Web´den Seçmeler

Yeraltı kaynakları yetersiz, toprağı sınırlı olan İsrail, teknoloji girişimlerinin insan kaynağını problemini çözmek için sadece Yahudi göçüyle sınırlı kalmıyor. Başka ülkelerden girişimcilerin de ülkeye gelmesini teşvik ediyor. İsrailli şirketlere ilham veren 1998´de efsane mesajlaşma yazılımı ICQ´u geliştiren Mirabilis şirketinin AOL´e satışını gerçekleştiren Yossi Vardi, gezi sırasında gençlerle tanıştı. Onların projelerini dinledi ve tavsiyelerde bulundu. İsrail´de teknoloji girişimcilerinin küresel bir vizyon kazanmasında Yossi Vardi´nin başarısının büyük payı var. TİMUR SIRT - SABAH

İzak BARON Diğer
3 Mayıs 2018 Perşembe

 

Bu Haftanın “Takılanlar”ı

 

  • TELAVİV'DE ZİYARET ETTİĞİMİZ ADELMAN GİRİŞİMCİLİK OKULU, IDC'NİN FARKLI DİSİPLİNLERDEN GELEN GENÇLERİ ORTAK HEDEF İÇİN ÇALIŞMAYA TEŞVİK EDİYOR

Tarımdan savunma sanayine, siber güvenlikten sağlık teknolojilerine her yıl binlerce yeni teknoloji girişiminin ortaya çıktığı İsrail'de sadece 2017'de 23 milyar dolarlık şirket satışı gerçekleşmiş. Tel Aviv ve Kudüs şehirlerinde yer alan girişimlerin bütün düşüncesi küresel rekabet edecek işleri kurmak.

Girişimcilik Vakfı (GİRVAK) tarafından İsrail'e düzenlenen seyahate Türkiye'den girişimler, vakıf yöneticileri ve 42 üniversite öğrencisinin ülkede inşa edilen girişim ekosisteminden öğrenecek çok şey var. Yeraltı kaynakları yetersiz, toprağı sınırlı olan İsrail, teknoloji girişimlerinin insan kaynağını problemini çözmek için sadece Yahudi göçüyle sınırlı kalmıyor. Başka ülkelerden girişimcilerin de ülkeye gelmesini teşvik ediyor. İsrailli şirketlere ilham veren 1998'de efsane mesajlaşma yazılımı ICQ'u geliştiren Mirabilis şirketinin AOL'e satışını gerçekleştiren Yossi Vardi, gezi sırasında gençlerle tanıştı. Onların projelerini dinledi ve tavsiyelerde bulundu. İsrail'de teknoloji girişimcilerinin küresel bir vizyon kazanmasında Yossi Vardi'nin başarısının büyük payı var. Yossi Vardi, GİRVAK'lı gençleri ağırladığı yemekte İsrail ekosisteminin deneyimlerini paylaştı.

Telaviv'de ziyaret ettiğimiz Adelman Girişimcilik Okulu, IDC'nin farklı disiplinlerden gelen gençleri ortak hedef için çalışmaya teşvik ediyor. Bugünün sorunlarını ele alırken farklı disiplinlerden gelen girişimciler daha geniş bakış açısı kazanıyor. Tamamen sivil bir proje olan okulun mezunları arasında tarım, sağlık, finans ve siber güvenlik teknolojisi girişimleri de bulunuyor.

Hukuk, sanat, sosyal bilimler, tıp, matematik ve mühendislik yetenekleri daha başarılı girişimlerin inşa edilmesini sağlıyor. Önce öğrenciler 8 hafta boyunca 21'inci yüzyılın temel değişimler ve problemler üzerine geliştireceği projeler ortaya konuyor ve takımlarını oluşturuyor. 22 haftalık bölümde ise proje aşamasına geçiliyor. Gelir ve değer modeli oluşturuluyor, prototip ve araç ortaya konuyor. Son 10 hafta ise uygulama, hedef müşteriye ve yatırımcıya sunumdan oluşuyor. Programın başlangıcından bugüne kadar yaklaşık 721 milyon dolar yatırım yapılmış ve 2 bin 698 kişiye iş yaratılmış.

