Küçük yaşlardan itibaren taşıdığı resim merakını, ilk kişisel sergisi ile taçlandıran, 16 yaşındaki Nicole Mano, sanatın kendini ve duygularını ifade etmede nasıl yardımcı olduğunu anlattı.
Öncelikle seni tanıyabilir miyiz? Resimle tanışman nasıl oldu?
Kendimi bildim bileli resim hep hayatımın merkezindeydi. Bebekliğimden beri annem - babam bana hediye olarak oyuncak yerine her zaman boya kalemleri, resim defterleri ve boncuklar aldı. Resimdeki ilk gururumu dört yaşında arkadaşlarıma yıldız çizmeyi öğretirken ve özel günlerde aileme yaptığım hediyelerle yaşadım. Resme olan aşkımı asla kaybetmedim. Hafızamdaki ilk anı babamın salonun ortasında tuhaf malzemelerle kocaman tablolar yapması ve ona olan bitmez sorularım... Babam benim idolüm. Yaptığım resimlerin arkasında yatan hikâyeleri kafamda dönüştürebilmemin sebebi babamın hayata bakış açımı genişletmesi ve sınırların dışında düşünebilmeyi öğretmesi.
Sanırım ilk kişisel sergin… Serginin oluşma sürecini biraz anlatır mısın?
Okuduğum okul olan Açı Okullarında resim kulübünde öğretmenlerim çizimlerimi görmek istedi. Çok beğendiklerini söylediler ve bir süre sonra tüm hocalarımdan resimlerimle ilgili övgüler duymaya başladım. Okulum bana çok büyük destek verdi ve bir sergi açmam konusunda bana teklif sundu. İlk başta tablolarımın arkasında yatan hikâyeleri başkalarıyla paylaşmaktan korktum ama birkaç ay sonra arkadaşlarımın ve öğretmenlerimin desteğiyle cesaretimi toplayıp ilk sergimi açtım.
Tablolarında farklı malzemeleri de boyalarla uyum içinde kullandığını görüyorum… Malzeme seçimini nasıl yapıyorsun?
Tablolarımda kullandığım renk ve malzeme seçimlerini hayal gücüme bırakıyorum. Karar verdiğim tema benim içimde hangi duyguları uyandırıyorsa malzemelerimi ona göre kullanıyorum. Her bir malzeme bir hissi, her bir renk bir duyguyu simgeliyor.
Her eserinde bir de mesaj olduğunu görüyorum… Mesaj mı eseri yarattı, eser mi mesajı doğurdu?
İlk tablomu ağlayarak bir gece yarısında yaptım. Tablo ilerledikçe sakinleştiğimi ve sorunlarımın çözüldüğünü fark ettim. Resimlerime içimi dökmeye ve kendimi böyle ifade etmeye başladım. Başıma gelen minik olaylar, arkadaşlarımla olan iniş çıkışlarım, kalbimin defalarca kırılması beni gece uyumama izin vermeyen düşüncelere sürüklemeye başladı. Kafamda bir hayal dünyası kurdum ve hikâyelerin sonunu ben yazdım. Ortaya çıkan mutlu sonlar benim mesajım oldu. Önüme koyduğum mesajlar ise tablolarımı yarattı.
Sergideki eserler arasında senin için en özel olanı hangisi? Neden?
Sergideki her bir eser benim için farklı kişileri ve anıları temsil ediyor. Her birinin bende ayrı bir yeri var. En güzeli hangisi tartışılır ama bu resimler benim için bir dizi gibi. Hepsi en heyecanlı noktada bitirilen birer bölüm. Her geçen bölüm olaylar değişiyor ama hepsi birbirine bağlı. Bu tablolar benim bir parçam. Her biri günlüğümün bir sayfası kadar özel. Bu tabloları yapmaya kısa bir süre önce başladım ve o zamandan beri çok büyüdüğümü hissediyorum. Bu yüzden ilk eserim beni bu yola çıkarttığı ve ilerlettiği için kalbimde çok özel bir yere sahip.