Albert Einstein’ın doğum günü olan 14 Mart aynı zamanda -ABD’deki tarih yazma formatına göre- 3,14’e denk gelen Pi Gününe rastlıyor. Bilimle dolu kutlamalar İngilizcedeki ses benzerliğinden (pie=turta) yola çıkarak turtasız geçmiyor elbette. Hem tarihin önde gelen dehasının hem de matematiğin en gizemli sabitinin bilinmeyen yönlerine göz atıyoruz.
Albert Einstein modern fiziğin iki direğinden olan Genel Görelilik Teorisi (diğeri Kuantum Teorisi), E=Mc2 şeklinde ifade edilen ikonik denklemi ve tüm zamanların en ünlü dehası olmasıyla bilinir.
14 Mart 1879’da Almanya’da Yahudi bir ailede dünyaya gelen Einstein 1933’te Nazi Almanya’sını terk etmek zorunda kalarak ABD’ye göç etti ve Princeton Üniversitesinde 1955’teki ölümüne kadar çalıştı.
Geç konuşması ailesinin endişe duymasına yol açtı
Einstein’ın dört yaşına kadar konuşamadığı bu yüzden ailesinin zekâsı ile ilgili ailesinin endişe duyduğu söylenir. Geç konuşmasının nedeni olarak, Einstein’ın Yidiş ve Almanca konuşulan evi gibi, iki dil konuşulan evlerde çocukların geç konuşmaya başlayabilmesi ve buna ek olarak zeki çocukların doğru dilbilgisi kullandıklarından emin olmadan konuşmama tercihi gösterilebilir. Einstein’ın çocukken matematikte zorlandığı bilgisi ise doğru değildir. Popüler efsanenin tersine Einstein 12 yaşında kendi kendine yaz tatilinde cebir ve geometri öğrenmiş, 14 yaşında türev ve integralde ustalaşmıştı.
Çocukken dinle yakından ilgiliydi
Einstein’ın ailesi dini uygulayan bir aile değildi. Hatta Einstein Münih’te Katolik ilkokuluna gitti. Dokuz yaşında Yahudiliğine ilgi göstermeye başladı. Kaşerut kurallarını uyguluyor, Şabat’a bakıyor, hatta okul yolunda dualar mırıldanıyordu. Ergenlik çağında bu alışkınlıklarını bıraksa da Einstein Yahudi olmaktan her zaman gurur duydu.
Bilime olan ilgisi bir tıp öğrencisi sayesinde başladı
Einstein’ın ailesi bir Yahudi geleneği olarak yoksul öğrencileri evlerinde yemeğe davet ederlerdi. Perşembe akşamları eve gelen Max Talmud adındaki tıp öğrencisi Einstein’a ilk bilim kitaplarını veren kişi oldu. Charles Darwin’in evrim teorisi ile ilgili kitabını, Alexander von Humboldt’ın ‘Kozmos- Fiziksel Dünyayı Tanımlama Girişimi’ adlı beş ciltlik klasiğini ve Aaron Bernstein’ın popüler bilim kitaplarını okumaya başlayan Einstein’ın böylece bilime aşkı başlamış oldu.
Nobel Ödülü parasını eski eşine verdi
Mileva Maric ve Einstein
Einstein liseyi Zürih Politeknik’de okurken sınıfındaki tek kız Sırp Mileva Maric’di. Maric ile 1903’te büyük bir aşkla, Einstein henüz 23 yaşındayken evlendiler; fakat mutlulukları uzun sürmedi. Dört yıldan uzun bir süre ayrı evde yaşayan Albert boşanmak için ilginç bir anlaşma önerdi. Bir gün Nobel Ödülü kazanacak olursa ödül parasını ona vereceğine söz verdi. 1919’da boşanan Einstein, yedi senelik ilişki yaşadığı kuzeni Elsa ile evlendi ve 1921’de sözünü yerine getirdi.
Irkçılıkla mücadele etti
Einstein ve Anderson
1933’te Nazi Almanya’sından kaçan Einstein göç ettiği ABD’de ırkçılığa karşı mücadeleyi görev edindi. Yakın arkadaşı oyuncu Paul Robeson ile ilginç bir ikili oluşturarak, ‘American Crusade to End Lynching-Linçlere Son Vermek için Amerikan Kampanyası’ başlattı. 1937’de siyah şarkıcı Marian Anderson’ın Princeton’da bir otelde kalmasına izin verilmemesi üzerine Einstein ve Elsa onu evlerinde misafir ettiler. Hayatı boyunca siyahlara olan desteğini esirgemeyen Einstein onların üniversitelerinde bilimsel seminerlere gitti ve kamuoyunda ırkçılık karşıtı konuşmalarını sürdürdü.