Okulun başarılı girişimleri arasında yer alan BeeHero geleneksel arı bakıcıların işlerini çağın araçlarını kullanarak çözüyor. 1 yıl önce başladığı proje sadece bal üretimi değil, arıların polen taşıma yetenekleri üzerine odaklanıyor. Yapılan ölçümler arıların hareketlerini uzaktan takip edilmesini ve müdahale edilmesini sağlıyor. BeeHero girişimi ABD'nin Kaliforniya eyaletindeki dünyanın en büyük şirketlerinden birinde çözümünü test ediyor.

Timur Sırt

https://www.sabah.com.tr/yazarlar/sirt/2018/04/27/teknoloji-girisimleri-ulkesi

 

  • TARİHTE ÇEKİNİLECEK BAŞLICA UNSUR “TORTU”DUR. İDEOLOJİLERİN HAREKETLERİ NE KADAR SİLİNSE DE TORTULARI KALIR. DAVRANIŞLAR BAZEN BUNDAN ETKİLENİR; MODERN ALMANYA BU DEVRİ REDDEDİYOR

Derde çare, Almanya’nın haklarının yendiğini haykıran ve bütün yenilgi ve krizi Yahudi sermayesine bağlayan Luther’den beri devam eden tarihi Alman-Yahudi düşmanlığını kışkırtan bir partinin yürüyüşü olarak görüldü. Adolf Hitler 20 Nisan 1889’da Avusturya’nın Alman sınırında Braunau am Inn’de doğmuştu. Ama o dönemin Alman Avusturyası’nda görüldüğü üzere Alman milliyetçisiydi. Hayatının Avusturya imparatorluğunda ve Viyana’da geçen kısmı da hiç mutlu görünmüyordu. Herkes bir suçlu arar. Bu dönemde aranan suçluyu Alman Avusturyalılar buluyordu. İmparatorluk Viyanası’nda şehrin imarı ve örgütlenmesinde çok başarılı görünen ve ilk defa halktan gelen belediye reisi Dr. Karl Lueger şiddetli bir Yahudi düşmanıydı. Onun Viyana Belediyesi’nin imkânları çerçevesinde geliştirdiği yayın faaliyeti ve öğretimle alt-orta sınıf gençliği Yahudi düşmanı bir Pangermenizm’i benimsedi.

1945 yılı 30 Nisan sabahı Almanya’nın son askerleri çocuklar ve ihtiyarlar Berlin’de Ruslarla savaşıyordu. Hitler’i seçimlerde hiç istemeyen Berlin halkı son güne kadar onu savundu. 30 Nisan günü Eva Braun’la intihar ettiler ve yardımcıları cesetlerini yaktı. Bu bir menkıbe daha yarattı. Hitler’i bekleyen Naziler çok uzun zaman var oldular. Sadece onlar değil ona inanan Almanların da bir kısmı. Tarihte çekinilecek başlıca unsur “tortu”dur. İdeolojilerin hareketleri ne kadar silinse de tortuları kalır. Davranışlar bazen bundan etkilenir; modern Almanya bu devri reddediyor. Ama diğer taraftan etrafta herkesin tarihinde Hitler tipi bir rejimin ve ırk kıyımının bulunduğu da bu memleketin tarihçiliğinde ve siyasetinde ileri sürülüyor.

İlber Ortaylı

http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/ilber-ortayli/onbasidan-fuhrere-hitlerin-olumu-40820174

 

  • İSRAİL’İN, VOTEL’İN ANLATTIĞI TRUMP’IN ÇEKİLME PLANINA ÇOK SERT TEPKİ VERDİKLERİ VE BUNU KESİNLİKLE KABUL ETMEYECEKLERİNİ SÖYLEDİKLERİ HABERİ PENTAGON’A GELDİ

Washington’un şifrelerini iyi okuyan çevreler, kendisi de CENTCOM kökenli bir general olduğundan Mattis’in General Votel gibi YPG ile ilişkileri sürdürmekten yana bir generali taktik olarak İsrail’e yolladığını söylüyor.

