Dine ve inanca bakılmaksızın sınırları aşmak

Holokost’un anısını yaşatmak için organize edilen ilk spor yarışı geçen sene Roma’da İtalyan Yahudi Cemaati tarafından Dünya Yahudi Kongresi ( World Jewish Congress - WJC) ile ortaklaşa gerçekleşmişti. Bu sene de aynı gelenek Bologna’da katılımcıların Holokost ve yerel Yahudi cemaatin kaderi bakımından tarihi öneme sahip yerlere koşması ile devam etti.

Dünya
29 Ocak 2018 Pazartesi

28 Ocak’ta Uluslararası Holokost Anma Günü anısına Bologna’da gerçekleşen maratona WJC Türkiye temsilcisi Ela Cenudioğlu katıldı. WJC dünya çapında 100’den fazla ülkedeki Yahudi cemaatlerini ve organizasyonlarını temsil eden ve dünya Yahudilerini temsilen diplomasi ve kamu çıkarı alanlarında hareket eden 200 genç profesyonelden oluşan global bir ağ olan JDCorps’u da kapsayan uluslararası bir organizasyon.

İki saat süren koşu boyunca dünyanın her tarafından gelen yüzlerce insan Holokost açısından tarihi öneme sahip yerlerde durarak bu önemli günün anılması ve “Hiçbir zaman Unutma.”mamız amacına hizmet etmesine destek oldu. Bu olayı daha da özel yapan bir başka husus Holokost’ta hayattta kalan ve iki defa Olimpiyatlara katılan ve hala 50 mil yürüyüşünde dünya rekorunu elinde tutan Shaul Ladany’nin de yarışa katılması oldu.

İtalyan Yahudi Cemaatleri Birliği tarafından organize edilen koşu “din, inanç, cinsiyet veya kültürel geçmişe bakılmaksızın bariyerleri ve sınırları aşmak için özel bir organizasyon” olarak tarif ediliyor.

Maratonda katılımcılar WJC tarafından başlatılan “#we remember (#hatırlıyoruz)” kampanyasına destek oldular. Kampanyanın amacı dünyanın her yerinden dini, inancı, ırkı fark etmeksizin herkesin kendi fotoğrafını elinde “#we remember (#hatırlıyoruz)” işareti (hashtag) ile sosyal medyada paylaşması ve bu vesileyle Holokost’ta yok edilen 6 milyon yahudiyi onurlandırmak ve anmak. WJC Geçen sene iki yüz elli bin milyon kişiye ulaşan kampanyaya bu sene katılımın iki katına çıkmasını ümit ediyor.

Teknolojinin ilerlemesi ve sosyal medyanın gücünün arttığı günümüzde bu tür anmaların kapalı kapılar ardında bir odada değil, yalnızca Yahudi toplumunda değil, geniş toplumda da yapıldığını ve yankı yarattığını görmek dünya barışı ve aynı hataların tekrar edilmemesi yönünde sevindirici bir gelişme. Dahası, kendi dininden olmasa da bir insanlık ayıbını kınayabileceğini gösteren her dinden, ırktan, dünyanın her yerinden bu kampanyaya katılan milyonlarca kişi antisemitizm ile mücadele konusunda harcanan çabaların da boşa gitmediğinin bir göstergesi.

Antisemitizme karşı sesimizi yükseltmek, mücadele etmek insan olarak hepimizin görevi. İfade özgürlüğünün kısıtlamaya çalışıldığı durumlarda sesimizi duyurmak yalnızca Yahudi olarak üzerimize düşen bir sorumluluk değil, insan olmanın getirdiği bir vazife.