“Anadolu Kulübü Cumhuriyet’in simgelerinden biridir”

1926 yılında Ankara’da Cumhuriyet devrimlerinin bir aşaması olarak kurulan Anadolu Kulübü, 1937 yılında Büyükada’da şube açtı. Yönetim Kurulu Üyesi Rıfat Çiton, bizleri 81 senelik köklü kulüp hakkında bilgilendirdi.

Rıfat Çiton kimdir?

1968 İstanbul doğumluyum. Dört aylıkken Büyükada’ya ve Anadolu Kulübüne gelmişim. Her yaz, bazı yıllar dört aya kadar Büyükada’da yaşardık, dolayısıyla bütün çocukluğum ve gençliğim Anadolu Kulübünde geçti. Dedem ve annem - babamdan sonra, bu kulüpte ailemin üçüncü kuşağıyım. Beş yıldır Büyükada Şubesinin etkinliklerden sorumlu yönetim kurulu üyesiyim.

Anadolu Kulübünün tarihçesini okuyucularımız için kısaca özetler misiniz?

Kulübümüz 1926 yılında Ankara’da Atatürk’ün talimatıyla ve kanunla kuruldu. Atatürk ve Cumhuriyet devrimlerinin sosyal bir aşaması olarak hayata geçirildi. Bu yüzden alelade bir dernek veya kulüp değildir. İlk yönetim kurulu, İsmet İnönü başkanlığındaki bakanlar kurulu üyeleridir. Büyükada şubemiz, İngilizlerin elindeki yat kulübüyken 1937 yılında yine Ulu Önder’in talimatı ile satın alınarak Anadolu Kulübüne şube olarak bağlandı. Atatürk defalarca kulübümüze gelmiş ve konaklamış. Kaldığı süit oda ‘Atatürk’ün odası’ olarak isimlendirildi. Cumhuriyet’in simgelerinden biri olan kulübümüz halen ‘kamu yararına çalışan dernek’ statüsündedir. Merkezi Ankara Kızılay’da, şubesi İstanbul Büyükada’da olmak üzere varlığını sürdürmekte.

Ankara’daki kulübün işlevi nedir? Anadolu Kulübü hem Ankara’da hem Büyükada’da nasıl yönetiliyor?

Merkezimiz, Ankara’daki kulüp binamız ve yönetimimizdir. Ankara’daki merkezimiz çoğunlukla eski ve yeni siyasilere, lokantamız ve oyun salonumuzla hizmet vermekte.

Merkez yönetim kurulumuz dokuz kişiden, Büyükada’daki şube yönetim kurulumuz yedi kişiden oluşmakta. Tecrübeleriyle bize ışık tutan, nezaket ve tevazu örneğimiz Genel Başkanımız Sayın Metin Cizreli yönetiminde kurullarımız görevlerini ifa ederler. Şube Başkanımız yine çok tecrübeli büyüğümüz Sayın Maral Öztekin’dir.

Kulübün hem Ankara hem Büyükada idaresi, yaşamının 34 yılını kulübümüze adamış, içimizde yetişmiş Müdürümüz Sayın Cemalettin Şereflier tarafından yapılmakta.

Yönetim Kurulu seçimleri nasıl yapılıyor?

Merkez seçimleri üç yılda bir nisan ayında Ankara’da gerçekleştirilir ve tüm üyeler oy kullanabilir. Şube seçimlerimiz ise üç yılda bir şubat ayında Büyükada’da yapılır ve sadece şube üyeleri oy kullanabilirler.

Bir zamanlar Taksim’de bir şube daha vardı, tekrar açılması düşünülebilir mi?

Üyelerden bu yönde bir talep gelirse, eski tecrübeler ışığında elbette değerlendirilir. Ama unutmamak gerekir ki; bir kulübü ayakta tutan üyeleridir. Gerçek ve yoğun bir talep olması gerekir.

Kulübün kaç üyesi var?

Yaklaşık olarak Ankara 1650 kişi, İstanbul 2300 kişi, toplamda 3950 üyemiz var.

 Büyükada Anadolu Kulübü hangi bölümlerden oluşuyor?

