin öldürüldüğü ve hapsedildiği bir belgesel hazırlıyordu. Yaklaşık bir yıl hapishanede ve işkence altında kalan Omari ve hücre arkadaşları, tutuklu kaldıkları süre boyunca, hapiste olanların isimlerini kendi kanlarını mürekkep ve tavuk kemiğini kalem olarak kullanarak bez parçalarının üzerine yazarak bir arşiv oluşturdular. Omari serbest bırakıldıktan sonra gömleğindeki isimleri gizlice yanına aldı ve gözaltındaki kişilerin ailelerini onlar hakkında bilgilendirdi.
Bu bez parçaları Washington’daki ABD Soykırımı Anma Müzesinde açılan “Suriye: Lütfen bizi Unutma” sergisinin açılışında yer alıyor.
Omari, ABD’de serginin ön izlemesi sırasında Forward’a verdiği demeçte, “Yahudi, Hıristiyan, Müslüman, Rohinga ya da Kamboçyalı olsanız bile, tüm insanlık aynı acıyı çekiyor. Eğer bir kurbansanız, kurbansınızdır. Eğer bir failseniz, failsinizdir” dedi.
Holokost Müzesi, Nazi suçlarını belgelemenin yanı sıra, günümüzde soykırımlara karşı uyarıda bulunuyor. Bu nedenle Suriye iç savaşı, devam eden en ciddi toplu katliamlardan biri olarak müzenin gözlem listesinde bulunuyor.
Müzenin Soykırım Önleme Merkezi Müdürü Cameron Hudson, “İnsanların, 1930’lu yıllarda Almanya’da olsaydık ne yapardık sorusunu kendilerine sormalarını istiyoruz. Sonra Suriye’nin bu odasına girip; “Şimdi ne yapacağım, bugün ne yapacağım?” sorularına cevap bulmalarını bekliyoruz” dedi.
