Polonyalı üç akademisyen, üç farklı araştırmada, ülkelerinde nefret söylemlerinden en çok nasibini alan iki grup olan LGBT ve Müslümanlara karşı olan tutumu araştırdılar. Akademisyenler hissizleşmenin işleyişinin tüm dünyada aynı olduğunu belirtti.
Araştırmaların ilkinde rastgele seçilen bin yedi Polonyalı yetişkine altı değişik cümleyle sözlü saldırıda bulunuldu. Deneklerden her birinden sözleri, “hiç saldırgan değil” ve “son derece saldırgan” aralığında yedi üzerinden derecelendirmeleri istendi. Daha sonra araştırmaya katılanların önyargı seviyelerini ölçme amacıyla kendilerinden, bahsi geçen gruplardan biriyle komşu, iş arkadaşı veya ailelerinin bir üyesi olması durumunu kabul etme ihtimallerini dört üzerinden derecelendirmeleri istendi. Katılımcılar ayrıca ne sıklıkta nefret söylemlerine şahit oldukları konusunda da değerlendirildi. Çıkan sonuçlara göre:
· Nefret söylemine maruz kaldıkça insanların bu konuya gösterdikleri hassasiyet azaldı ve insanlar bu konudan daha az rahatsız oldular.
· Hissizleşmeyi araştırırken, nefret söylemine sıkça maruz kaldıkça, önyargı seviyesinin düştüğü gözlendi. (Bu verinin sebebi açıklanamadı)
İkinci deneyde, 39 üniversite öğrencisinden oluşan deney grubu internet üzerindeki bir forumun yorumlar kısmında yer alan nefret söylemlerinden örnekler gösterildiler. 36 üniversite öğrencisinden oluşan kontrol grubuna ise sadece yumuşak yorumlar gösterildi. Daha sonra her iki gruptan da, değerlendirme sistemi kullanılarak azınlıklara karşı kabullenmelerini derecelendirmeleri istendi. Daha sonra tüm öğrencilere, deney grubunun en başta görmüş olduğu saldırgan nefret söylemleri okutuldu ve bu söylemlerin saldırganlığını derecelendirmeleri istendi.
· Deney grubu sunulan örnekleri kontrol grubuna göre “daha az saldırgan” buldu.
· Nefret söylemine maruz kalmak, önyargı seviyesini arttırdı.
Üçüncü deneyde ise 682 genç örnek alınarak, beyaz Polonyalıların Ortadoğu kökenli mültecilerle ilgili hisleri, göçmen ve Müslümanlara yönelik nefret söylemlerinden örnekler sunularak araştırıldı.
Gençlere kullanılan dili ne derecede saldırgan bulup bulmadıkları ve bu tip konuşmalarla ne sıklıkta karşılaştıkları soruldu. Gençlere ayrıca göçmenlere karşı önyargılarıyla ve bu konudaki hassasiyetleriyle ilgili anketler de uygulandı.
· Bu tip örnek nefret söylemlerine maruz kalanların ‘kayda değer ve kesin şekilde’ önyargılı kişiler oldukları tahmin edildi.
· Nefret söylemine sıkça maruz kalınmasının, söylemin gittikçe daha az saldırganmışçasına algılanmasına yol açtığı görüldü (hissizleştirme).
· Bu hassasiyet düşüklüğü gösteren kişilerde önyargı seviyesi daha yüksek hale geldi.