Her gün basında takip ediyoruz, Ali Koç böyle konuştu, Yıldırım cevap verdi... Peki, bu nereye kadar gidecek? Veya bu nasıl başladı? Aziz Yıldırım’ın Fenerbahçe hayatı biraz zaman tüneli gibi olduğu için, sayfama meze olarak kullanabileceğimi düşündüm. “Seçimle gelen dikta mı olur?” sorusu varsa ise, cevap sadece kocaman bir evet. Ayrıca, “Kızdırmayın, 10 yıl daha kalırım” tarzı cümleler neyi temsil eder? Lafı uzatmayalım, belki de mayısta sona erecek Yıldırım iktidarının Fenerbahçe kariyerini birkaç ana başlıkta topladım.
1 0Y FARK = 20 YIL
15 Şubat 1998’de Sarı-Lacivertli kulüp kongreye gitmiş ve iki aday katılmıştı: Aziz Yıldırım ve Vefa Küçük. Bu kongrede bir oy farkla başkanlığı alan Aziz Yıldırım 20 yılı aşkın koltuğunu kimseye kaptırmadı. Geldiği ilk yıllarda adından çokça bahsedecek ve Fenerbahçelilere apayrı bir heyecan katacaktı. Tesisleşme anlamında ise hiç şüphesiz Türkiye’nin en başarılı başkanı olacaktı.
ARANAN
ŞAMPİYONLUK
Başa geldiği yıllarda ezeli rakibi Galatasaray ligi domine etmişti. Öyle ki Galatasaray marşlarına konu olacak “Dört sene üst üste şampiyon olduk” sözlerini o yıllarda alacaktı. Aziz Yıldırım’ın 2000-2001 sezonundaki Mustafa Denizli hamlesi Fenerbahçe’yi o sene beş senedir beklediği şampiyonluğa ulaştıracaktı ve ligi domine eden Sarı-Kırmızı fırtına bir yıllığına dinecekti. Melih Şendil’in “Rapaiç atıyor, 4 oluyor” sözleri Fenerbahçelileri mest ediyordu o sene. Aziz Yıldırım o senenin sonunda ‘Ailesine daha fazla vakit ayırabilmek’ adına görevi bıraktığını açıkladı. Fakat camianın büyük baskısı sonunda görevine olağanüstü kongre ile geri döndü.
GEÇ GELEN 3 YILDIZ VE ERKEN GELEN STAD
Fenerbahçe üçüncü yıldız yarışını bir sene öncesinde Kadıköy’de 6-0 yendiği ezeli rakibine kaptıracak ve prestij anlamında ağır yara alacaktı. Zira 2001-2002 sezonu sonunda Galatasaray üçüncü yıldızı göğsüne takmış olacaktı. Tam Beşiktaş’ın 100. yıl şampiyonluğunu yaşadığı 2003 senesinde Saraçoğlu Stadının son halini alması için çalışmalara başlandı. Futbol takımı ise 2003-2004 sezonu başında kadroya kattığı Pierre Van Hooijdonk ile taraftarlarına heyecan sarmış ve sene sonunda ipi göğüsleyerek üçüncü yıldızı takmaya hak kazanmıştı.
ALEX DE SOUZA, DAUM, DENİZLİ HÜSRANI VE 2. İSTİFA
2004-2005 sezonunun ilk transfer döneminde ileride yıldızı barışmayacağı için takımdan göndereceği bir efsaneyi Türkiye’ye getirilmiş ve adeta Fenerbahçe’de yeni bir çağ açılmıştı artık. Hâlâ ismini duyulduğunda göz dolduran, Alex De Souza fırtınası başlayacaktı. Şüphesiz bu durum Aziz Yıldırım’ın yerini daha da sağlamlaştıracaktı. Alex’in geldiği ilk yıl Fenerbahçe ikinci kez üst üste şampiyon olmuş ve stadı artık tamamen bitirmişti. Altyapıda da yaptığı tesislerle Fenerbahçe ezeli rakiplerini fazlasıyla saf dışı bırakmıştı bu kulvarda. Öte yandan Alex De Souza taraftarları mest ederken, Christoph Daum üçüncü sezonuna şampiyon olarak girmişti. Fakat sezon sonuna kadar maçı koparamayan Kanarya, Denizli deplasmanında 3 puan bırakınca Galatasaray mucizevi şekilde şampiyon oluyordu. Bu hüsranın ardından Aziz Yıldırım bir kez daha görevi bırakma kararı aldı. Ancak yine camianın baskısıyla bu kararından vazgeçen Aziz Yıldırım, 24-25 Haziran 2006’da yapılan olağanüstü genel kurula yine tek aday olarak girerek, bir kez daha Fenerbahçe Kulübü Başkanlığına seçildi. Sonraki sene ise Fenerbahçe 100. yılını büyük coşkularla ve etkinliklerle kutladı. Şampiyonluk kupasını da müzesine götürdü. Bu seneden bizlere kalan en büyük hatıra ise, Kıraç’ın 100. yıl şarkısı oldu.
3 TEMMUZ SÜRECİ
Fenerbahçe ligde iki yıl durgun kalırken 2008 yılında Zico önderliğinde Şampiyonlar Liginde çeyrek finale kalacaktı. 2008-2009 sezonunu Aragones ile dördüncü bitiren Kanarya, ikinci Daum döneminde ise son maçta Bursa’ya şampiyonluğu kaptırıyordu. Artık takım Aykut Kocaman komutasına girmişti. Fenerbahçe Alex’in de efsanevi performansıyla ligin ikinci yarısında 17’de 16 yaparak ipi göğüsleyecekti.
