İsrail’in kuruluşunun 70. yılı etkinlikleri çerçevesinde Yediot Aharonot gazetesi, çıkardığı ekte ses getiren bir yazı dizisine yer verdi; birkaç ünlü kişiliği, aile bireylerinin doğup büyüdüğü ülkelere götürerek köklerini tanımalarına, hissetmelerine ve İsrail halkıyla paylaşmalarına ön ayak oldu.
Bu yazı dizisinin önemli bir kişiliği de Türkiye’yi seçen ünlü şef Hayim Koen oldu. Televizyon programları ve başarılı restoranları ile tanınan Hayim Koen’in birkaç yıl önce kaybettiği annesinin ailesi Urfa kökenliydi. Koen’in yemeklerinde ve hayat çizgisinde Türk ve Urfa kültürünün etkileri bilinir ve hissedilir.
Koen, gazetenin bu anlamlı projesi doğrultusunda Urfa’ya gitmek istedi ancak Afrin Operasyonundan dolayı güvenlik önlemleri nedeniyle Urfa yerine, Ankara, Kastamonu, Bey Pazarı ve İstanbul’u gezip bu kültürü gastronomi açıdan inceleme fırsatı buldu.
Koen’in bu ilginç ve duygusal gezisi İstanbul’da Nazlı Esinli ve ailesiyle Urfa yemeklerinin hazırlanıp yendiği ve sıcak sohbetlerle süslendiği güzel bir öğle yemeğiyle sonlandı. Bu yemeğin izlenimleri Koen’in kaleminden gazeteye şu şekilde yansıdı:
Türk Kokoreçi
Haim Koen, Türkiye’yi boydan boya kesen, çocukluğunun tatlarının kokularının ardından Anadolu’dan İstanbul’a uzanan Türkiye yolculuğuna çıkıyor.
Bağırsak dolmalarından (kokoreç) Ulus pazarına, Türkiye’deki son Urfalı Yahudi bayanın hazırladığı çiğ köfteye, kurşun dökme törenine ve annesinin son günlerinin hatıralarına doğru…
(...) Nazlı Esinli’nin Evinde
Yolculuğumuzu, İstanbul’da Nazlı Esinli’nin evinde sonlandırıyoruz, 94 yaşında belki de Türkiye’de yaşayan son Urfalı bayan. Bize, babasını anlattı; rahmetli Nisim Elfiye, hali vakti yerinde bir işadamı, kumaş tüccarı ve toprak sahibiydi. Bir yandan da eldivenlerini giyip tek başına çiğ köfte hazırlamaya koyuldu. Koen, ona ‘Ildiz’ ailesini tanıyıp tanımadığını sordu. Duymadı. Yaklaştı, sesini yükseltti ‘Ildiz’ dedi bir daha. Tanımadı. Coen, İsrail’e döndükten sonra arkadaşı Eli Ildiz’in (ünlü bir spor programcısı) babası Yaakov’un kuzeni olduğunu anladı. “Ildiz büyükbabamızın burada aldığı soyadı, Ayıldrıs (alyıldız) demen lazımdı” dedi kendisi de Urfa’da doğumlu olan Yaakov.
Öyle ya da böyle kucaklamalar ve öpücüklerle Bayan Esinli’den ayrıldık. Dışarı çıktığımızda oğlu Niso karşımızdaydı; o da artık çocuk değil. 73 yaşında, ahşap eşya ticareti ile uğraşıyor. Kızı, damadı ve torunları İsrail’de Sharon bölgesinde yaşıyor. Annesi, misafirleri yolcu etmeye aşağıya inmedi diye kızmış ona. “Artık merdivenlerden inmek kolay değil dedim ona” dedi özür dileyerek, “anneler nasıldır bilirsiniz…”
Birkaç dakika sonra havaalanına doğru yola çıktığımızda, İstanbul’u geçerken Hayim Koen yolculuğumuzu özetledi: “Annemi o kadar özledim ki...”
Yediot Aharonot’dan derleyen: Meyzi Esinli Behare