Özellikle son yıllarda Türk Hava Yolları uçaklarıyla seyahat ettiğimde gerçekten çok geniş bir repertuara sahip albümleri dinleme olanağını buluyorum. Müziğin ne türü, ne de lisanı fark etmiyor. İtiraf etmem lazım ki pek fazla türkü dinlemiyorum. Ancak onun da her türlüsü var. Uçuş sırasında birkaç kez dinlediğim Selda Bağcan’ın ‘40 Yılın 40 Şarkısı’ albümünü daha sonra alarak sık sık dinledim. Selda Bağcan 70’ine yaklaşan yaşına rağmen son dönemde dünyanın birçok şehrinde verdiği konserlerde gür sesiyle büyük beğeni kazanıyor.
İki haftadır basında ve sosyal medyada Zorlu Center’da düzenlenecek MIIX Festivali çerçevesinde Bağcan’ın son dönemlerde çalışmasını birlikte sürdürdüğü İsrailli Boom Pam grubuyla bir konser vereceğini öğrendim. Eşime de “Akşam konsere gitmek istiyorum” demedim, diyemedim. Bilet de almadım. Yemeğe yurtdışından bir misafirimiz vardı.
Yemek yendi, konserden bahsettim; ilgi de gördü ancak 22.30 sıralarında tek başıma Zorlu Performans Merkezine gittim. İnanılmaz bir kalabalık. Nasıl girebilirim diye sordum; “günlük bilet al girersin” dediler.
Koltuksuz salonda, herhalde en az bin beş yüz gencin dinleyici olarak katıldıkları konser Boom Pam’ın iki-üç enstrümantal parçasıyla başladı. İkinci şarkının sonunda elektrogitar çalan müzisyen Tel Aviv’den geldiklerini söyledi. Bugünkü ortamda bir yuhalama beklerken tüm salonun hararetli bir şekilde orkestrayı alkışladıklarına şahit oldum. Gözlerime ve kulaklarıma inanamadım. Bir kez daha müziğin ne denli birleştirici olduğuna şahit oldum.
Konserde tüm katılımcılar Selda Bağcan’ın türkülerini hep bir ağızdan söyledi. Gençlerin bu değerli sanatçıyla bu denli bütünleşebileceklerini hayal bile edemezdim. Sanatçı festival kapsamındaki bu konseri - bir saat on beş dakika sürdü - kişisel konseri olarak görmeyip Şubat ayında sahne alacağı konserin de reklamını yaptı.
Gecenin ilerleyen saatinde eve müziğin etkisinde neşe içinde döndüm.