Gündem çok hızlı değişince gözdemiz FED bir anda gözden düştü. Bu sene kaç kere faiz arttırır diye tartışırken bu aralar adını bile anmıyoruz. Daha popülerleri gelse de “Unutmak kolay demiştin alışırsın demiştin, unutamadım unutamadım ne olur anla beni” diyelim ve eski aşkımızı rakamlarla tazeleyelim.
Federal Reserve Bank. İnsan ilk aşkını nasıl unutabilir ki? Kurulduğundan bu yana II. Dünya Savaşı döneminde ve 2008 sonrasında iki kere sıfır seviyelerinde faizi bize yaşatan o değil mi? Bilançosunu beş katına çıkartarak dikkatimizi bağımlılığa çeviren, baz para olarak bizi kendisine mecbur bırakan, her cümlesinde her kelimesinden bir anlam çıkarmaya çalıştığımız, herkesin yakından tanımak istediği ama bilinmezliği ve gizemi ile can yakan, arzı endam ettiğinde güzelliğini yaşadığımız, bir kuru savaş çıkartacak kadar etkili, ne yaparsa yapsın yeri bizde rezerve olan bir aşkın bilançosu daha çok haber olur, aşkın tutanaklarına bu sayfalar yetmez.
Bilanço daraltacağız söyleminden sonra 2018’de üç kere mi dört kere mi faiz artışı gelecek diye konuşurken, bir anda Rusya ile Avrupa arasında patlayan casus krizi gündemi değiştirdi. Trump seçim beyannamesine uyarak, Çin’le olan dış ticaret açığını gündem yaparken ve ticaret savaşlarını başlatırken, bir ara acaba tansiyon düşüyor mu derken bu sefer Suriye gündemi ön plana çıktı. Bir sabah ansızın gelen Twitter mesajı dünya piyasalarını salladı. Rusya “Twitter diplomasisinde biz yokuz” deyince, tüm bunların etkisi ile içeride kur ve faiz gelen cari açık ve enflasyon verileri ile tedirginleşirken borsa endeksleri geriledi, petrol ve altın dünyada yukarı hareketlendi. Neyse ki arada gelen büyüme verisi yüreklere su serpti. Suriye’de tansiyon daha fazla artmaz ise dünyada gündem tekrar önceki ajandalara dönecek ama Haluk Levent ‘Akdeniz Akşamları’ artık bir klasik. Tüm bu Meksika Dalgası içinde ise kripto paralar iki adım geri bir adım ileri attı. Meksika demişken duvarın prototipleri tamamlandı, Trump başkanlık emri ile duvar bitene kadar ABD ordusunu sınırı korumakla görevlendirdi. Arada içeride Amazon’a iki salvo attı, içerisi karışık diye NAFTA’ya nanik yaparken Trans Pasifik Antlaşmasına yine göz kırptı, bu aralar Macron’u fav’a eklerken acaba kime DM’den yürüyecek eller tetikte.
Değişken gündemde Twitter güçte yeni bir dalgalanma yaratmaz ise yeniden ekonomi, para konuşmaya dönebileceğiz. Ekonomi derken yanlış anlaşılmasın ticaret ve kur savaşları, Rusya’ya konan ambargolar, Kuzey Kore ile olası buluşmanın piyasalara yansımaları, dolar faiz artışı ve bilanço daraltması ile başlayacak likidite sıkışmasının gelişmekte olan piyasalara ve sıcak paraya etkileri. Piyasada yaşanan bu yeni heyecanlar güzel değil “Geri dön, geri dön ne olur geri dön, Vazgeçmek zor senin o büyülü tuhaf sıcağından” diyelim minik serçemiz FED’e.
