İkinci Pesah ikinci fırsat: Pesah Şeni

“Neden Tanrı’nın korbanını Bene-Yisrael ile birlikte vaktinde getiremeyip mahrum kalalım?” ( Bamidbar 9:7)

Nazlı DOENYAS Kavram
25 Nisan 2018 Çarşamba

Pesah Şeni’nin hayatımıza uyarlayabileceğimiz ebedi önemini, R. Yosef Yitzchak Schneersohn, geçmişte yaşadığımız bir başarısızlığı düzeltmek için hiçbir zaman geç olmaması olarak belirtir. Bir kişi , “ölümle kirlendiği” (yani, yaşamın kutsal kaynağından kopması durumunda) veya halkından ve Tanrı’dan uzakta olduğu için yaşamındaki görevinin belirli bir yönünü yerine getirememiş olsa bile, kaçırmış olduğu, atladığı şeyleri düzeltebileceği, iyileştirebileceği ikinci bir fırsat, ikinci bir Pesah, her zaman vardır. Pesah Şeni 14 İyar, bu yıl 29 Nisan Pazar günüdür.

Pesah Korbanı

Tanrı, Yahudileri Mısır’dan çıkarırken, Paro ve halkının başına gelen onuncu ve son felaket, behorların (ilk doğan erkek çocuk) ölümüydü. Yahudiler ise, Tanrı’nın emriyle, 14 Nisan günü Korban Pesah- Pesah Korbanı yaparak bu felaketten zarar görmemişlerdi. Mısır’dan Çıkış’tan bir yıl sonra, Tanrı, Moşe Rabenu’ya seslenerek, İsrailoğulları’nın, yılın ilk ayı olan Nisan ayının 14’ünde Pesah Korbanı’nı, tam olarak o günde Bet-Amikdaş’a (Kutsal Tapınak) getirmelerini söyler. “(Bene Yisrael’in) Mısır’dan çıkışının ikinci yılında, ilk ayda Tanrı Moşe’ye Sina çölünde konuşarak (şöyle) dedi: Bene Yisrael Pesah-korbanını zamanında yapsınlar. Onu bu ayın on dördüncü gününde öğleden sonra, vaktinde yapın.” (Bamidbar 9:1-3)

14 Nisan’da Korban getiremeyenlerin talebi ve sonucu

Bir grup Yahudi, 14 Nisan tarihinde ölüyle temas yüzünden “tame-saf olmama” durumundan dolayı bu kurbanı getiremiyorlardı. Bunun üzüntüsü ile Moşe Rabenu’ya gelerek, Tanrı’nın Korban Pesah emrini yerine getirmek istediklerini, fakat onların ellerinde olmayan sebeplerden dolayı bunu yapamayacaklarını, ama bu sevaptan mahrum kalmak da istemediklerini dile getirirler. Moşe Rabenu bu isteklerini Tanrı’ya iletir. Tanrı, tame oldukları veya Bet-Amikdaş’a ulaşamayacak kadar uzakta olduklarından dolayı sunuyu gününde gerçekleştiremeyenlere ikinci bir şans vererek, Pesah Korbanı’nı ikinci ay- 14 İyar’da getirebileceklerini söyler. “Sizden ya da (sonraki tüm) nesillerinizden herhangi bir kişi ölü nedeniyle tame ise veya uzak yoldaysa; Tanrı adına Pesah Korbanını (şu şekilde) yapacaktır: (Böyle kişiler, bu korbanı), ikinci ayda on dördüncü günde öğleden sonra yapacaklar, onu matsa ve acı otlarla yiyeceklerdir.” (Bamidbar 9:10-11)

14 Nisan’da korban getiremeyenler kimlerdi?

Pesah Korbanı, kaderimizin ve her şeyin, Tanrı’nın Eli’nde olduğuna dair inancı temsil eder. Tanrı’nın Emri ile Pesah Korbanı’nın Kutsal Tapınağa getirilip sunakta kurban edilmesi gereken gün, 14 Nisan’dı. Akşam da, bu korban yenilecek, bu şekilde Tanrı’ya olan inanç yinelenecekti.

