‘A Corner in The World / Dünyada bir Köşe’
Bomonti’deki Tarihi Bira Fabrikası, multidisipliner bir kültür programı çevresinde şekillenen bomontiada adıyla bir kültür ve sanat mekânı olarak restore edildiğinde, yaratıcı endüstrilerin gelişimine kültürel paylaşımlarla ve yenilikçi üretimlerle katkıda bulunmayı hedefleyen, sakinleri ve iş paydaşlarıyla etkileşim içerisinde, kültürel faaliyetler, gösterimler, konserler, görsel ve işitsel performanslar, yemek festivalleri, kreatif toplantılar ve benzer etkinliklerin gerçekleştirileceği bir merkez olarak tasarlanmıştı.
İlk açıldığında, konser, caz, parti ve Doğuş işletmesi düzeyli restoranların desteğiyle, kaliteli bir yeme içme mekânı olarak gelişen bomontiada’nın işletme ve program küratörlüğünü üstlenmiş olan Pozitif, kültürel ve sanatsal faaliyetlere olanak sağlamak amacıyla da, tarihi binanın yedi dev salondan oluşan alt katında görsel sanat, performans gibi programlar gerçekleştiren disiplinler ötesi sanat mekânı Alt’ı oluşturmuştu. Alt’ın asıl amaçlanan işlevine kavuşması, bu sezonun başından itibaren mekân küratörlüğünü ‘A Corner in the World / Dünyada bir Köşe’nin üstlenmesiyle gerçekleşme yoluna girdi.
Fatih Gençkal, Claire Zerhouni ve Burcu Yılmaz tarafından kurulmuş olan A Corner in the World 2015 yılında, Türkiye ile coğrafi ve kültürel olarak yakın olduğu, ancak çağdaş sahne sanatları alanında iletişiminin kısıtlı olduğu bölgelerden genç yaratıcılara, sanatçılara, izleyicilere bir araya gelebilecekleri bir platform yaratmayı ve ilham vermeyi hedefleyerek ‘dünyadaki köşelerimiz’ teması ile bir sahne sanatları festivali olarak yola çıkmıştı.
2015 - 2016 yıllarında düzenledikleri festivaller aracılığıyla tiyatro, çağdaş dans ve video gibi disiplinlerden 100’den fazla sanatçıyı İstanbul ve yurt dışında 5000’in üzerinde takipçi ve 30 destekçi kuruluşla bir araya getirmiş. 2017 Mayıs ayından itibaren de bomontiada Alt’ın küratörlüğünü üstlenmiş.
Sezon başından itibaren, hem bomontiada’nın, hem Alt’ın yapısını ve dokusunu göz önüne alarak, farklı disiplinleri, kültürleri ve bakış açılarını bir araya getirme, bağımsız üretimleri destekleme ve heyecan verici buluşmalar yaratma misyonunu yansıtan bir program oluşturmaktalar.
Çağdaş dans, tiyatro, performans ve müzik başta olmak üzere sahne sanatlarını merkezine almakla birlikte yeni medya, görsel sanatlar ve diğer alanları içeren, disiplinlerarası çalışmaları ve buluşmaları teşvik eden vizyonları var. Farklı rezidans programlarıyla sanatçıları ve genç yaratıcıları desteklemeyi, rezidanslar sonunda çıkacak işleri de programlarına katmayı amaçlıyorlar.
Bu yıl 2 – 13 Mayıs tarihleri arasında, ‘Dünya Düz?’ teması altında gerçekleş-tirecekleri üçüncü A Corner in the World Festivali 2 Mayıs Çarşamba 20.30’da, Babylon’un ev sahipliği yaptığı, Türkiye Modern Müziğinin kendine has topluluklarından Baba Zula’nın konseri ile açılacak olan uluslararası sahne sanatları şenliği, Türkiye, Ortadoğu, Güneydoğu Avrupa, Kuzey Afrika ve Kafkasya’dan çağdaş işler üreten sanatçıları ve görsel sanat etkinliklerini, atölye çalışmalarını, performansları, buluşmaları ve müzik çalışmalarını bir araya getirecek. Her yaştan her kesimden izleyiciyi ilgilendireceğine inandığım etkinliğin komple programını aşağıya aldım. Sezon başında izlediğim çok ilginç bir etkinlik olan ve Festival kapsamında tekrarlanacak olan ‘Ellipsis’ ile ilgili izlenimlerimi de ekledim.
