Minix’i bu günlere getiren sessiz kahraman: Jak Mizrahi

Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?

1959 İstanbul doğumluyum.  Şişli Terakki Lisesini bitirdikten sonra, Paris’teki Amerikan Üniversitesinin İşletme Bölümünden mezun oldum. İnşaat işleri ile uğraşıyorum. Eşim Suzi Mizrahi psikologdur. Halen aktif olarak mesleğini devam ettiriyor. Bir kızım, bir oğlum var.

Toplumumuz için yıllardır özveri ile çalışıyorsunuz. Ne gibi görevler üstlendiniz?

2011 yılında, Hemdat Israel Sinagogu Vakfının (HİSVA) geçmiş dönem başkanı Mayir Saranga ile yönetim kurulunda aktif çalışmaya başladım. Görevim Minix Anaokulunun mali işlerine bakmaktı. Geçen yıl HİSVA’nın başkanlık görevini devir alan Eli Arditi döneminde, Minix Yönetim Kurulunun başkanlığı görevini üstlendim. Bu görevimde de canla başla çalışıyor, okulumuzun günden güne büyük adımlarla ilerlediğini görmekten mutluluk duyuyorum.

Minix’te günden güne olumlu değişimler olduğunu görüyor ve sizleri çalışmalarınızdan dolayı kutluyoruz. Okulda eğitim yönünden ne gibi yenilikler yapıldı?

Biz başladığımızda, öğrenci sayısının sekiz-on çocuk olacağını düşündük, ancak yıl sonuna kadar 32 öğrenciye yükseldiğini görünce, bundan kuvvet aldık. Çağdaş eğitim sistemleri ile okulun çıtasını yükseltmeyi başardık. Tabii eğitimden memnun kalan velilerin reklamları sayesinde, daha çok öğrenci kaydolmaya başladı. Montessori Eğitim Sistemi, Orff çalışmaları, Reggio Emilia Sistemi, Steam ile fen ve sanat etkinlikleri okulumuzda kullanılan eğitim sistemlerinden bazıları. Haftada on beş saat İngilizce, üç saat İbranice yapılıyor. Bir-beş yaş arasındaki çocuklar lisanları çok çabuk kaptıkları için, bu iki lisana ağırlık vererek, çabuk öğrenmeleri için çalışıyoruz. Özgüven gelişimi ve davranış değişimi üzerinde en çok durduğumuz şey. Bunun için de geziler tertipliyoruz; müzeler, botanik bahçeleri, çiftlik ve akvaryum gezileri, sergi ve kukla gösterileri, tiyatro ve sinemalar yaptığımız aktivitelerin ve gezilerin bazıları. Küçük çocuklar için, anneli oyun grubu çalışmaları ile başlıyoruz. Ertesi yıllarda, öğrencilerimiz oyun grupları, okul öncesi eğitimler ve anasınıfı programları ile devam ediyor. Kaliteli öğretmenlerimizin olması ve veliye verdiğimiz eğitimler, okulumuzun günden güne değer kazanmasında önemli rol oynadı. Bu yıl, on ikisi anneli oyun grubu olmak üzere, 62 çocuğa eğitim verdik. Önümüzdeki yıl bu sayının daha da yükseleceğine inanıyoruz.

Minix Anaokulu Yönetim Kurulunda sizinle birlikte çalışan gönüllüler kimler?

Başkan seçildikten sonra, Cemaat Başkanı Yardımcısı Moris Levi ve UÖMO üst düzey yöneticisi Dany Strugo’yu da yönetim kurulumuza kattım. Ulus’un adını taşıdığımız için birlikte çalışırsak daha olumlu sonuçlar alacağımıza inandığımdan, bu iki kişinin aramızda olmasını istedim. Minix’e gönül vermiş ve okulumuzun gelişmesi için yıllardan beri çalışan eski dönem HİSVA başkanı Mayir Saranga’yı da bizimle çalışması için davet ettim. Okul yöneticimiz Doli Levi, her konuda bize destek veren Nedim Kohen ve iki yeni kardeşimiz - Yusuf Baruh ve Alper Almelek - de yönetim kuruluna katılınca, her ay toplanmaya ve sorunları tartışmaya başladık.

Çocuklar için başka ne gibi bölüm ve etkinlikler yapılandırdınız? Branş dersleriniz bulunuyor?

Sağlıklı beslenme ve beslenme çeşitliliğine çok önem veriyoruz. Okulumuzda yemeklerin hazırlandığı bir mutfağımız var. Etleri ve peynirleri Denet’ten alıyoruz. Okulumuzda günde üç öğün beslenme gerçekleşir: sabah kahvaltısı, öğlen yemeği ve öğleden sonra beslenme. Öğlen yemeği için dört çeşit yemek çıkar. Çocuklar, okulumuzda çıkan yemekleri severek yiyor. Hatta mutfağımızda, doğum günlerini okulda kutlamak isteyen çocuklar için, kaşerut kurallarına uygun, süslü doğum günü pastaları da yapıyoruz.

Tören ve kutlamalarımız için ayrı bir bölümümüz var. O günlerde aileler de bize katılır ve hep birlikte kutlamalar yaparız. Ayrıca, bayramlarımızda Caddebostan Bet El ve Haydarpaşa Hemdat İsrael Sinagoglarında çocuklarımız gösteriler yapar. Her cuma, Şabat kutlamaları ile, çocuklarımız hala ekmeklerini evlerine götürüyor. Çocuklarımızın, yaşam biçimlerini dinimizin değerlerine göre yaşamaları için gereken destekleri veriyoruz.

