Bir döneme damgasını vuran Horozlu Smokinleri ve Leon Taragano

Uzun yıllar toplumumuzda düğün ve davetlerde erkeklerin tercih ettiği smokin markası olan Horozlu Smokinleri’nin sahibi Leon Taragano’yu, oğlu Cako Taragano’dan dinledik.

Dora NİYEGO Toplum
25 Nisan 2018 Çarşamba

Önce sizi tanıyalım…

1957 yılında İstanbul’da doğdum. Ortaokul yıllarımda ilk yurtdışı gezimi gerçekleştirdikten sonra, seyahat bende bir tutkuya dönüştü. Askerlik sonrasında profesyonel hayatıma başladığım tekstil sektörü ile beraber, yurtdışı gezilerim de artmaya başladı. Bu gezileri ölümsüzleştirmek için, makinemle amatörce çektiğim fotoğraflarla birçok sergiye katıldım ve ödüller kazandım. 2000’li yılların başında, arkadaşlarımın ve yakın çevremin teşviki ile turizm sektöründe uzun yıllar acentecilik yaptım. Bu yıllarda Türkiye Gezginler Kulübü ile tanıştım ve genel sekreterlik görevinde bulundum. Emekli olduktan sonra, farklı kurumlarda idari yönetici olarak görev aldım. 30 yılı aşkın bir zamandır, ‘Sinagog İlahileri Korosu Şefliği’ yapıyorum. Koroyla birlikte, birçok kez yurtiçi ve yurtdışı konserlerine, ayrıca bazı televizyon ve radyo programlarına katılıyoruz. 2005’ten bu yana, gazete ve dergilerde gezi ve yemek kültürü yazılarım yayınlanıyor. 2017 sonu itibarı ile, toplam 30 ülke, 88 şehir gezip gördüm. Evliyim, iki kız babası, bir de erkek torun dedesiyim. Seyahatlerimi gezi grubu arkadaşlarım BTS (Bir Tutkudur Seyahat) ve eşim ile birlikte yapmaktan keyif alıyorum.

Babanız Leon Taragano’yu aile babası ve işadamı olarak tanıtır mısınız?         

Babam, o dönemin babaları gibi, evde otoriter, sert, prensip sahibi idi. Her zaman ailesi için imkânları dahilinde, eli açık, bonkördü. Fakat o zamanların sevgi göstermeyen babaları gibi değildi. Anneme, bizlere, hatta çevresine, arkadaşlarına tüm sıcaklığı ile sevgisini uluorta gösteren bir kişiliği vardı.

İşinde ise çok disiplinli, çalışkandı. İşini çok severek yapan bir işadamı idi. Bugün dahi, işini severek yaptığını, onu tanıyan kişiler anlatır, bana o günleri hatırlatır.

Neden ‘Horozlu Smokinleri’ denmiş?

Babamın ailesi, babam on üç yaşında iken bir dükkân satın almış. Dükkânın eski sahibi horoz dövüşüne meraklıymış. Çok sevdiği horozu ölünce, horozun içini doldurup, dükkânının vitrinine koymuş. Horoz gelip geçenin çok ilgisini çekermiş. Bizimkiler de, dükkânı satın aldıklarında horozu atmaya kıyamamış. Dükkânın ismini de ‘Horozlu Elbise Alım-Satım’ koymuşlar.

Babanızın ‘kiralık smokin’ mesleğini ne kadar sürdürdü?

Babam askerden döndükten sonra, amcam Nesim Taragano ve ortağı İsak Ojalvo’nun, Kapalıçarşı’da Bodrum Han’da kurdukları işe katılmış. O zamanlar ikinci el elbiseler alınıp satılırmış. Daha sonraları, kıyafetlerini satmak isteyenler, smokin, frak, bonjur, redingot gibi ikinci el kıyafetlerini de dükkâna getirmeye başlamış.

1940’lı yılların sonunda, dünya savaştan yeni çıkmış, insanların satın alma gücü çok düşükmüş. Evlenmeyi düşünen damat adayları, düğün töreni için kıyafet aradıklarında, Kapalıçarşı’da dolaşır, ikinci el smokinleri düşük fiyata satın alır veya kiralarmış.

Babam, ilk smokini yedi liraya satın almış, yarım saat sonra da üç buçuk liraya kiraya vermiş. Kiralamanın satmaktan daha kazançlı olduğunu görünce de, smokin kiralama işine başlamış.

Kapalıçarşı’da yangın çıkınca da, Yüksekkaldırım’daki dükkânda işine devam etmiş.

Yıllar önce, toplumumuzdaki düğünlerde, damat ve erkek akrabaları hep babanızdan smokin kiralardı. Neden düğünler için smokinler hep Horozlu’dan kiralanırdı?