Öğrenildiğine göe Mattis, generalini resmi görev olarak İsrail’i Trump’ın “Yakında askerlerimizi Suriye’den çekeceğiz” sözü doğrultusunda ikna etmesi için göndermiş. Bu çekilmeden yana olmayan Votel’in bu çekilme politikasının güçlü bir savunucusu olmayacağını ve İsrail’in tepkisini de Washington’a seve seve güçlü bir şekilde ileteceğini düşünen Mattis’in “asker çekmeme”ye ve “YPG’nin yanında durulmasına devam”a İsrail’i de yanına müttefik alarak Trump’ı ikna etmeyi planladığı ve oyun planını bu şekilde kurduğu konuşuluyor Washington’da.

Nitekim Kuzey Suriye’de otonom bir Kürt varlığı kurulmasının da en büyük savunucusu olan İsrail’in, Votel’in anlattığı Trump’ın çekilme planına çok sert tepki verdikleri ve bunu kesinlikle kabul etmeyeceklerini söyledikleri haberi Pentagon’a geldi. İsrailliler Amerikan askeri varlığı kalmadığında ve YPG de zayıfladığında “bölgede İran gücünün daha da artacağından korkuyor” ve bunun da kendileri için varoluşsal bir mesele olduğunu vurguluyor. Nitekim Votel’in ziyaretinden sonra İsrail Savunma Bakanı da Washington’a geldi ve tepkiyi resmen iletti.

Mattis ise “Eğer asker çekilirse bundan ileride pişman oluruz” diye bir açıklama da yaptı.

Serdar Turgut

http://www.haberturk.com/yazarlar/serdar-turgut-2025/1941783-abd-centcom-komutaninin-israil-ziyaretinin-onemi

 

  • BU DURUM İSRAİL’İN YAŞADIĞI PARADOKSU ÖRNEKLİYOR. BİR YANDAN İSRAİL’İN ASKERİ VE EKONOMİK BİR GÜÇ MERKEZİ OLDUĞU ORTADA. DEVLETİN VARLIĞI TEREDDÜT KONUSU OLMADIĞI GİBİ HİÇBİR GÜCÜN TEHDİDİ ALTINDA DEĞİL. ÖTE YANDAN CEPHELERDEN BİRİ HER AN ALEV ALABİLİR VE TOPYEKÛN BİR SAVAŞA YOL AÇABİLİR

10 Şubat’ta da İsrail hava sahasına giren bir İHA ve karadan İHA’nın kontrolünü sağlayan araç IDF tarafından imha edildi. Daha sonra İHA’nın üzerinde patlayıcılar bulundu ve bunun aslında silahlı bir İHA saldırısı olduğu anlaşıldı. Olayı bir “dönüm noktası” olarak niteleyen Eizenkot “İran ilk kez İsrail devleti içinde operasyonel kabiliyetlerini göstermiş oldu.” dedi. İsrail için bu sarsıcı bir andı ve ardından tetiklenen olaylar zinciri bölgeyi ateşe atabilecek nitelikte.

Bu durum İsrail’in yaşadığı paradoksu örnekliyor. Bir yandan İsrail’in askeri ve ekonomik bir güç merkezi olduğu ortada. Devletin varlığı tereddüt konusu olmadığı gibi hiçbir gücün tehdidi altında değil. Öte yandan cephelerden biri her an alev alabilir ve topyekûn bir savaşa yol açabilir. Savunma Bakanı Avigdor Liberman’ın bu ihtimali Kabine toplantılarında dile getirdiği biliniyor. Liberman’a göre şu senaryo eninde sonunda gerçekleşecek: Kuzey cephedeki tüm aktörler yani İran, Suriye ve Hizbullah ile İsrail arasında çok cepheli bir savaş patlak verecek ve buna sonradan Hamas da katılacak.