Hayatının ‘en iyi günü’nü İsrail’de yaşadı
Einstein ve Weizmann
1921’de, Einstein ve sonradan İsrail’in devlet başkanı olacak kimyacı Haim Weizmann, İsrail topraklarında Yahudi üniversitesi kurmak için finansman toplamaya ABD’ye gitti. Einstein iki yıl sonra üniversitenin ana kampüsünün inşa edildiği Kudüs’ün Scopus Dağını ziyaret etti ve İbrani Üniversitesi kürsüsünde bir konuşma yaptı. Daha sonra bir mektubunda İbrani Üniversitesi geliştikçe kalbinin sevinçle dolduğunu yazdı. Albert ve Elsa Einstein İsrail’e gittiklerinde bir sevgi seli ile karşılanmış ve bir gelişlerinde Einstein “Bugünü hayatımın en güzel günü olarak görüyorum” demişti.
Kendine has bir Tanrı görüşü vardı
Einstein Berlin’de bir akşam yemeğinde masadakilere şöyle seslendi: “Doğanın sırlarını elimizdeki sınırlı araçlarla çözmeye çalışınca elle tutulabilir tüm yasaların ve bağlantıların arkasında ince bir zekayı yansıtan, dokunulamayan ve açıklanamayan bir şey olduğunu göreceksiniz.” Altıncı sınıfa giden bir kız çocuğunun bilim insanlarının dua edip etmediği sorusu üzerine ise ona şöyle yazdı: “Bilim uğruna ciddi mesai harcayan herkes, evrenin yasalarında bir ruhun apaçık ortada olduğunu, bu ruhun insanlığın ruhundan çok daha üstün olduğunu ve yine bu ruhun önünde mütevazi güçlerimizle alçakgönüllü olmak zorunda olduğumuz gerçeğine ikna olur. Fakat bilim insanlarının daha saf olan sıradan birine kıyasla daha özel bir dini inancı vardır.”
Nazilerin antisemit propagandasında yer aldı
Hitler’in başa geçmesinden bir ay sonra, 1933’te Einstein Nazilerin barbarlığını vurgulayan bir konuşma yaptı. Bunun üzerine Naziler Albert Einstein’ın eşiyle kaçışını ve Hitler hakkındaki ihanet dolu söylemlerini vefasızlık olarak niteleyerek kınayan broşürler dağıttı. Broşürde Einstein ‘asılmamış’ sıfatıyla tanımlanıyordu ki, bu bir gün Einstein Almanya’ya dönecek olursa asılacağı manasını taşıyordu.
Elsa ve Albert Einstein
İsrail Devlet Başkanı olabilirdi
Einstein’a iki kez İsrail’in devlet başkanlığı teklif edildi. Her iki defasında da Einstein bu onuru geri çevirdi. İlk teklif 1948’de İsrail’in ABD Büyükelçisi Abba Eban’dan geldi. Eban, Einstein’ın “Doğa hakkında azıcık bilgiye sahibim, fakat insanlar hakkında hiçbir şey bilmiyorum” yanıtıyla karşılaştı. 1952’de yeniden sorulduğunda bu defa Einstein resmi bir mektupla insanları yönetme konusundaki tecrübe yetersizliğini öne sürdü, ilerleyen yaşının gücünü zayıflattığını belirtti.
Son sözleri İsrail -Arap barışı hakkındaydı
Hayatının sonlarına gelirken Einstein, İsrail ve Siyonizm hakkında sesini daha yükseltir oldu. 73 yaşında, Einstein, “Diğer milletler içinde kırılganlığımızı ve çevremizdeki tehlikeyi açık bir şekilde gördüğümde Yahudiliğimle ilişkimin en güçlü insanlık bağım olduğunu anladım.” 13 Nisan 1955’te Einstein, İsrail’in sekizinci kuruluş yılı için televizyonda yapacağı konuşmayı prova etmek için İsrail konsolosu ile buluştu. İsrail’in Arap komşularıyla barış yapması konusundaki görüşlerini yazmaya başlarken Einstein yorularak mola verdi. Sonrasında Einstein felç geçirdi ve ertesi sabah erken saatlerde hayata veda etti. Konuşması ve yazdığı o son cümle bitirilmemiş olarak kaldı.
Pİ Sayısı hakkında ilginç bilgiler
π simgesiyle ifade edilen Pi sayısı, bir dairenin çevresinin çapına bölümü ile elde ediliyor. Bu oran her daire için aynı değeri aldığından, π sayısı bir matematiksel sabit. Günlük kullanımda basitçe 3,14 olarak ifade edilen değer, virgülünden sonra sonsuza kadar devam eden sayılarının şu ana kadar herhangi bir düzene bağlılığı görülemediğinden 4 bin yıldır gizemini koruyor.