• 80 milyonluk Türkiye’nin yüksek teknolojili mal ihracatı 10 milyar doların altında, 6 milyonluk İsrail’in yüksek teknolojili ihracat toplamı 25 milyar dolara yakın. Peki, nedir farkı yaratan? 80 milyonluk Türkiye yapamazken, 8 milyonluk İsrail’in yapmasını sağlayan? 80 milyonluk Türkiye’nin toplam milli geliri 863 milyar dolar iken, 8 milyonluk İsrail’inkini 317 milyar dolar milli gelire yaklaştıran? Cevaplamadan önce böyle konuşurken hemen gündeme gelen bir soruyu cevaplayayım. Hemen bana diyorlar ki, “İşte İsrail’in güçlü lobisi onu yapıyor”. Ben öyle düşünmüyorum. GÜVEN SAK - DÜNYA
Çin’in toplam ihracatının yaklaşık yüzde 33’ü yüksek teknolojili ürünlerden oluşuyor. 1990’larda bu oran yüzde 9 civarındaydı. Türkiye’nin toplam ihracatının bugünlerde yüzde 5’i yüksek teknoloji imalat sanayi mallarından oluşuyor. 1990’larda bu oran, yüzde 3 civarındaydı. Şimdi Çin, oradan buraya yalnızca iç pazarı büyük diye mi geldi? Hayır. Aksi takdirde, yanı başımızdaki 8 milyon nüfuslu İsrail’in nasıl olup da toplam ihracatının yüzde 35’inin yüksek teknolojili imalat sanayi mallarından oluştuğunu açıklayamayız. 80 milyonluk Türkiye’nin yüksek teknolojili mal ihracatı 10 milyar doların altında, 6 milyonluk İsrail’in yüksek teknolojili ihracat toplamı 25 milyar dolara yakın. Peki, nedir farkı yaratan? 80 milyonluk Türkiye yapamazken, 8 milyonluk İsrail’in yapmasını sağlayan? 80 milyonluk Türkiye’nin toplam milli geliri 863 milyar dolar iken, 8 milyonluk İsrail’inkini 317 milyar dolar milli gelire yaklaştıran?
Cevaplamadan önce böyle konuşurken hemen gündeme gelen bir soruyu cevaplayayım. Hemen bana diyorlar ki, “İşte İsrail’in güçlü lobisi onu yapıyor.” Ben öyle düşünmüyorum. Bana kalırsa hem Çin deneyiminden hem de İsrail deneyiminden çıkarmamız gereken temel ders, dışa açık olmaktır. Küresel meselelere küresel teknolojilerle bir çözüm üretmek üzere düşünmeye başlamak gerekiyor. Düşünme çerçeveniz ülke sınırlarını, ülke pazarını aşamıyorsa başarılı olamazsınız. Çin’de de İsrail’de farklı olan budur.
Doğrusu ya ben bunun en somut örneğini, İsrail’in kuzeyinde Tefen Sanayi Bölgesini ziyaret ederken gördüm. Girdiğim fabrikanın duvarında kocaman harflerle, “Burada ARGE değil, İsviçre’ye ihracat yapılır” yazıyordu. Halbuki orası da bir teknoparktı doğrusu. Biz teknoparkları ARGE’ye hapsederken, orası öyleydi. Nedir? Çin de İsrail de öncelikle küresel bir dünyada yaşadıklarını biliyor. Küresel sisteme intibak etmeye çalışıyorlar. Her iki deneyim de bize, ulusal önceliklerle küresel sisteme intibakın mümkün olduğunu gösteriyor. Lobiler ancak bir noktadan sonra işe yarıyor. Önce işe başlamak gerekiyor. Bana sorarsanız, Türkiye işte bunu yapamıyor.
Güven Sak
https://www.dunya.com/kose-yazisi/cine-degil-asil-israile-bakin/404784
Moiz Usta, Benekli Agop Usta, Suser Amca, Papaz Fangri Nikos… Son zamanlarda yazmaya sardıran bir cerrah arkadaşımın henüz yayınlanmamış öyküsünde geçen isimler bunlar.
Handa, esnaflarla haşir neşir olarak, Moiz Usta’nın yanında kuyumcu çıraklığı yapmış bir çocuğun gözünden anlatılıyor hikaye. Hikayede ismi geçenler iyi insanlar! Moizler, Agoplar, Suserler, Nikoslar… Bu toprağın gittikçe azalan, yok olan iyi insanları.
