Bugün halen kullandığımız ‘gazete’ sözcüğü, İtalya´da özellikle devletle ilgili kanun ve yaptırımları halka duyurmak adına madeni plakalar üzerine kazınarak halka dönemin para birimi "1 gazzetta"dan satışı sonrası türemiş bir kavramdır.
Gazete zamanla, bildiri görevine yeni görevler eklemiş, kimi zaman siyasi erki denetleyen ‘yasama, yürütme ve yargıdan’ sonra 4. güç olmuştur. Türk Yahudileri, Osmanlı'ya Avrupa'dan aksamalı olarak gelen bu yeni iletişim metoduna hızla entegre olmuş ve hem kendi dillerini hem de kendi sorunlarını cemaatine ve cemaat dışına aktarmak için, kendi gazetelerini çıkarmışlar, kendi gazetecilerini yetiştirmişlerdir.
Bu hafta sizlerle Türk Yahudi Cemaati üyelerinin bazen cemaat kurumlarıyla bazen ise bireysel çabalarıyla çıkardıkları ve bugün ne yazık ki Şalom Gazetesi hariç basılı basının kalmadığı, Türk Yahudilerinin gazetecilik serüvenini izleyeceğiz.
Bu bölümü hazırlarken görselleri kullandığımız 500. Yıl Vakfı Türk Musevileri Müzesi ve değerli kuratörü Nisya İ. Allovi ile bilgileriyle her an bize rehber olmaya devam eden değerli hocamız Naim Güleryüz (Türk Yahudi Basını Tarihi / Gözlem Yayınları) beyefendiye bir kez daha huzurlarınızda teşekkür ederim.