Grafik 1. Seçilmiş Merkez Bankaları Bilanço Büyüklükleri Trendi (10 Yıllık)
OY TOMBULUM
Önce ABD tüketici kredileri ile başlayalım. 2013’te 3,09 trilyon dolar stok 2017’de 3,83 trilyon dolara ulaşmış. Şubat 2018’de ise bir gerileme var. Bu bir anlık mı yoksa bu sayfada beklediklerimizin göstergesi mi diye soralım. Hayırlara vesile olsun diyelim. Aynı sürede otomobil kredileri 878 milyar dolardan 1,11 trilyon dolara gelmiş durumda. Kredi kartı borçları 1,03 trilyon dolar. Öğrenci kredileri 2013 yılında 1,14 trilyon dolar iken 2017 sonunda 1,5 trilyon dolara gelmiş durumda. Eğitim şart. Bakalım ABD öğrencisi borcuna ne kadar sadık, önümüzdeki yıllarda eğitimin geri dönüşünü hep beraber göreceğiz. Kapasite kullanım oranları ise Şubat 2018’de hafif bir yukarı ivme yapmış ancak 1972 – 2017 arası ortalama olan 79,8’in hâlâ altında 78,1. Parasal büyüklüklerde emisyon ve vadesiz mevduatlar ile (seyahat) çek hesaplarını içeren M1 Nisan 2016’da 3,2 trilyon dolar iken Nisan 2018’de 3,6 trilyon dolar olmuş. Vadeli mevduatlar ile bireysel yatırım fonlarının eklenmiş hali M2 ise 12,6 trilyondan 13,9 trilyona çıkmış. Özetle, FED varlık alımına devam etmiyor, bilançosu büyümüyor ama tasarruflar artıyor, krediler artıyor. Bunu iki şekilde yorumlamak mümkün ya ABD ekonomisinde işler rayında ya da parasal genişlemenin artçı etkileri (emisyon ile) hâlâ sürüyor. ABD’nin toplam borcu 21,14 trilyon dolar, GSYİH rakamı ise 19,9 trilyon dolar. Oran yüzde 106,2’ye çıkmış durumda. Borcun 6,32 trilyon doları yabancıların elinde. Vatandaş başına 64,5 bin, vergi mükellefi başına 174 bin dolar düşüyor bu borçtan. Faizi 291 milyar dolar tutuyor. Kümüle 820 milyar dolar dış ticaret açığının 388 milyar doları Çin’e. Bu rakamları işler iyiye gidiyor diye hala okuyanlar var. Bu rakamlara okunacak türkü bizce âlem ne derse desin tombul sana vurgunum.
Grafik 2. Seçilmiş Ülkelerin Askeri Harcamaları Trendi (10 Yıllık)
OPERASYON BAŞLADI
FED’in bilançosuna bakıldığında taşıdığı Hazine kağıtlarının payında ufak bir azalmaya karşılık pasifte banka mevduatlarında benzer şekilde bir azalma görülüyor, yine pasifte emisyonu uzun zamandır arttırıyor. 1,64 trilyon dolara çıkmış emisyon. Bunu şu şekilde görmek mümkün. Bilanço daraltma operasyonuna başlarken bankaların hızla azalacak likiditesi için piyasada direkt emisyon ile fonlama yapıyor. Buna karşılık 2017 yılı başına göre ters repo işlemleri ile piyasaya verdiği rakam neredeyse yarı yarıya azalmış. Yani henüz varlık satışına başlamadı ama bilanço daraltma operasyonunu çaktırmadan başlatmış durumda. Elindeki kağıtlardan bir - beş yıl arası vadeli olanların tutarı 1,08 trilyon dolar, mortgage kredilerine dayalı olanların tutarı 1,7 trilyon dolar ve vadesi on yıl üzeri. Peki, bilanço daraltmaya başladığında bankacılık sisteminin azalacak mevduat ve fonlama imkânı nasıl giderilecek? İşte faiz oranı burada devreye gidiyor. Faizler yükselecek para borsalardan çıkacak, bankacılık sistemine girecek. Peki faiz artışı ile tüketici kredilerinin maliyeti artacak hatta bankalar portföy kompozisyonlarına göre zarar bile yazabilir, bu zararlar nereden çıkacak? Sendikasyon kredileri ve muhabir bankacılık gelecek yıldan itibaren pahalı olmaya başlayacak. Bugünün akreditifini yarına bırakma, döviz kredisini daha ucuza bulacağını sanma, spotta vadelide hazır ol diyelim şimdiden dış ticaretçi firmalara.