Böyle bir çatışma stratejik tehdit oluşturmaz ama İsrail topraklarında önemli tahribata yol açar. Örneğin Tel Aviv vurulur ve yüzlerce sivil hayatını kaybeder ki bu, İsrail’in bugüne kadar hiç yaşamadığı bir durum. İsrail savunma sistemi, ülkenin üzerine her gün yağacak yüzlerce, belki binlerce roket ve füzeyle baş edemez. “Stratejik bilanço ülkenin kuruluşundan bu yana en iyi durumda” tespitine karşın hâlâ ciddi tehditler söz konusu.

Ben Caspit

http://www.al-monitor.com/pulse/tr/originals/2018/04/israel-independence-security-IDF-Syria-Iran-Conflicts-War.html#ixzz5E8gFjimF

 

  • “UMUDUMUZ O Kİ SAVAŞ BİR GÜN HIZ KESECEK, BELKİ TÜMDEN BİTECEK VE BİZ DE BİR SAVAŞTAN ÖTEKİNE, BİR ACIDAN ÖTEKİNE HAYATTA KALMAK YERİNE GERÇEK BİR HAYAT YAŞAMAYA BAŞLARIZ.”

İsrail’in 70’inci Bağımsızlık Günü’nde Arap dünyası, İsrail’i bir kez daha bölgenin tam üyesi olmaya, tüm Arap devletlerinin tanıdığı bir devlet olarak güvenlik ve barış içinde yaşamaya davet ediyor. Ancak böyle bir tarihi dönüşümün bedeli var: 1967 sınırları temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasını sağlayacak ciddi barış müzakerelerine başlamak.

Netanyahu 18 Nisan Anma Günü konuşmasında bir anısını anlattı. İsrail’in yaşadığı savaşların birinde yetim kalan bir çocuk Başbakan’a askerleri savaşmaya gönderirken neler düşündüğünü sormuş. Netanyahu “Her zaman bunun bedelini ve kayıpların nasıl önlenebileceğini düşünürüm.” demiş. Ancak Başbakan İsrail halkı savaşarak yaşar anlayışını sürdürürse ülkenin 71. yılında da kayıplar artmaya devam edecek. Netanyahu gerçekten yenilikçi, stratejik düşünme yeteneğine ve bir gıdım da cesarete sahip olsaydı önüne açılan yolu seçer, başka çocukların yetim kalmasını, yeni acıların yaşanmasını önlerdi.

2006 İkinci Lübnan Savaşı’nda oğlunu kaybeden yazar David Grossman İsrailli ve Filistinli grupların düzenlediği ortak Anma Günü töreninde bu umudu şöyle dile getirdi: “Umudumuz o ki savaş bir gün hız kesecek, belki tümden bitecek ve biz de bir savaştan ötekine, bir acıdan ötekine hayatta kalmak yerine gerçek bir hayat yaşamaya başlarız.”

Akiva Eldar

http://www.al-monitor.com/pulse/tr/originals/2018/04/israel-saudi-arabia-king-salman-benjamin-netanyahu.html#ixzz5E8gvN0Rv

 

  • İSRAİL ULUSU, GAZZE’DEKİ ÇARESİZ GENÇLER VE ONLARI DESTEKLEMENİN ÖNEMİNİ KAVRAYAN HAMAS TARAFINDAN HAZIRLANMIŞ AŞİKÂR BİR TUZAĞA BU KADAR KOLAY DÜŞMEMELİYDİ

Benjamin Netanyahu, 2009’da başbakan olduğunda Gazze’deki Hamas tehdidini ortadan kaldıracağını vaat ederken İsrail’in en açık sözlü siyasilerinden Savunma Bakanı Avigdor Liberman ise sürpriz bakanlık atamasından hemen önce, mayıs 2016’da Hamas liderlerini bir çırpıda etkisiz hale getireceğini söylemişti. Bu tehditlerin arkasında ne gizli bir plan ne de üzerinde düşünülmüş bir strateji vardı, sadece kamuoyunu aldatmaya yönelik boş tehditlerdi. Ne de olsa İsrail kamuoyu her türlü saçmalığa inanmaya hazır ve nazır.

