Arap basınında çıkan birçok yazıda, İsrail’in Arap ülkelerine göre çok üstün olan gücünün arkasında, eğitim, yaratıcılık ve adalete verdiği önemin olduğu belirtildi.
Söz konusu inceleme, Ortadoğu ve Arap basınını sürekli gözleyen Middle East Media Research (MEMRI) Enstitüsünün son yayınladığı raporda yer aldı. MEMRI’nin raporunda belirtildiğine göre, son zamanlarda Arap medyasında çıkan birçok haber ve makalede İsrail’in başarısı tartışılıyor.
Çıkan köşe yazılarında, İsrail’in yolsuzluğa bulaştığında kendi yöneticilerini yargılayabildiği, gerektiğinde hapis ile cezalandırıldığı, adil bir hukuk sistemine sahip olduğu belirtiliyor.
Mısır’ın El Şakiye Bölgesi eski Valisi Reda Abd El Selam son olarak Nil Press yayın kuruluşunda çıkan yazısında, İsrail’in Araplara göre süper olan gücünün; eğitim, teknoloji, bilim konularında yaptığı sürekli yatırımlardan, demokrasisinden kaynaklandığını belirtti.
El Selam yazısında şunları belirtiyor: “Arap ve Müslüman ülkeler on yıllardır halklarının refahından çok kendi devletlerinin mutlak güç kazanması için çalışıyor. Halklarının refahını yükseltecek, eğitim, bilim, ekonomi gibi konulara hiç önem vermiyorlar.
Yıllardır biz onlara ‘Domuzlar’, ‘Maymunlar’ şeklinde hitap ederken, onlar gerçek bir ülke inşa ettiler. Ekonomik kaynaklarını eğitim, teknoloji ve daha demokratik bir sistem inşa etmek için kullandılar…”
El Selam İsrail’in gücünün arkasında ABD olduğunu söyleyenlere de gerekli cevabı vermekten çekinmiyor: “Bu başarının arkasında yardım değil, çok çalışmak var. Arkasında ABD var demeyin. Mısır da ABD’den son yıllarda milyarlarca dolar yardım aldı . Şimdi bu para nereye gitti, kimlerin cebinde acaba?”
Raporda yayınlanan örneklerden biri de Ürdünlü siyasetçi Rahil Ghorayba’nın yazısından alınmış. Ürdün’ün günlük gazetesi El Düstur’a yazan Ghorayba şunları ifade ediyor: “İsrail, yolsuzluk yapan siyasetçileri cezalandırabilecek bir hukuk sistemine sahip. Düşman bile olsa bir ülke başbakanı hakkında idari soruşturma açabiliyorsa bu o ülkenin zayıflığı değil, tam tersine ne kadar güçlü olduğunun bir göstergesidir. İsrail’de kaç devlet adamının nasıl hapse girdiğine hepimiz şahit olduk. Arap tarihinde böyle örnekler yok. Olmadığı sürece de asla bu seviyeye çıkamayacağız.”