‘Futbolda şike davasına’ yönelik soruşturma kapsamında, 3 Temmuz 2011’de gözaltına alınan ve 10 Temmuz 2011’de tutuklanarak Metris Cezaevine konulan Aziz Yıldırım, yaklaşık bir yıl tutuklu kaldıktan sonra 2 Temmuz 2012’de tahliye edildi. Bundan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı. Aziz Yıldırım’ın söylemleri sertleşecek, tehditler başlayacak ve Alex ile yollar kötü bir şekilde ayrılacaktı. Aziz Yıldırım her konuşmasına 3 Temmuz diye başlayacaktı... Tabii Fenerbahçe’nin hakkı olan Avrupa kupalarına gitme şansı da ellerinden çalınıp Trabzon’a verilecekti.
ALEX’İN GİDİŞİ, ERSUN YANAL, OBRADOVİC
Aziz Yıldırım, başkan adayı olduğu 19-20 Mayıs 2012’de yapılan son kongreye tutuklu yargılandığı için katılamadı. Başkanlığa aday olduğunu açıklayan kongre üyesi Murat Çelikel’in kongrenin ilk günü çekilmesiyle tek aday olan Yıldırım, cezaevinde olduğu dönemde girdiği seçimde kullanılan 5 bin 271 oyun 5 bin 269’unu alarak onuncu kez Fenerbahçe Kulübüne başkan oldu. Yıldırım, bu seçimde kulüp tarihinin en fazla oy alarak başkanlığa seçilen ismi olmayı da başardı. 2012 yılının ekim ayında Alex ile olan bağlar artık iyice koptu ve Aziz Yıldırım ani bir karar ile Alex De Souza ile anlaşmayı feshetti. Böylece, Aziz Yıldırım’ın taraftarlarla arası ilk defa ciddi olarak açılmaya başladı. Zira Alex taraftarları o gece belki de uyuyamadı. 2013 senesinde UEFA’da yarı final gören Fenerbahçe, 2013-2014 sezonuna Ersun Yanal ile başladı ve o sezon belki de tarihindeki en rahat şampiyonluğunu aldı. Nisanda kupayı kaldırdı. Yıldırım bu kupa töreninde onu protesto eden tribünlere “Paralı köpekler” diye bağırdı. Ersun Yanal özel hayatı dolayısıyla sezon sonunda kulüpten gönderildi ve oklar gene Aziz Yıldırım’ın üzerine çekildi. Tabii bu sırada ileride tarih yazacak Obradovic ile anlaşma imzalanmıştı.
4. YILDIZ, BASKETİN BİR RÜYAYA DÖNÜŞÜP FUTBOLUN BİR ÇİLE OLMASI
İşte tam Ersun Yanal gönderildikten hemen sonra, Fenerbahçe şu anki ‘sıkıcı, banal ve çözülmeyen’ oyununa giriş yaptı. İzleyene zevk vermeyen, hiçbir şekilde açık değil, tamamıyla rakibi oynatmama mantığıyla ilerleyen bir futbol yerleşti takıma. Hal böyle olunca Galatasaray’ın dördüncü yıldızı göğsüne takması işten bile olmazken, futbol taraftarları yeni bir soluk aradı. O soluk ise Obradovic’in askerleri, basket şubesiydi. Önce Ataşehir’deki mükemmel arena daha sonra ise art arda play-off ve final four’lar geldi basketbolculardan. Aziz Yıldırım’ın en büyük başarılarından biri de en çok tartışıldığı dönemde gelmişti. Fenerbahçe Euroleague Şampiyonu olmuştu. Fenerbahçeliler ilk defa futbol harici bir branş için tura çıkmıştı sokaklarda. Bu, tartışmasız büyük bir başarıydı.
Aziz Yıldırım, 20 yıllık başkanlık döneminde dünya futbolunun önemli futbolcularına Sarı-Lacivertli formayı giydirdi. Yıldırım, dünya futbolunda önemli isimler arasında yer alan futbolcular arasında Hırvat Milan Rapaiç, Ukraynalı Sergei Rebrov, İsveçli Kennet Andersson, Arjantinli Ariel Ortega, Hollandalı Pierre van Hooijdonk, Dirk Kuyt ve Robin van Persie, Brezilyalı Alex de Souza, Roberto Carlos, Diego Ribas, İsrailli Haim Michael Revivo, Ganalı Stephen Appiah, Fransız Nicolas Anelka, Sırp Mateja Kezman ve Milos Krasic, Senegalli Moussa Sow ve Mamadou Niang, İspanyol Daniel Guiza, Portekizli Bruno Alves, Raul Meireles ve Luis Nani’yi Fenerbahçe’ye kazandırdı.
Bu 20 yıla bir sürü kongre, bir yıllık hapis cezası, sayısız Galatasaray şampiyonluğu ve Kadıköy’deki Galatasaray galibiyetleri, futbolda 13 kupa ve sayısız branşta sayısız şampiyonluk sığdırdı Yıldırım.
Peki, 20 yıla Fenerbahçeliler ne diyecek? Ali Koç mayıstaki kongrede 20 yıl içindeki en ciddi rakip olarak karşısında Aziz Yıldırım’ın. Fenerbahçe kongresi, her mağlubiyetten sonra hakemlere sığınan ve hiçbir şeyi kabullenmeyen 20 yıllık tecrübeyi mi, yoksa çağdaş yeniliği mi seçecek?
Ben sadece görevimi yaptım, ben de yazdım.
#sendeyaz…
Bu elim haftada spor yazısı yazmanın da zorlukları yok değil elbet,
İnsanlığımızın, milletimizin, sevenlerinin başı sağ olsun. Sabırlar diliyorum…