Bu korbanı Mişkan’a (çöldeki geçici Tapınak) getirebilmek ve korban edebilmek, ayrıca akşam onun etini yiyebilmek için, ritüel olarak ‘temiz, arınmış’ durumda olmak gerekiyordu.14 Nisan’da ölüyle temas edip ‘tame’ durumda olanlar, bu mitsvayı o gün, yerine getiremediler. Bu kişilerin, kimler olduklarına dair farklı açıklamalardan bazıları:

1- Bunlar, Yosef’in vasiyeti üzerine, Yosef’in naaşını taşımakla görevli kişilerdi.

2- Bunlar, birkaç gün önce Nadav ve Aviu’nun cesetlerini tapınaktan çıkaran Mişael ve Eltsafan’dı.

3- Bunlar, önceki hafta yakınlarının cenazelerine katılmış olan sıradan kişilerdi.

4- Bunlar, yolda buldukları sahipsiz cesede sahip çıkıp “meit mitsva”-gömme mitsvası, ölüye saygı-yerine getiren kişilerdi.

Bu kişilerin tame olmalarının sebebi, bir mitsvayı yerine getirmeleriydi. Bir mitsva yapmak, kişiyi başka bir mitsvayı yerine getirmekten mahrum bırakmamalıdır. Tam tersine, yapılan bir mitsvanın, başka bir mitsvayı da beraberinde getirmesi gerekir.

 Bu kişilerin özel durumu, tame olmayı kendilerinin seçmemiş olması, sadece yerine getirmeleri gereken yükümlülüklerinin bir sonucu olmasıydı. Bu yüzden, başka bir mitsva yapmaktan mahrum kalmak istemezler. Onların mitsva yapma konusundaki bu heves ve şevkleri sayesinde Tanrı, normal komuta zincirini (Tanrı-Moşe-İsrailoğulları) değiştirir. Ve böylece Tanrı, hak yolunda gitmekte azimli olan kişilere ikinci bir şans vermek için yeni bir mitsva getirir.

Eş zamanlı mitsvaların birinden muafiyet

14 Nisan’da tame olanlar, başka bir mitsvayı yerine getirdikleri için Korban Pesah mitsvasını yerine getiremedi. Aynı anda başka bir mitsvayı yerine getiriyor olmaları, aslında onları Pesah Korbanı getirme mitsvasından muaf tutuyordu.

“Aosek bamitsva patur mimitsva- Aynı zamanda yerine getirilmesi gereken iki mitsvadan birini yapan kişi, diğerinden muaf tutulur” prensibine göre, tame oldukları için Pesah Korbanı getiremeyen kişilerin üzülecek ve dert edecek bir durumları yoktu, çünkü zaten eş zamanlı bu mitsvadan sorumlu sayılmıyorlardı. 

Fakat onlar, bu muafiyetten memnun değillerdi ve Pesah Korbanı mitsvasından mahrum kalmak istemediler. “Lama nigara- Neden mahrum kalalım?” diyerek bir yol bulmaya çalıştılar. Onlar için bu, bir şekilde Yahudi milletinin doğuşunu simgeleyen, yaşam ile ölümü ayıran, özgürlüğe doğru yola çıkan İsrailoğulları ile kapıları Pesah kuzusunun kanıyla işaretlenmemiş ve dolayısıyla ölüme giden Mısırlıları ayıran, İsrailoğulları’nı birleştiren bir mitsvaydı.

Onların mitsva yapma konusundaki bu samimi istekleri ve coşkuları sayesinde, Tanrı, O’nun yolunda gitmekte bu kadar azimli olan kişilere ikinci bir şans vermek için Tora’ya yeni bir mitsva getirir.