İsrail ulusu, Gazze’deki çaresiz gençler ve onları desteklemenin önemini kavrayan Hamas tarafından hazırlanmış aşikâr bir tuzağa bu kadar kolay düşmemeliydi. Bu nedenle gizli belgeler ve görüşmelere vakıf İsrailli bir yetkilinin meselenin kökenine inerek Gazze Şeridi’nde yapılan hataları ve bunların nasıl onarılabileceğini bulması lâzım.

Dönemin Başbakanı Levi Eşkol, 1960’larda İsrail’in kötü niyetle olmasa da zayıf hasımlarına göre çok güçlü olduğu için yaptığı hatalardan sürekli yakınmasını anlatmak için Yiddiş bir deyim kullanırdı: “Shimshon der nebekhdiker” yani zavallı, talihsiz Samson.

13 Nisan’da yaşananlar ise o tarihten bu yana nihayet bazı derslerin çıkarıldığını gösteriyor. Gazetecilerin IDF’in keskin nişancılarının konuşlandığı bölgeye girmesine izin verildi. Keskin nişancıların komutanları tarafından sıkı bir şekilde denetlendiği aşikârdı. O gün İsrail’in açtığı ateş sonucu sadece bir Filistinli öldü. Bu, geçen haftalarda 30’u bulan can kayıplarına kıyasla önemli bir gelişme fakat çekidüzen hamlesinin başlangıç kabul edilmesi ve daha da ilerletilmesi gerekiyor.

Yossi Beilin

http://www.al-monitor.com/pulse/tr/originals/2018/04/israel-hamas-gaza-strip-idf-border-demonstrations.html#ixzz5E8hRaadN

 

  • EVET DEDİLER, BİZ BURADA DOĞDUK BÜYÜDÜK AMA JEWİSH’İZ, MUSEVİYİZ YANİ

Bugün evin yakınındaki Migros’ta alışveriş yaparken, kasada ödeme kuyruğunda bir kız ve annesi vardı, ödemeyi yaptılar, kızın eli doluydu, bir de ayrıca içinde erik olan bir poşet vardı. Poşet açıldı ve erikler yere döküldü, kapının önünde. Kız, anne poşeti tut diyordu, anne ise yere eğilip erikleri toplamaya başladı. Anne, boşver onları, poşeti tutsana dedi. Ben de, kasayı bırakıp hemen gidip poşeti tuttum, çünkü anne toplarken yine dökülüyordu erikler.

Kız ve annesi teşekkür ettiler, erik alsana dediler, yok dedim, ekşi yiyemem, yok bunlar tatlı deyince, yok dedim, ben tatlı yerim, erik yiyemem. Güldüler filan. Burda mı oturuyorsunuz deyince evet dedim. Siz de herhalde burlardasınız ama diliniz azcık değişik sanki diye ekledim.

Evet dediler, biz burada doğduk büyüdük ama Jewish’iz, Museviyiz yani. Aaa dedim ne güzel, burada çok var sizden, deyince, ana kız çok hoşsohbet çıktılar. Biz Museviyiz ama durum çok karışık dediler, güldüler. Kız, McGill Üniversitesinde okumuş, annesi ile İstanbul’dalarmış. Çok gezmiş ama, Küba filan. Efes’te de bir yıl bir otelde çalışmış. Ben dedi, iki yıl dansözlük bile yaptım. Aaa dedim, nerede, Tunus’ta yapmış.

