İnsanın insandan başka ihtiyacı yok

Ferhat ATİK Toplum
7 Şubat 2018 Çarşamba

Yazabilmek marifet görünür ama aslında bazen bazı konuları yazma ihtiyacı bunu bir zul haline dönüştürür. Sadece yazdığınızdan değil, insanlığınızdan da canınız yanar, bazen yazarken. Bu satırlar tam da böyle bir “eli kolu bağlı insanlık acısı”nın sonucu.

Yüzyıldır yazmakta bile olsa insan, hep yazamadıkları oluyor. Duyguları göz pınarlarına tıkanıyor, bu duyguları yan yana dizilen hiç bir kelime anlatamıyor. Başta Ortadoğu’da ve her yerde yaşanan terör temelli yaşananlardan bahsediyorum. Hemen herkesin doğrudan bildiği bir gerçek, terör küçükten büyüğe, sokaktan devlete saldıran bir yapı. Acı, bir film gibi izlediğimiz televizyon ekranlarındaki haber bülteninde, her karede bunlar görülüyor.

İçime dokunuyor. İnsanların an ve an öldürüldüğü, güvensizlik, huzursuzluk, mutsuzlukla iç içe yaşamalarına seyirci kalmak dayanılmaz bir acı veriyor.

***

Bazen duyguların kelimelerden çok büyük olduğunu hisseder demiştim ya insan, bir acı bazen çok da anlatılamıyor. İşte o an sanata başvuruluyor. Acıyı anlatmak için tüm olup bitenle ilgili.

Çünkü kifayetsiz her şey, bir insan ölürken…

Biz en son 2. Dünya Savaşını topyekûn yaşadık. Dilimiz yanmadı mı? Canlarımız acımadı mı? Yok olmadık mı bir Holokost’ta? İnsanların haksızlığa ve yaşam haklarının ellerinden alınmasına tanık olmadık mı?

Hepsi zavallı egoların bilinçli unutmalarına denk geldi şimdilerde. Oysa her yer yazarım, her yerde söylerim: Holokost dünde kalan bir barbarlık değil, gelecekte duran bir tehlike. 

Dün Avrupa’nın ortasında, yarın kim bilir Allah korusun, nerede?! Bugün Ortadoğu’da yaşananlar, yarın kim bilir nerede yaşanır? Batı kendini tehlikeye uzak hissediyorsa, yanılıyor. Terörizm her yerde. Terörist her yerde. Bugünün Hamas’ı sözde kendi topraklarında yönetimde! Oysa terörle bağlantıları ortada.

Bu gibi kesinliklerin ‘görece’ olması anlaşılmaz. İnsanın insandan başka ihtiyacı yok, oysa. Anlayana! Bir şiir, bir Bertolt Brecht şiiri en iyi anlatır bu acıyı, acımasızlığı…

***

Tankınız ne güçlü generalim,

Siler süpürür bir ormanı,

Yüz insanı ezer geçer.

Ama bir kusurcuğu var;

İster bir sürücü.

Bombardıman uçağınız ne güçlü generalim,

Fırtınadan tez gider, filden zorlu.

Ama bir kusurcuğu var;

Usta ister yapacak.

İnsan dediğin nice işler görür, generalim,

Bilir uçurmasını, öldürmesini, insan dediğin.

Ama bir kusurcuğu var;

Bilir düşünmesini de.