Pesah Şeni’nin ana mesajı, Tanrı’ya dönmek isteyen, teşuva yapmayı gönülden arzulayan biri için, Tanrı huzurunda hiçbir zaman çok geç değildir ve ikinci bir fırsat, daima mümkündür. 

Pesah Şeni ve Yosef

Rabbi Ari Kahn, Şemot Raba’daki midraş üzerine dikkat çeker. Buna göre, Yosef’in naaşını taşıdıkları için tame olan ve daha sonra Tanrı’dan ikinci bir fırsat isteyen kişiler, Pesah Şeni ile Yosef ATsadik arasındaki bağlantıyı da ortaya koyar. Yosef’in naaşını taşıyan kişiler öne çıkar ve Yosef ATsadik’e verilen sözü yerine getirdiklerini, onun naaşını çölde oldukları süre boyunca omuzlarında taşıdıklarını söyler. “Atamızın isteğini yerine getirerek iyilik yapmaya çalışırken, neden ulusumuzun kutlamasının dışında kalalım?” der. Midraş, Pesah Şeni hediyesinin ve getirdiği ikinci şansın, doğrudan Yosef’in liyakatine bağlı olduğunu belirtir. Yosef’e ve hayatına şöyle bir göz atalım. Bu yakışıklı, karizmatik genç, ağabeyleri tarafından önce bir kuyuya atılır, sonra satılır ve bu şekilde yıllar boyu ailesinden uzakta, tek başına, hayatındaki en önemli kişi olan babasından uzakta kalır. Başına gelen tüm aksiliklere ve sorunlara rağmen, Mısır’da çok yüksek bir seviyeye gelir ve dünyanın en güçlü imparatorluğunda, Firavun’dan sonra gelen, en güçlü adam olur.

Ağabeyleri yemek bulmak için Mısır’a geldiklerinde, Yosef onların ağzının payını verebilir, onları tersleyebilir ve yaptıklarının hesabını sorabilir, hatta onları intikam adına öldürtebilirdi. Fakat bunun yerine Yosef onlara ikinci bir şans verir, ilişkilerini yeniden yapılandırır ve onların tekrar Yosef’in hayatına girmelerine olanak sağlar. Pesah Şeni, Yosef’in liyakati üzerine verilmiştir, çünkü Yosef cesurca, yiğitçe ve büyük bir alçakgönüllülükle bizi, kişilerarası ilişkilerde ikinci fırsat konseptiyle tanıştırır. Yosef, ağabeylerine ikinci bir şans verir, çünkü ailenin tekrar bir bütün haline gelmesini ister. Şimdi Yosef’in naaşını taşıyanlar da, aslında naaşla birlikte Yosef’in bu misyonunu ve vizyonunu da taşır ve Moşe’ye: “Biz de bu mitsvayı yerine getirirken halkın bir parçası olmak istiyoruz ki bu şekilde halkımız tam bir bütün olsun” der. Tanrı’nın cevabı şöyle olur: “Yosef ikinci bir şans verdiyse, ben de size ikinci bir fırsat veriyorum: İşte Pesah Şeni.”

İkinci fırsat 

Rabbi Efrem Goldberg şöyle ifade eder: “Geç, hiçbir zaman çok geç değil. Birçoklarımızın canı, Yosef gibi kardeşlerimiz tarafından acıtılmış olabilir. Birileri bize acı vermiş, zarara veya türlü şekillerde kayıplara uğramamıza sebep olmuş olabilir. Ailenin bir üyesi, bir iş arkadaşı, bir arkadaş, bir komşu hatta bir eş, bir çocuk bile bizi o denli derinden yaralayabilir ki, bir an durup onu tamamen hayatımızdan ve kalbimizden silmeyi düşünebiliriz. Herhangi birinin Yosef’ten daha fazla yaralanmış olup olmadığı tartışılır, ama o bile ağabeylerine ikinci bir fırsat verir. Bunu biz de yapabiliriz. Bir ilişkinin, tamir edilemeyecek kadar hasar gördüğünü düşünmeyelim. Bağlarımızı ve ilişkilerimizi kesip sonsuza kadar bir kenara atmayalım. Eğer karşımızdakiler gönülden gelerek durumu düzeltmek için bir çare bulmak için çaba gösteriyorsa, biz de onlara bir Pesah Şeni, ikinci bir fırsat verelim.”

