Salvo, hayatı seven, dinamik biridir. Bir gün aşık olur. Evlilik kararı alınır. Tatlı bir telaş süregelir. Her şeyin mükemmel olmasını istemektedir. Düğün töreni için kendi imkânlarına göre çok güzel bir organizasyon gerçekleştirir. Her şey hazırdır smokini hariç. İçinde büyük bir heyecan vardır ve o yörenin en lüks erkek mağazasında soluğu alır. Vitrindeki kıyafete bayılır. İçeri girer. Smokini dener. Zaten uzun boylu, formunda biri olduğu için kıyafet ona inanılmaz yakışır. Ona servis yapan kadın, “Sanki sizin için dikilmiş. Dün aynısından bir milletvekiline verdim. Ayrıca çok ünlü bir sanatçı da aldı. Zaten üç tane geldi. Bunlar Fransa’dan geldi. Özel koleksiyon. Çok şanslısınız” der. Salvo da bayılmıştır. Fiyatını sorar. Kadın, “5000 dolar” deyince gözleri yuvalarından çıkacak gibi olur. Kadın, “Çok özel bir ürün. Saf ipek” diyerek onu daha da heveslendirir. Salvo dükkândan ayrılır. Diğer butiklere gider ama hiçbirini beğenmez. Çok mutsuz eve geri gelir. Gece uyuyamaz. Sonra birden küçük bir çocukken izlediği Viking dizisi gibi bir ampul çakar gözünde, “Buldum” diye sevinir. Bir planı vardır. Düğüne iki gün kala o dükkâna gider. Satıcıya, “Eşim beğenmezse ne yapabilirim?” diye sorar. Satıcı, “Ürünü yedi iş günü içinde iade edebilirsiniz” yanıtını alır. Smokini satın alır. Başka bir dükkândan da çok daha basit bir takım elbise alır.
Düğün günü 5000 dolarlık düğün kıyafetini giyer. Davetliler gelinlikten çok onun giysisine bayılırlar. Tüm gözler ondadır. Hupa kısmı sona erer. Herkes sırayla onları tebrik eder ve sıra salondaki eğlence kısmına gelir.
Salvo, lavaboya gideceğini söyler. Orada kardeşi onu bekliyordur Plan tam tıkırında işliyordur. Ona diğer basit takım elbiseyi verir. Salvo’ya, “Lekelenmedi değil mi? Dikkat etmişsindir umarım” diye sorar. Salvo, Yok, merak etme. Al bu kıyafeti ve faturasını bu da adresi. Yarın sabah erkenden iade et ve paramı geri al” der. İçerisi loştur. Çok sıcak deyip üstünü çıkarır. Pantolon ve gömlekle kalır. Kimse değiştiğini fark etmez. Bütün gece hiç durmadan dans eder. Muradına her bakımdan ermiştir. Kendini çok akıllı hisseder. Ertesi sabah kardeşi sorun olmadan parayı verdiler mesajını yollayınca derin bir oh, çeker.
Birkaç gün sonra annesi yeni evli çifti evlerine davet eder. Konu konuyu açar. Babası, “Benim varlıklı yeğenim Avi ne hediye yaptı? Kardeşine çok yüklü bir çek vermişti. Sizde durum nedir?” diye sorar. Salvo hediyesinin çıkmadığını söyler. Babası, “Olamaz! O, hiçbir vesileyi kaçırmaz ve beni de babası gibi görür. Bir yanlışlık olacak” der. Avi’yi aradığında ise zarfı Salvo’ya verdiğini, onun da zarfı takım elbisesinin cebine koyduğunu ve içinde tam 5000 dolar olduğunu belirtir. Babası durumu Salvo’ya söyleyince onun bir anda rengi atar. “Acil bir işim var” diyerek soluğu dükkânda alır. Ben geçen hafta bir smokin almıştım. İade ettim, ama fikrimi değiştirdim. Onu tekrar almak istiyorum” der. Satıcı, “Maalesef beyefendi, o ürün satıldı” deyince başından kaynar sular iner. O an bunun bir tesadüf olamayacağını ve hakkın yerini bulduğunu, büyük bir yaşam dersi aldığını düşünerek dükkândan çıkmaya hazırlanır. Satıcı arkasından koşar, “Bir dakika beyefendi. Bunu unuttunuz. Bu zarf cebinden çıktı. Biz bu kıyafeti bir düğünde giydiğinizi anladık. Zarfı da açtık” der. Salvo, “Evet, kendi düğünümde giydim. İtiraf ediyorum. Lütfen bir kısmını ödememe izin verin. Kiraladım gibi olsun. İnanın dersimi aldım. Ne kadar vereyim?” diye sorar.
Adam, “Tanrı biz insanoğluna özgür seçimi vermiş. Önümüze doğruyu ve de yanlışı koymuş. Bazen kimse görmüyor zannedip bir şeyleri hatalı yapmayı seçeriz. Hâlbuki her şeyi gören Tanrı’nın olduğunu unutuveririz. Tanrı’nın sistemi hiç şaşmaz. Er ya da geç bize adaletini yaşattırır. Kira ödemeyin ama herkese Tanrı’nın büyüklüğünü anlatın ki insanlar da bir kez daha görsün ve buradaki öğretiyi beyinlerine iyice kazısın,” der zarfı ve de çok önemli hayat dersini ona teslim ederken...