Bu ana kız, geçen hafta test yaptırmışlar. Atalarını bulmak için. Kan testi veya tükürük testi yapılıyormuş. Bu test ile geçmiş belli oluyormuş, genetik yönden. Buna göre, annenin annesi Rusya’da çıkmış. Rus Musevisi işte. Ama anneannesi İran. Çok karışık dediler.

Teste dayanarak, her yerde akrabaları varmış. Tunus’ta, İran’da, Kuzey Avrupa’da, her yere dağılmış bir aile. Üç türlü Musevi kolu varmış. Eskenaziler, Sefaradlar, Mirazirler, galiba. Hepsinden akrabaları varmış.

E o zaman dansözlük sizin genlerinizde olmalı dedim, madem, Tunus, İran var, geçmişte.

http://sadevederin.blogspot.de/2018/04/test.html

 

Netten okumalar

 

  • ALMAN MÜSLÜMANLAR KONSEYİ: ANTİSEMİTİZM GÜNAHTIR

http://www.dw.com/tr/alman-m%C3%BCsl%C3%BCmanlar-konseyi-antisemitizm-g%C3%BCnaht%C4%B1r/a-43514789

 

  • 'YANYANA': TEKÇİLİK DAYATMASINA BİR KARŞI KOYUŞ HİKAYESİ

https://www.artigercek.com/yanyana-tekcilik-dayatmasina-bir-karsi-koyus-hikayesi

 

  • AVRUPA ANTİSEMİTİZMLE NASIL MÜCADELE ETMELİ?

https://www.eurotopics.net/tr/198401/avrupa-antisemitizmle-nasil-muecadele-etmeli

 

  • 1945 – ZÜHAL ÖZDEN

https://www.demokrathaber.org/1945-makale,9958.html

 

  • MEDYADA NEFRET SÖYLEMİ – GÜRAY ÖZ

http://www.cumhuriyet.com.tr/koseyazisi/966428/Medyada_Nefret_Soylemi.html

 

  • DEMİR AYAKKABILAR HİKAYESİ İLE HERKESİ DUYGULANDIRDI!

http://www.cumhuriyet.com.tr/foto/dunya/966445/1/Demir_ayakkabilar_hikayesi_ile_herkesi_duygulandirdi_.html

 

Takılan tweetler

 

Türk Musevileri Müzesi‏ @muze500 26 Nis

Daha fazla

Oriental Saldals master Nesim Usta (museum archive) / Yemenici Nesim Usta ( müze arşivinden) Photo İzzet Keribar #professionsMW #MuseumWeek

 

Ussal Sahbaz‏ @ussal 29 Nis

Daha fazla

Sabah’ta cikan onemli bir yazi. @girvak israil gezisi yilllardir yaratici Turk genclerini bu teknoloji deviyle tanistiriyor. Son 10 yilda bircok kez Israile gittim. Hep evimde hissettim. Artik gidenlere davet verebilecek bir buyukelcimizin de olmasi guzel.

 

Eytan Ovadya‏ @eytanovadya 30 Nis

Daha fazla

Eytan Ovadya Retweetledi: CEM TOKER

Bu da liberal gecineni.... başka tanımlama şekli yokmuş gibi, Yahudi'ye sarılmış...

 

Türk Dış Politikası‏ @TrDisPolitika 29 Nis

Daha fazla

Ocak 1949: Dönemin Türkiye Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Şükrü Saraçoğlu ile Dışişleri Bakanı Numan Menemencioğlu, #Nürnberg mahkemesinde Almanya'nın Ankara eski büyükelçisi Franz von Papen lehine şahitlik ettiler.

 

 

 

 

 

 

 

Polish Consulate İST‏ @PLinIstanbul 20 Nis

Daha fazla

Jan Karski’nin 2. Dünya Savaşı yıllarında Polonya Yeraltı Devletinin gizli ajanı olduğunu biliyor muydun? Holokost tanığı Karski #Almanya tarafından gerçekleştirilen Yahudi katliamını Batı’ya bildirdi. Böylece #Polonya milyonlarca insanı ölümden kurtarmaya çalıştı. #PL100