ÖNEMLİ HATIRLATMA - LAG BAOMER 3 Mayıs Perşembe

Pesah’ın ikinci gecesi ile Şavuot arasındaki Omer dönemi, Rabi Akiva’nın öğrencilerinin ölümü gibi, tarihte birçok üzücü olaya sahne olur. Bu yüzden bu dönem evliliklerin yapılmadığı, müzik ve eğlencenin olmadığı yas günleri olarak kabul edilir. Rabi Akiva’nın 24.000 öğrencisini öldüren salgın hastalık, İyar ayının 18’inde mucizevi bir şekilde ortadan kalkınca; bu gün, Omer sayımının 33. günü- Lag BaOmer, mutlulukla kutlanmaya başlanır.

Bu yıl Lag BaOmer, 2 Mayıs Çarşamba akşamı ve 3 Mayıs Perşembe günü kutlanıyor. 

Önemli Not: Yazıda kısa bir özet olarak verilen bilgiler, okuyucuya bu konular hakkında fikir vermek amacıyla Every Person’s Guide to Passover, The Jewisk Book of Why, El Gid Para El Pratikante (GÖZLEM), Bereşit (GÖZLEM), The Book of our Heritage, Inside Time, Chassidic Perspectives kitaplarından ve www.chabad.org, www.torahsearch.org, www.torahweb.org, www.ou.org, www.askmoses.com, www.aish.com, www.meaningfullife.com sitelerinden derlenerek hazırlanmıştır. Cemaatlerin farklı gelenekleri ve uygulamaları olabildiği için özel günler ve uygulamalar hakkında en doğru ve detaylı bilgiler için, cemaatin kendi Rabi’lerine başvurması gerekir.

*Katkıları için Rav İzak Peres’e teşekkür ederiz.

Kısa kısa 
Pesah Şeni

İsmi: İkinci Pesah.

Ne zaman: Birinci Pesah’tan bir ay sonra 14 Iyar’da.

Çıkış yeri: Tanrı’nın söylediği günde Pesah Korbanını getiremeyecek durumda olanların bu mitsvadan mahrum kalmak istememeleri ve bir çare aramaları.

Sonuç: Tanrı yeni bir mitsva ekleyerek 14 Nisan’da Pesah Korbanı getiremeyenlerin tam bir ay sonra 14 İyar’da Pesah Korbanını getirebilmelerine olanak verir.

Önemi: Gönülden mitsva yapmak ve Tanrı’ya yakınlaşmak isteyenler için hiçbir zaman geç değildir. Gerçekten istendiğinde, Tanrı ikinci bir fırsat verir.

Günümüzde Pesah Şeni: Bu gün, Bet-Amikdaş zamanında matsa ile birlikte yenen Korban Pesah’ı hatırlamak amacıyla, Pesah’tan artmış olan matsadan bir parça yenir ve Bore Mine Mezonot berahası söylenir.

 

 

14 Nisan- Birinci Pesah- Pesah Rişon ve 14 İyar- İkinci Pesah- Pesah Şeni 

Farkları: Birincisi, İsrail’de yedi, İsrail dışında sekiz gün kutlanan bir bayramdır. İkincisi, Bet-Amikdaş zamanında bayram olarak kutlanmasına rağmen, günümüzde 14 İyar’da yapılan bir kutlama yoktur.

Birincisinde evde hamets (Pesah süresince yenmesi ve sahip olunması yasak olan yiyecekler) bulundurmak yasaktır. İkincisinde ise böyle bir yasak yoktur. Sadece Korban Pesah yenileceği zaman hamets ile değil, matsa ile yenilir.