Tören ve kutlamalarımız yoğundur ve ailelerimizle bir araya gelmekten çok mutluyuz. Örneğin yılsonu gösterimiz, açık alanda Binicilik Kulübünde gerçekleşti. Lonj ve ata binme çalışmalarından sonra, çocuklara madalyaları takıldı. Mezun olan öğrenciler ağaçların altında keplerini fırlattı.

Her yıl ‘Geleneksel Öykü Anlatma Yarışmasına’ katılıyoruz. Bu yıl Semih Leo Pişkin birincilik ödülü aldı. Drama ve projelere de ağırlık veriyoruz.

Branş derslerimize baktığımızda, kış programımızda yüzme, binicilik, buz pateni, yoga, sabah jimnastikleri gibi spor etkinliklerimiz var. Geleneksel müziğimizi yaşatmaya da çalışıyoruz. Modern dans ve bale çalışmalarımızda, bu yıl projelerimizi üzerine kurduğumuz dünya dans ve hareket çeşitliliğini çocuklarımıza yansıtmaya çalıştık. Carmina Burana’yı besteleyen Carl ORFF’un tekniği ile, ORFF sistemi içinde müzik çalışmalarımız yer alır. Böylece, çocuklar perküsyon ve ritim uygulamaları ile, her biri bir müzik aleti çalıyor. Çocukların kendi sorumluluklarını üstlenmeyi öğrenecekleri drama ve projeler hazırlıyoruz. Örneğin bu yıl ‘Hanoch Piven Günleri’ yaptık. Faaliyetimizi bize çok destek veren Göztepe Kültür Derneğinde  bir brunch ile kutladık. Bu tip etkinlikler bizleri sıkı sıkı birbirimize bağlıyor. Pijama partileri çocukların en büyük keyifleri. Her dönem bitiminde terasta mangal partilerimiz de çok ünlü.

Yeldeğirmeni semtine okul olarak geçtiğimiz zaman, yeni okulumuzun alanı daha büyük olacağından, çok daha güzel etkinliklere imza atacağımızı düşünüyoruz.

Yeldeğirmeni dediniz de, biraz da yeni okul projesinden bahseder misiniz? Gelecek yıl, Yeldeğirmeni’ndeki Kadıköy Cemaatine ait eski Alliance Israelite binasına taşınıyorsunuz…

Bilindiği gibi, yıllar önce Haydarpaşa’nın Yeldeğirmeni semtinde kalabalık bir Yahudi cemaati yaşardı. O zamanlar burası saygın ailelerin yaşadığı bir semtti. Bu semt bugün Uluslararası İstanbul Sanat Tarihinin Anadolu Yakası haline geldi. Bugün sanatçılar binalara yeni bir çehre kazandırırken, sanat atölyeleri ve kafeler de Avrupa’daki şehirleri anımsatıyor. Kadıköy Belediyesi, semtteki bir kiliseyi, Yeldeğirmeni Kültür Merkezi haline sokarak buranın değerini her geçen gün yükseltmeye çalışıyor. Okulun arkasında Haydarpaşa Mezunlar Derneği yer alıyor. Semte toplu taşımacılık yoğun.

Zamanında Yeldeğirmeni’ndeki Yahudilerin devam ettiği Alliance İsraelite büyük başarılara imza atmış bir okuldu. O zamanlar, bu okul iki binadan oluşuyordu.  Ancak biz oraya yeni okul açmayı düşündüğümüzde, ikinci dereceden tarihi eser olan tek bir bina ile karşılaştık. Mimar Hayim Beraha’nın yaptığı araştırmalarda, burada ikinci bir binanın olduğunu ve arkeolojik kazılarla ikinci binanın ortaya çıkarılabileceğini söyledi. Uzun uğraşlar sonucunda, Anıtlar Kurulundan izin alındı. Böylece yeşil alan olan bu bölgede, kazılarla ikinci bina ortaya çıkarıldı. Yapılacak okulun projesi, Ortaköy’de aynı dönemde yapılan ve benzeri olan okul ile aynı şekilde inşa edilmesine karar verildi. Birinci bina sıkı bir restorasyon ile yenileniyor. Diğeri ise, yeni baştan yapılacak. Hatta planlarda, bir de küçük müştemilat olduğu bulunmuş, onun da inşaatı yapılıyor.

Yeni okulumuzda bahçe olacağı için çok mutluyuz, zira yazları 2-8 yaş arasında kırk kırk beş çocuğa hizmet veriyoruz. Yazlığa gitmeyen, çalışan anne ve babalar, çocuklarının tatil dönemlerinde bol bol eğlenip, her gün spor yapacakları güvenilir bir yer istiyorlar. Minix’in yaz programına baktığımızda, haftanın üç günü yüzme, bir günü binicilik, bir günü de geziler var. İngilizce dersleri de yaz ayları boyunca devam ediyor. Çocuklarımıza özgür, paylaşımcı ve birbirleri ile sıcak iletişimler kurabilecekleri ortamlar hazırlıyoruz.

Sizi bu güzel çalışmalarınızdan dolayı tebrik ediyor, günden güne daha da büyük başarılara imza atmanızı diliyoruz.