Geçtiğimiz günlerde ABD Başkanı Donald Trump’ın basına kapalı bir toplantıda kullandığı “ Bizim bu b… ülkelerden gelen göçmenlere neden ihtiyacımız var” ifadesi basına yansıyınca, Washington siyasetinde büyük gürültü kopmuş, Başkan o terimi kullanmadığını iddia etmişti.
Bugün Amerika’nın ekonomisinden siyasetine önemli yerler işgal eden Yahudi asıllı vatandaşların dedeleri de bugünkü Afrikalılar gibi 1921’de istenmeyen kişiler ilan edilmişti.
O zamanki Washington siyaseti, Doğu ve Güney Avrupa’dan gelen ve içinde büyük Yahudi nüfusu olan göç dalgasını engellemek için 1924’te kararnameler çıkarmıştı.
ABD Dışişleri Bakanlığı Büyükelçiler Departmanının, o günlerde Temsilciler Meclisi’ne yazdığı mektupta, söz konusu ülkelerden gelen göçmenlerin, sağlıksız olduğu; fiziki ve akli olarak yetersiz oldukları, eğitimleri ve kültürlerinin Amerikan hayat tarzına ters olduğu gibi ifadeler yer almıştı. Mektup Amerikan Anayasası gereği direkt olarak dini bir ayırım yapmamasına rağmen, Yahudi göçünü olumsuz etkilemişti. Mektup aynı zamanda Amerikan toplumunda büyük bir yabancı düşmanlığına da yol açmıştı.
JTA’dan Ben Sales’ın gazetenin arşivlerinden bulduğu haberlere göre, 1921’de 120 bin Yahudi göçmen ABD’ye gelirken bu sayı kararnamenin kanunlaşmasından sonra 10 bine düşmüştü.
1924 ve sonrasında Avrupa’da çağın en büyük faşist rejiminin tüm kıtayı etkileyecek bir felakete yol açmış olduğunu düşünürsek, yukarıdaki kararın olmaması durumunda binlerce hayatın kurtulabileceğini düşünmek yanlış olmaz.
JTA yazarı Ben Sales yazısında şunları belirtiyor: “Belki o zamanın siyasetçileri Trump’ın (iddiaya göre) yaptığı gibi kaba bir terim kullanmamışlardı ancak uygulamada, istenmeyen ülkeler ilan edilmişti. Buna göre, İtalyanlar, Slavlar, Doğu Avrupalı Yahudiler, Çinliler artık istenmiyordu, onun yerine Kuzey Avrupa’dan göç gelmesi teşvik ediliyordu. Tıpkı bugün Trump’ın söz konusu toplantıda “Biz neden Afrika’dan göç alıyoruz da Norveç’ten göç almıyoruz” şeklinde ifade ettiği gibi; göçün ‘Nordic’ ülkelere kaydırılması teklif edilmişti.”
Dahası kanunun çıkmasına liderlik eden Senatör David Reed, açıklamalarında, Rusya’dan gelen göçün büyük bir çoğunluğunu Yahudilerin oluşturduğunu, bunun Rusya’nın geniş toplumuna karşı bir haksızlık olduğunu iddia ediyordu.
Daha sonra Reed’in Yahudilere kota koyulması teklifi ABD Anayasası’na rağmen kanunlaşmış, ‘1924 - Yahudilere Kota’ ek yasası Holokost yıllarında Avrupa’dan kaçan Yahudilere uygulamada büyük bir engel olmuştu.
Yasa ancak 1950 ve 60’larda yapılan yeni göçmenlik yasaları ile tarih olmuştu.