Birincisinde her gün Allel duası okunur, ikincisinde okunmaz.

Benzerlikleri: İkisinde de korban, Pesah, kurallarına göre pişirilip yenir.

İkisinde de korban, matsa ve maror (acı otlar) ile yenir.

İkisinde de Tahanunim (Tanrı’dan af dilemek için yapılan yakarış duaları)   yapılmaz.

İkisi de Şabat’a bile gelse, ‘tam olarak o günde’ kutlanır.

 

Ahare Mot - Kedoşim

AARON AKOHEN

Vayikra kitabının bayram anlatan peraşalarından biri olan Ahare Mot aslında Kipur gününün nasıl kutlanması gerektiğini izah eder. Peraşanın adı aslında çok anlamlıdır. Tanrı Moşe’ye Aaron’un oğullarının trajik ölümünden sonra konuşmaktadır. Rabi Hayim Palaçi peraşayı okuyan hazanın “ahare mot – ölümünden sonra” sözcüklerini söylerken sesini acılaştırması gerektiğini ve insanlarda teşuva yapma hissini uyandırması için çaba göstermesinin iyi olacağını öğretmektedir. Böylelikle Kipur günü Bene Yisrael teşuva ve tefila ile Tanrı’ya ulaşmanın yollarını arayacak, bulacak ve istediği affa kavuşacaktır. Peraşamızın başında Tanrı, Aaron’un her zaman kutsalların kutsalına girmemesi gerektiğini söylemekte “bezot yavo Aaron el akodeş – bununla Aaron kutsala gelecektir” şeklinde bir talimatla durumu sabitleştirmektedir. Burada sorulması gereken sorulardan ilki neden özellikle Aaron’dan söz edilmektedir. Zira Aaron, Mişkan’ın belli bir süresi içinde hizmet vermiş, Bet Amikdaş’ta ise hiç görev yapmamıştır. Burada Aaron ismi yerine Kohen Gadol isminin bulunması daha anlamlı olacaktır. Bu sorunun cevabını arayan Menorat Amaor adlı kaynak burada ‘bezot’ sözcüğünün neler anlattıklarını daha iyi anlamak için bir Midraş’a yer vermektedir.

Midraş’a göre Aaron vefat ettiğinde arkasından seksen bin ismi Aaron olan çocuk yürür. Her ne kadar Aaron’un nereye gömüldüğü belli değilse de bir ay süre ile bütün Yisrael halkı arkasından ağlamıştır. Bu matem sürecine katılan seksen bin Aaron isimli çocuk Midraş’a göre hayatı boyunca Aaron’ın barıştırdığı seksen bin çift anlamına gelmektedir. Menorat Amaor bunu senelere bölmekte ve Aaron’un günde ortalama altı aileyi barıştırmak amacıyla ziyaret ettiğini öğretmektedir. ‘Bezot’ sözcüğünün sayısal değeri dört yüz on sayısına denk gelmektedir. Bu da birinci Bet Amikdaş’ın ayakta kaldığı senelerin sayısıdır.

Aaron Akohen Bene Yisrael içinde “oev ş.alom verodef ş.alom” olarak bilinir. Sürekli olarak barışı tesis etmeye gayret eden Aaron Bene Yisrael için son derece önemli bir gerekliliğin yerine gelmesini sağlamıştır. Bu da toplumun barış içinde yaşamasıdır. Toplum barış içinde yaşaması durumunda Bet Amikdaş da varlığını korumuştur. Gelecekte de Bet Amikdaş’ın yeniden inşa edilmesinin ilk şartlarından biri Bene Yisrael içinde birliğin sağlanmasıdır. Tanrı bunun önemini göstermek için Kipur ibadetlerinin nasıl olacağını anlatırken Kohen Gadol olarak değil Aaron olarak izahı yapmaktadır.

 

 

 

——————————————