Moiz Usta’nın ölümüyle bitiyor Kenan’ın henüz yayınlanmamış öyküsü. Çocuk, artık büyümüş belki, kendine yazılmış “vasiyet” notu okuyor: “Kuzum. Altın tozlarını Benekli Agop Usta’ya son kez götür. Agop da Moiz de senden başkasına güvenmez. Verdiğini her zaman yaptığım gibi dağıt; yarısını han esnafının çocuklarına okul masrafı yap. Mum Abine yeni bir soba al. İhtiyarladı, artık üşür o garip. Kuran kursundaki yetimleri unutma…”
Moiz Usta belli ki iyi insan. Çok belli. Öyküde; “Cenazesine her türlü cemaatten yüzlerce insan katıldı” diye yazıyor. “Önce inancına uygun dini bir tören yapıldı. Akrabaları gittikten sonra, handaki Müslüman esnaf dükkanda toplandı. İlahiler söylendi. Yasinler okundu. Çarşıya yakın Kuran kursundaki öğrencilerden otuzu birden gelip, her biri bir cüzü ezberden okuyarak, bir saat içinde onun için hatim indirdiler.”
İyi ki Kenan böyle bir hikayeyi anlatmaya hazırlanıyor. En önemli eksiklerimizden birini tamamlamaya dönük önemli bir çaba.
L. DOĞAN TILIÇ
https://www.birgun.net/haber-detay/asdvads-hokin-lusavore-205035.html
Ekonomi Gazetecileri Derneği’nin yıllık toplantısına katılan Türkiye Tohumcular Birliği (TÜRKTOB) Başkanı Kamil Yılmaz ve yönetim kurulu üyeleri tohumculukta gelinen aşamayı anlattılar. Bu anlatılanlar çerçevesinde bildiklerimizi ve duyduklarımızı unutmamız lazım. Şöyle ki:
- Öyle izlenimler var ki, sanki üretimin büyük bölümünü ithal tohumla yapıyoruz ve ithal edilen bütün tohumları da İsrail’den alıyoruz veya İsrail’den tohum almazsak üretim duracak. Öyle bir şey yok. Toplam tohum ithalatı içinde İsrail’in payı yüzde 7 ile önemsiz düzeyde. İsrail’e tohum da ihraç ediyoruz. Ayrıca sebze ihracatı da yapılıyor. Tohumda İsrail’e bağımlı olduğumuz bir şehir efsanesinden ibaret.
- Kaldı ki, bir yılda 2 milyon 700 bin ton tohum kullanıyoruz. Bunun sadece 40 bin tonu ithal. TÜRKTOB Başkanı Kamil Yılmaz da “Dışarıdan tohum ithal etmesek bile normal tarımsal üretimi sürdürecek gücümüz var” dedi.
Abdurrahman Yıldırım
http://www.bloomberght.com/ht-yazarlar/abdurrahman-yildirim/2098752-israil-tohumu-sehir-efsanesi
Netten okumalar
http://www.haberturk.com/asaf-avidan-populist-olmaya-ihtiyacim-yok-1850715
http://dergipark.gov.tr/download/article-file/264742
http://www.hurriyet.com.tr/gundem/ladinonun-sesi-o-cak-az-sayidaki-insanlardan-biri-40752037
https://ahvalnews.com/tr/yahudiler/turk-yahudileri-neden-israile-goc-ettiklerini-anlatti
Purim
Takılan tweetler
Murad Çobanoğlu @muradcobanoglu 13 sa.13 saat önce
Daha fazla
1492 Yılında İspanya'dan kovulan Yahudiler'in, Osmanlı'ya sığınarak huzur ve emniyete kavuşmalarının 400. yıl dönümü nedeniyle Paris Cemiyet-i Umumiye-i Museviyye Reisi (Yahudi Cemiyeti Başkanı) Gold Şimit'in Sultan II. Abdülhamid'e Osmanlıca ve Fransızca yazdığı "şükran mektubu"
Daha fazla
Soykırıma uğrayan 864 Gümülcineli Yahudi anısına Gümülcine (Komotini) şehrinde dikilen Holokost anıtına kırmızı boya ile saldırdılar
Resimli Hafıza 📷 @ResimliHafiza 1 hr1 hour ago
Daha fazla
1913 - Hasköy, İstanbul. İstanbul Musevileri'nin ilk futbol takımı Maccabi kuruldu. Bu futbol takımı günümüz Maccabi Haifa'sının ta kendisidir.