Babamlar smokin kiralama işine başladığında zaman içinde, kıyafetlerini satmaya gelen, özellikle diplomatlar ve o dönemin zenginlerinden, kıyafetleri toplamaya başlamış. Böylece geniş bir gardırop oluşmuş. Horozlu’dan başka, bir - iki kişi daha smokin kiralama işini yapmaya çalışmışsa da, gerek çeşitlilik ve gerekse beden stokları bakımından, babamlar bu işte bir numara olmuş.

Düğünler dışında hangi vesilelerle smokin kiralanırdı?

Babam Yüksekkaldırım’daki dükkânda bir de atölye kurdu. Ufak tefek ayarlamalar burada yapılırdı. Dükkânın kapısını yalnız damatlar çalmazdı. Şirket davetleri, mezuniyet baloları, TV dizileri, reklamlar, yılbaşı baloları, Cumhuriyet Bayramı resepsiyonları, devlet protokolünün davetleri, sihirbazlık gösterileri smokin kiralama vesileleriydi.

Düğünlerde smokin giyme modası geçince ne oldu?

Yalnız düğünlerde değil, bir süre sonra davetlerde de smokin giyme modası geçmeye başladı. Üstlerindeki giyimden çok, insanların gelmesine önem verilmeye başlandı. Smokin kiralama işi de yavaşlamaya başladı. Ancak, İstanbul o kadar kalabalık bir şehir ki, bu sefer smokin Ermeniler arasında moda olmaya başladı ve onlar kiralamaya başladı.

Smokinler takım halinde mi kiralanırdı?

Smokinler siyah papyon ve kuşakla kiralanırdı. Bu sebeple, pantolon, ceket, gömlek, papyon ve kuşak takım halinde verilirdi. Damatlar ve ailenin akrabaları, bir de sihirbazlar şapkasını da kiralarlardı. Smokinlerde beden numarası yoktu. Babam yılların tecrübesi ile, kimin hangi bedeni giyeceğini bilirdi.

Smokinlerin kiralandıkları günün ertesinde teslim edilmesi gerekirdi. Süre uzadıkça, ücret de artardı. Kiralanmadan önce ütüsü atölyede yapılırdı, ancak ütülü döndüğü hiç görülmemiştir. Tabii paket açılınca sürprizlerle karşılaşıldığı da olurdu. Sigara yanığı, lekeler, yırtıklar sık sık rastlanan şeylerdi. Dürüst alıcılar zararı öderdi. Ama maalesef herkes dürüst değil, bu sebeple bu gibi riskler her zaman göz önünde bulundurulurdu.

 

Eskiden smokinlerin modelleri aynı mıydı, yoksa modaya göre değişir miydi?

 

Uzun yıllar smokin klasik tarzda giyildi. Yani saten ve dik glapa yakalı ceket, pantolonların yan tarafı saten çizgili. Tabii ki, moda denilen tüketim canavarı devreye girince, yakalar şal yakaya dönüştü. Zaman zaman, monopeto dediğimiz tek düğmeli ceket yerine, kruvaze ceketler de moda oldu. Hatta beyaz smokin ceket altına siyah pantolon da giyildi. Bunun, protokolde akşam öncesi kokteyl kıyafeti olduğunu söylerdi babam.

Horozlu’dan smokin kiralayan ünlü kişiler oldu mu?

Olmaz mı? Öncelikle, hemen hemen tüm film artistleri. Bir keresinde, Ahmet Özhan bir konser için gelmişti. O yıllarda daha konservatuardan mezun olmamıştı. Emel Sayın’ın arkasında çalma teklifi alan Coşkun Sabah, Uğur Dündar, Altan Erbulak hatırladıklarım arasındadır.

 

Bugün hâlâ ‘Horozlu Smokin’ var. Babanızla bağlantısı var mı?

Babam seksen iki yaşında işi bırakmaya karar verdiği zaman, Horozlu’nun şimdiki sahibi mevcut malları şirketin ismi ile almak istediğini söyledi. Babam da hiç tereddüt etmeden işi devretti.

 

Dükkân hep kalabalık mı olurdu? Biraz oradaki havayı ve babanızın müşterileri ile iletişimini anlatır mısınız?

Tabii ki olurdu. Mezuniyet baloları, mayıs ile temmuz ayları arasında yapılırdı. O aylarda, eşim neredeyse her gün babama yardıma giderdi. Çünkü kiralık smokin almaya gelenler, adeta ekmek kuyruğu gibi sıralarını beklerlerdi. Babam, size anlattığım gibi, işinde titiz, disiplinli, otoriter ve sertti her zaman. Ama bu sertlik ve otoritenin altındaki asıl sebep, müşteriyi memnun etmekti. Hiçbir müşteriyi boş çevirmez mutlaka üstüne bir smokin uydururdu.

 

Bana babamı anlatma şansı verdiğiniz için teşekkür ederim.