Fazla Mesai Grubu’ndan nefis komedi ‘Oyunun Oyunu’

Sürprizlerle dolu bu oyunu Ümmühan Kıldiş yönetti. Farsı seyirciye gerektiği gibi aktarabilmek, eşzamanlılığı ve kulis/sahne ikilemini sağlayabilmek için çok sayıda prova yapıldı. Oyunda Lüset Debensason, Verda Yahni, Ayşegül Parla, Azra Aleyna, Nur Demiroğlu, Beril Akaydın, Burçin Altınkum, Gülay Yeniyurt, Hakan Aktürk, Merve Beyazıt ve Zeynep Gönenç rol alıyor.

 Tiyatro oyunculuğuna ilginiz nasıl ve ne zaman başladı?

Lüset Debensason: Tiyatro oynamak, seyirci karşısına çıkmak ve alkış almak her zaman istediğim bir şeydi. Okul yıllarından beri tiyatrocu olma hayalim vardı.

Verda Yahni: Yaratıcılığın olduğu her ortamda gerçekten yaşadığımı hissediyorum. Sadece tiyatro değil, el sanatları, atölye çalışmaları, mozaik, seramik gibi birçok faaliyet kendimi bildim bileli hayatımın her alanında var. Tiyatronun hem sahne hem sahne arkası heyecanlı ve dinamik, bana çok iyi geliyor. 

 ‘Oyunun Oyunu’  sahneye çıktığınız ilk oyun mu? Değilse diğer oyunlardan söz eder misiniz?

LD: Biz Fazla Mesai Tiyatro Topluluğuna iki yıl önce katıldık. İlk oyunumuz ‘Bu Neyin Kafası’ adlı oyundu. İkinci eğitim yılı sonunda da ‘Oyunun Oyunu’ adlı oyuna yönetmenimiz Ümmühan Kıldiş ile hazırlandık. Lisede ‘Karaların Mehmetleri’, Dostluk Derneğinde  ‘Uçak Cefası’ ve senaryosunu yazdığım ‘Kirkor Berber’ adlı skeçte rol aldım.

VY: Yıllar önce Yıldırımspor Kulübünde iki oyun oynamıştım; ‘İsmimi unutma’ oyunu ile turneye bile gitmiştik. İki yıldır da Fazla Mesai grubu ile eğitim ve sahne çalışmaları yapıyorum.

 Sahnede olmak nasıl bir duygu?ö

LD: Müthiş keyifli, ama aynı zamanda inanılmaz heyecan ve stresli bir duygu. Her an her şey olabilir; olası bir aksiliği izleyiciye çaktırmadan halletmek durumundasınız. Yeri geldiğinde doğaçlama yapmak bu işin olmazsa olmazı.

VY: Bütünlük hissi veriyor bana, çünkü o an tek bir şeye odaklanıyorum. Perde kapanana kadar oyunu takip etmekten, oyunu hissetmekten başka hiçbir gündem araya giremiyor.

 Biraz rollerinizden söz eder misiniz?

LD: Evi çekip çeviren İngiliz kâhya Bayan Clackett’ı oynuyorum, ama oyunda iki kimliğim var. Aynı zamanda oyunun içindeki ‘Çırılçıplak’ adlı gösteride rolü olan ve bu oyuna para yatıran Dotty karakteriyim. Çok telaşlı ve bilmiş bir tip…

VY: Adım Tim; sahne amiri yardımcısıyım, erkek rolündeyim. Ve oyun içinde bazen… O da sürpriz olsun.

 ‘Oyunun Oyunu’ bir fars, yani temposu oldukça yüksek; rolünüze nasıl hazırlandınız?

LD: Bu oyun yıllardır hem yurt içi hem yurt dışında oynanan, matematiği oldukça yüksek bir oyun. Senaryoyu okuyup karakterlerin içine kendimi adapte etmeye çalıştım. Ama doğrudur ki telaşlı kişilik zaten beni yansıttığı için fazla zorlanmadım.

VY: Prova, prova, prova.

 Tiyatro grubunuzdan biraz söz eder misiniz?

LD: Tiyatro grubumuzda kendi mesleklerinde profesyonel arkadaşlarımız var. Tiyatro hepimiz için hobi, mesai sonrası tiyatrocularıyız yani. Hepimizin ortak amacı sahnede olmak ve alkış almak. Yaklaşık bir yıldır beraberiz, gönüllü olarak oynamaya, kim bilir belki yeni oyunlar sahneye koymaya bile devam edebiliriz.

 ‘Oyunun Oyunu’ oldukça tanınan bir eser; bu oyunu sahnelemeye nasıl karar verdiniz?

LD: İkinci eğitim yılının sonunda oyun seçmeleri oluyor. Hocamızın önerdiği oyunlardan ‘Oyunun Oyunu’nu çok sevdik ve biz bunun altından kalkarız dedik. Eğlenceli ve hareketli bir oyun olması karar vermemizde en etkili unsur oldu. Çalışırken biz eğlendik, izlerken seyirciler.  Ancak grupta tek erkek olduğundan üç kız arkadaşımız erkek rolü oynamak durumunda kaldı. Bu da zaten zor olan oyunumuza farklı bir çeşni kattı.

 Bu oyunla seyirciye ne vaat ediyorsunuz?

LD: Fars türündeki oyunu hem oynamak hem seyretmek dikkat ister. Tabii ki gülmeyi vaat ediyoruz.

  Oyun hangi tarih ve mekânda sahnelenecek?

LD: Beşinci oyunumuzu 13 Ocak Cumartesi saat 20.30’da Profilo Gösteri Merkezinde gerçekleştireceğiz. Tüm sanatseverler dostlarımızı bekliyoruz.

Biletler gişeden ya da

bilet.tiyatrodunyasi.com/movie/oyunun-oyunu internet sitesinden temin edilebilir.