Hepinize keyifli seyirler dilerim.
‘Ellipsis’
bomontiada Alt programının en ilginç performanslarından biri, A Corner in the World’un genel sanat yönetmeni Fatih Gençkal’ın yönettiği, ışık tasarımını Utku Kara’nın, ses tasarımını Eda Er’in üstlendiği ‘Ellipsis’.
Ellipsis, Antik Yunan tradegyası Troyalı Kadınlar’dan esinlenerek günümüzün yıkım görüntülerine doymuş zihinlerine bir yıkım hikâyesi anlatıyor. Dünyanın ve bedenin evrenin merkezinde konumlandığı algısı ile tahayyülün sınırları, rastlantısallık ve rasyonelliğin iflasını yan yana koyup, sadece yenilenin değil tüm düzenin engellenemez çöküşünü resmetmeye yelteniyor. Bedenlerin ve mekânın muğlak bir hikâye çerçevesinde “sahne-dışı” etkenlerce manipüle edildiği koşullarda Tanrılar ve insanlar, yolculuklar ve felaketler, savaşlar ve kayıplar dünyasında bir anlam anarşisi yaratıyor.
Yukarıdaki tanıtım yazısı oyun hakkında bir miktar fikir verse de, Ellipsis, salt seyredilmek için gerçekleştirilmiş bir çalışma olduğundan, 4+1 kişinin bomboş bir mekânda, ellerinde bedenleri ve sesleri dışında hiçbir enstrüman olmaksızın, üç klozet altlığı eşliğinde neler yapabildiğini anlatmak zor. Yaşamak lâzım.
4+1 dedim, çünkü Onur Berk Arslanoğlu, Nezaket Erden, Ekin Tunçeli ve Erkan Uyanıksoy dörtlüsünün oyun alanındaki performansı, bir ‘master of ceremonies’, belki de bir Tanrı olarak Fatih Gençkal tarafından perde arkasından yönlendiriliyor / yönetiliyor.
Tiyatro BeReZe kurucu ortaklarından Erkan Uyanıksoy, 2016’da Bahar Çuhadar ile yaptığı söyleşide, “Fatih Gençkal’ın çok iyi bir oyuncu olduğunu düşünüyorum. İki sezon önce izlediğim ‘Bilimkurgu’ adlı tek kişilik performansı bu ülkede izlediğim en iyi, en heyecan verici işlerden biriydi” diyordu. Birlikte yaptıkları bu ilk çalışma da sezonun en heyecan verici işlerinden biri.
Yazılması bile şaşırtıcı ama, müthiş gerçekçi ve inandırıcı bir stilizasyonu olan, Fiziksel Tiyatro ile Dans Tiyatrosu karışımı performans bir saati aşkın süresi boyunca soluk soluğa oynanıyor ve neredeyse nefes almaksızın izleniyor. Öykünün, tanıtımda belirtilen muğlaklığı anlatının düşsel / fantastik boyutunu daha da belirginleştiriyor. Oyuncuların beden dili kusursuz. Aynı pozisyonu, aynı duruşu defalarca tekrarlasalar da “milim oynamıyor”. Çok başarılı bir ses ve müzik tasarımıyla desteklenen döğüş sahnelerinin koreografisi müthiş.Sezonun olmazsa olmazlarındandı. Kaçıranlar için festivaldeki gösteri son şans olabilir.
Programın tam listesi: www.salom.com.tr