Eyal Ovadya & Silvyo Ovadya
La agua de la vizina es melizina / Komşunun suyu ilaç gibidir.
Fue unos kuantos anyos antes. Kon mis amigos, entrimos en una guerta en la kampanya ande aviya todo modo de arvoles de frutas, uno de muez, el otro de moras, el otro de peras i uno de serezas ke mos plaziya muncho. I kon mis amigos empesimos a komer las serezas del arvole. I mos plazyo muncho. Les dishe ke kalia inchir una pineta para muestros paryentes. I lo realizimos. A la noche estava kontando a mi padre komo arankimos las serezas del bostan. I mi padre no estava kontente de esta situasyon porke pensava ke lo ke se aranko era el pan del bahchevan. I kuando meti a la meza el chini de serezas, viendo las serezas charpeadas mi padre disho “La agua de la vizina es milizina”.
**
Bundan birkaç yıl önceydi. Arkadaşlarımla kasabada evimize yakın meyve ağaçlarıyla dolu bahçeye girdiğimiz zaman hepimiz yiyeceğimiz meyvalardan mutlu oluyorduk. Bahçede her türlü meyve ağacı mevcuttu. Biri ceviz ağacı, diğeri dut ağacı; bir diğeri armut ve bizim en sevdiğimiz kiraz ağacıydı. Arkadaşımla ağaca çıkıp kirazları yemeye başladık. Bu çok hoşumuza giderdi. Kirazları yerken arkadaşlarıma anne ve babalarımız için de birer tabak doldurmamız gerektiğini belirttim. Ve doldurduk.
Akşamleyin babama ne yaptığımızı anlatıyordum. Ancak babam durumdan memnun değildi. Çünkü koparılan meyvaların bahçıvanın hakkı olduğunu düşünüyordu. Ve kopardığımız kirazlarla dolu tabağı masaya koyduğumda babam yamuk kirazlara bakarak; “la agua de la vizina es milizina / komşunun suyu ilaç gibidir” dedi.