NİKÂHINA BENİ ÇAĞIR SEVGİLİM
Faiz artışı ve bilanço daraltma operasyonu hız kazanınca ne olur sorusunun cevabını bize Grafik 1’deki merkez bankalarının bilanço büyüme trendi veriyor. Ulusal para cinsinden Japonya, Çin, İngiltere, Avrupa Merkez Bankası (ECB) kendini FED’in büyüsüne kaptırmış. Japonya varlık alım programında enflasyonu ve büyümeyi görmek için gaza sonradan basmış ama tam basmış. ECB bakmış ki FED’in parasal genişlemesi ile makas iki kere açılmış, ikisinde de varlık alım programı ile gaza gelmiş. Bunu gören Bank of England ise seçim döneminde kat çıkan müteahhit gibi kademeli olarak iki kere arttırmış seviyeyi ECB’ye yetişmiş. Çin zaten el açmaz neredeyse FED kadar elinde ABD varlık var. Grafikte FED’in bilançosu burnunu hafif öne eğmiş. Bu bize yine operasyon başladı dedirtiyor. Aynı grafik diyor ki, eğer nikâh başladıysa diğer davetli merkez bankaları da yavaş yavaş FED’i takip etmeye başlarlar. Bu bizim piyasalarımıza nasıl yansır? İstersen şahidin olurum senin, bu adam kim diye soran olursa eski bir tanıdık dersin sevgilim. Yani Ümit Besen burada diyor ki, bunu görmemek mümkün değil, şahitlik edeceğiz bu duruma.
DÜNYALAR SAVAŞI
Tom Cruise kimi zaman gizli istihbarat elemanı, kimi zaman F-18 pilotu, kimi zaman bilgisayarda gelecekteki suçlularla savaşan, kimi zaman uzaylılarla savaşan masum bir dünyalı. Hep bir mücadele içinde. Soğuk savaş, sıcak savaş, siber savaş, uzay savaşı nereye baksan Tom. Tom şimdi de kur ve ticaret savaşında. Tom rahatlamadan kimse rahatlamayacak görünen o. Gündem bu aralar sıcaklaşınca bir de askeri harcamaların grafiğine bakmakta fayda var. Grafik 2 net bir şekilde Japonya, Rusya ve Çin Tom’a karşı diyor. Son günlerin jönü Fransa diğer ülkeler gibi İkiz Kulelerden sonra galopa kalkmış. Sun Tzu der ki “Kur ve ticaret savaşları olmasa, insanlar el ele tutuşsa, birlik olsa, uzansak sonsuza.”
GARGANTUA VE PANTAGRUEL
François Rabelais’nin meşhur beş kitaplık serisinde baba ve oğul iki devin hayat hikâyesini hicvederek konu alır. FED ile beraber ABD ekonomisinden gerekli gereksiz bilgiler ile bu sayfada iki ekonomik devin hayat hikâyesini beşinci ve son bölümde burada bitirelim. Yılbaşından bu yana en çok satılan araba markaları sırası ile Ford, Chevy, Toyota, Nissan, Honda şeklinde gidiyor. Part-time çalışan 27,8 milyon, full-time çalışan 127,5 milyon. 23,7 milyon kamu çalışanı, 122,8 milyon özel sektör çalışanı bulunuyor. 52 milyon emekli, 50,7 milyon devlet okulunda öğrenci, 1,3 milyon askeri bulunuyor. 39 milyon kişi açlık sınırında yaşıyor. Sigortasız kişi sayısı 27,5 milyon. 829 bin iflas, 121 milyon gelir vergisi ödeyen kişi var.
Kaynak: www.federalreserve.org ve www.usdebtclock.org ve www.ieconomics.com