2011 yılında Suriye iç savaşı çıktığından bu yana ülkenin her karış toprağı din, ırk ve mezhep kriterleri ile bölünürken Türk sınırına çok yakın mesafede olan Kamışlı’da Kürtler, Araplar, Türkmenler, Ermeniler, Asuriler barış içinde yan yana yaşıyorlar.
2004 yılında nüfusu kayıtlara 185 bin olarak geçen kent bir zamanlar binlerce Yahudi’ye de ev sahipliği yapıyordu.
Kamışlı’yı ziyaret eden Times Of Israel habercileri şehrin eskilerinden kunduracı Mahmut ile konuştu. Suriye’de yer alan birçok şehrin aksine, bu bölgede eski sinagogun nerede olduğunu sormak için korkmanıza veya sesinizi alçaltmaya gerek yok.
Mahmut gazetecileri dar sokaklarda gezdirirken şehrin eski Yahudi nüfusunu özlediğini belirtmekten de kaçınmıyordu: “Anlamıyorum neden Yahudi komşularımız olamıyor ki ? Peygamberimiz Muhammet’in de Yahudi komşuları vardı. Bir zamanlar bu topraklarda yüzlerce Yahudi vatandaş yaşıyordu.”
Mahmut Yahudiler ülkeyi terk etmek zorunda kaldıklarında henüz küçük bir çocuktu. Hatıraları hayal meyal..
1947 yılında İsrail’in kuruluşunu onaylayan BM kararı genel kuruldan geçer geçmez Hafız Esad yönetimi ülkedeki tüm Yahudileri düşman ilan etmiş.
Önce Yahudi vatandaşlar işlerinden olmuşlar, daha sonra kamusal alanda dolaşmaları resmen yasaklanmış, Yahudi dükkanları, evleri ibadet yerleri yağmalanmış. Artık Şam Yönetiminin gözünde tüm Yahudiler Siyonist ve vatan haini olarak görülmüş.
Yahudiler kaçarken arkalarında onlarca dükkan, işyeri ve gayrı menkul bırakmışlar.
Times Of Israel muhabirleri ile birkaç dakika sohbet ettikten sonra Mahmut sorar: “Size eski sinagogun yerini gösterim mi?”
Mahmut önde gazeteciler arkada hep beraber şehrin baharat satıcılarının, av tüfeği mağazalarının kahvehanelerinin olduğu dar sokaklardan geçerler, baharatların ve kahvenin kokusu inanılmaz derecede etkileyicidir.
Bir süre yürüdükten sonra beyaz taş örme bir binanın önünde dururlar. Mahmut: “İşte eski sinagog” der. Gazeteciler şaşkınlık içindedir, binanın üstünde ne Yahudi sembolü Davud Peygamber’in ünlü Yıldızı ne bir Menora, (7 Kollu Şamdan) ne de tek bir İbranice karakter vardır.
Tam gazeteciler Mahmut’un şaka yaptığını düşünürken, kunduracı adam durumu açıklar: “Esad’ın babası Hafız Esad yüzünden.“
1948’de İsrail kurulunca Şam yönetimi şehrin Yahudi geçmişini silmek için tüm Yahudi sembollerini yıkar. Sinagog da bundan nasibini alır. Yahudi ibadethanesinin tüm dış duvarı Esad’ın askerleri tarafından yıkılır ve bina askeri bir tesis olarak kullanılır.
Yahudiler Kamışlı’ya Fransız yönetimi sırasında şehrin kuruluşunda 1920 yılında yerleşmişler. Çoğu bugün Türkiye’nin Suriye sınırına yakın ilçesi Nusaybin’den göç etmiş.
Yıllar içinde Kamışlı’nın Yahudileri diğer vatandaşlarla aynı haklara sahip olmuşlar, özel işleri dışında kamu sektöründe bile görev almışlar. Ancak 1947’de İsrail’in kuruluşunu destekleyen BM kararı şehrin Yahudi hayatının da sonunu getirmiş.
Şehrin eskilerinden Mustafa geleceğe her şeye rağmen umutla bakıyor ve adeta bir rüyanın gerçekleşmesini diliyor: “Maalesef iç savaş devam ediyor ancak bir gün bitecek ve tüm radikal örgütler çökecek. Barış bu topraklara da gelirse Yahudiler de belki geri gelirler, İnşallah…”