“Güç iktidarı zehirler” der Prof. Dr. Vamık D. Volkan. Biyografisini yazdığım Dr. Volkan, yaklaşık altı yıllık çalışmamızda hayatıma dokunan önemli bilgilerle donatılmamı sağladı. Güç ve iktidar ilişkisi de bunlardan birisi.
Politik psikoloji dehası olarak kabul edilen Volkan, dünyanın yaşayan en önemli psikanalisti olarak biliniyor. Girişte kullandığım cümlesi çok önemli. Bu ifadeyi, sağlıksız gelişen güç müptelalığının sona ilerlemesindeki etken olarak anlamak lazım. Bu cümlenin doğru anlaşılması için verilebilecek en önemli örnek, 20. yüzyılın ortasında, barbarlığın ilk çağlarını aratmayacak kadar başa dönmüş bir insanlıktan, Hitler ve ona inanan katiller gösterilebilir. Güç kendisini zehirledikçe Hitler, yapamayacağı şey olmadığını düşünüp canileşmiş, daha yaşamının ilk yıllarında biriktirdiği travmalarını yok edici ve sapkın davranışlara bürünmüştü.
Hitler Nazi Almanya’sında, kadınları iktidarın sapkın cinsel arzularının tatmin aracı olarak kabul ediliyordu. Hitler SS subaylarının cinsel sapıklıklarını tatmin için sözde “aryan bir ırk yetiştirme” yalanı ile dokuz merkez kurmuş, adlarını da Hayat Kaynağı (Lebensborn) koymuştu. Bu merkezlerin sloganı ise “Führer için bir çocuk yapın”dı. Bu merkezlerde, seçilmiş kızlarla seçilmiş erkekler çiftleştirilerek isimsiz çocuk doğumları yaptırılıyordu.
Bu merkezlere seçilmek içinse; Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisi’ne üye olma, herhangi bir fiziksel engele sahip olmama; yakışıklı veya güzel olma ve hiç bir Yahudi ırkı özelliği taşımama gibi kriterleri geçmek gerekiyordu. Nazi doktorları tarafından genetik uygunluk verilmesi durumunda kadınlar ve erkekler ‘üretim’ için bir araya getiriliyor ve çocuk doğurmaları sağlanıyordu.
Daha ilk zamanlarında bile bu evler, tecavüz ve cinsel sapkınlıklarla anılırlarken, bir süre sonra SS subaylarının genelevi haline dönüşmüş ve Nazi askerinin tecavüzleri sonucu doğan çocuklar için de yetimhane olarak kullanılmıştır.
Sözde aryan ırk yaratma projesi olan bu yapılar, Kuzey Avrupalı kadınların ırklarından gelen güzelliklerini Alman ırkına genetikle aktarmak ve onları da Almanlaştırmak için aynı merkezler, Norveç, Danimarka, Hollanda ve Belçika’da da kurulmuştu.
Aslına bakarsanız insani anlamda, bu merkezler, aryan ırk yaratma yeterince sapkın bir düşünce olmasına rağmen, sözde bu hedef ve yalana saklayarak, Hitler’in ve yandaşlarının tüm sapkınlıklarını meşru etmeleri ile ilgili bir süreçten başka birşey değildi.
Hitler kendisini zehirleyen iktidar gücünün tutsaklığı ile kendi sonunu, dünyaya pahalıya mal olan bir tecrübe ile, tüm zamanları en büyük acısı olan Holokost’la getirdi. Hayat Kaynağı denen bu merkezler aracılığı ile tarihe, sadece bir faşist ya da ırkçı ya da barbar ya da cani gibi sıfatlarla geçmekle kalmayıp, sapıklıkları ile de geçmiştir.