Teknolojinin, akıllı telefonların esiri olmadığımız günlerde, hepimizin evlerinde daha çok kalem vardı sanki… Daha çok yazar, daha çok okur, daha çok boyardık. Kurşun kalemleri, dolma kalemleri, boyama setlerini, pastel boyaları, hatta sulu boya fırçalarını itinayla korur belki de kullanmaya bile kıyamazdık. O günlerden aklımızda kalan markalardan biri olan CARAN d’ACHE, İstanbul’da açtığı atölye aracılığıyla ürünleri ile bizleri farklı bir ortamda buluşturarak, sanata desteğini sürdürüyor.
İş stresinden uzaklaşarak yaratıcı ruhunuzu serbest bırakmak, kalemlerin dünyasında dolaşmak, renklerle oynamak ve hayata renk katmak isterseniz, CARAN d’ACHE atölyesi tam size göre… Gelin beraber bu renkli dünyayı tekrar hatırlayalım ve hem bu kalemleri hem de atölyelerini daha yakından tanıyalım. Satış Sorumlusu David Sevgi sorularımıza içtenlikle cevap verdi.
Birçoğumuzun küçüklüğünün bir parçası ya da hayali olan bu renkli kalemlerin hikâyesi nedir?
1915’te Cenevre’de kurulan Caran d’Ache, en kaliteli materyaller ve yenilikçi teknikleri birleştiren yazım ve çizim enstrümanları yaratma ilkesiyle yola çıkmış İsviçreli bir marka. Caran d’Ache, Rusya’da doğan dünyaca ünlü Fransız illüstratör Emmanuel Poiré’nin kullandığı takma isimdir ve bu, daha sonra markanın adı oldu. ‘Karandash’ Rusça’da ‘kurşun kalem’ anlamına gelir ve aynı zamanda grafitin ana maddesi olan, Türkçe’deki ‘kara taş’ kelimesinden türemiş.
Aynı zamanda gerçek bir doğa dostu olan markanın kurşun kalemlerinin üretimi için kesilen her bir ağaca karşılık iki yeni ağaç doğaya hediye ediliyor.
Atölyeyi ne zaman ve hangi amaçla kurdunuz? Buraya kimlerin gelmesini öngörüyorsunuz?
Caran d’Ache Atölye’yi 2016 yılında kurduk. Kurmaktaki amacımız, atölyede Türkiye’deki sanatseverlerle buluşabilmek ve ürünlerimizi birebir deneyimlemelerini sağlayabilmek. Çeşitli yaş profillerine özel uygulayacağımız dersler ile yazmayı ve çizmeyi seven tüm sanatseverlere ulaşmayı diliyoruz. Atölyemizi, Contemporary İstanbul gibi, çeşitli sanat etkinliklerindeki standımızda bir araya geldiğimiz çağdaş Türk ressamlarının özel çizimleri süslüyor.
Atölyenizde sanatçılar ile birlikte ne tür projeler/çalışmalar gerçekleştiriyorsunuz?
Atölye ve atölye dışında en büyük hedefimiz, çağdaş Türk sanatçılarının gelişiminde önemli bir rol alabilmek. 2016 yılında gerçekleştirdiğimiz ‘The Night is Young’ illüstrasyon sergisi ile genç yetenekleri buluşturduk. Bu yıl ise, çağdaş sanatın üstadı ressam Devrim Erbil’in ‘Yaratıcı İşbirliği ile Sanat Elimizde’ projesi ile özel bir koleksiyon hazırladık.
Caran d’Ache deyince aklımıza çeşit çeşit boya kalemleri, kurşun kalemler ve renkli bir dünya geliyor; yaşadığımız teknoloji çağında bu malzemelerin albenisinin hâlâ sürmesini neye bağlıyorsunuz?
Öncelikle, belirttiğiniz gibi, yaşadığımız teknoloji çağında, yazım ve çizim malzemelerinin mükemmeliyetçi yaklaşımları, tüm zamanlardakinden daha büyük bir öneme sahip. Caran d’Ache bu kulvarda, yüz yıllık üstün ve benzersiz yolculuğu ile ön plana çıkarken, bizler de markanın Türkiye temsilcisi olarak “Yazmak güzeldi…” mottomuzla, üzerimize düşen misyonu yerine getiriyoruz. Bu mottomuzla bizi sosyal medya hesaplarımızdan takip edenler için vizyon açan paylaşımlarda bulunuyor, yazmayı, çizmeyi, markamızı sevenleri yeniliklerden haberdar ediyoruz.
Yenilik. ikonik ürünler geliştirmek için yüksek ve çağdaş teknolojiyi ustalıkla kullanan Caran d’Ache’ın yüz yıllık geleneğinde hep vardı, halen de var olmaya devam ediyor.
Devrim Erbil ile gerçekleştirdiğiniz bu projeden söz eder misiniz?
‘Caran d’Ache 849 Devrim Erbil Tasarım Kalemi’, Erbil’in imzası ile özel olarak hazırlandı.
Bu tasarım, sanatı hayatın içine katmak ve gelecek kuşaklara taşımak üzere, Erbil’in ‘İstanbul Kırmızı’ adlı eserinde ön plana çıkan ‘Kuş Tufanı’ndan zarifleştirilmiş detaylar taşıyor. Sınırlı sayıda üretilen bu seri, koleksiyonerler için de farklı bir değer taşıyor.