Kulübümüz toplamda 27 dönüm arazi üzerine kurulu. Plaj alanımız altı dönüm. Sarı bina, tarihi bina, yeni bina, iki adet ikiz köşkler (Cavuris Köşkleri 1973 yılında satın alındı) ile beş adet büyük yapı, bir de küçük yapımız mevcut. Otelimiz yüz odası ile hizmet vermekte. Orta bahçemiz, oyun salonumuz, diskoteğimiz, terasımız, basketbol sahamız, tenis kortlarımız, lokantalarımız, barımız, plaj alanımız ve iki havuzumuz ile üyelerimize hizmet veriyoruz. Kulübümüzde, kuaför, ayak bakım merkezi, spa ve Lavie Cafe de hizmet vermekte. Otelimizde toplantı salonları mevcut. Ayrıca en önemli ve tarihi yapılarımızdan biri de Ata’mız için 1938 yılında yaptırdığımız ‘Atatürk Asansörü’dür.

Bu kadar çok üyenin bulunduğu bu büyük bir alanı yönetirken yaşanan zorluklar nelerdir?

Arazi çok büyük, düşünün ki dört binamız yüz yaşından büyük. 1900’lerin başlarından kalma. Hepsi birinci derece tarihi eser statüsünde ve dolayısıyla Anıtlar Kurulunun izni olmadan çivi bile çakamıyorsunuz. Yeni binamız bile 60 yıldan daha eski. Kulüp sürekli bakım istiyor, bir yeri yaparken diğerini planlamak gerekiyor. Merkez yönetimimizin desteği ile müdüriyetimiz teknik ekibimizle birlikte 12 ay sürekli bir çalışma gerçekleştiriyorlar. Tüm üyelerimiz emin olmalılar ki bu işler profesyonelliğin ötesinde ciddi fedakârlıklar ile yapılıyor. Yaz aylarında 160 kişiye ulaşan personelimizin idaresi bile müdüriyetimizin iş yoğunluğunun en iyi göstergesidir. Kulübümüz, müdürümüz ile birlikte, başta Ankara’dan gelen emektarlarımızın özverili çalışmaları ile bu hizmeti verebilmekte.

Yönetim Kurulu üyesi olarak, her yıl Kulüp’te yeni etkinlikler oluşturuyorsunuz. Etkinliklerden bahseder misiniz?

Öncelikle Kulübümüzdeki spor etkinliklerinden bahsetmek isterim; tenis kortlarımız, basketbol sahamız, su sporları merkezimiz eğitmenlerimiz ile hizmet vermekte. Yoga derslerimiz, felsefe kulübümüz gibi etkinliklerimiz mevcut. Her perşembe akşamı sinemamız var. Düzenli olarak kapalı salonumuzda çeşitli konularda konferanslar, söyleşiler, konserler gerçekleşiyor. Amatör sahnemiz ciddi talep görüyor. ‘Gelmez’ denilen kişileri getirdik. Plajda DJ performanslarımız, disko gecelerimiz, sanatçılar ile yemekli gecelerimiz var. Üç defa ünlü sanatçılarla gece plaj konserleri düzenledik. Orta bahçemizde üyelerimizin yoğun olarak katıldıkları müzikli geceler düzenliyoruz. Her yıl düzenlenen tenis turnuvamız yüksek katılım ile gerçekleşiyor. Bu yıl açtığımız ‘Güverte’ cafe ve bar olarak ciddi ilgi görüyor. Bu yıl ilk kez Alışveriş Şenliği düzenledik, bunu geliştirme arzusundayız. Reklam gelirlerimizin arttırılması için de ciddi bir çaba harcıyoruz.

Üye çocukları için oluşturduğunuz etkinlikler neler?

Çocuklarımız için, öncelikle üyelerimizin düzenledikleri eğitsel çalışmaları destekliyoruz. Tenis, basketbol, yüzme, dalış, yelken, sörf okullarımız eğitmenler eşliğinde çocuklarımıza sunulmakta. Orta bahçe ve plajdaki oyun merkezlerimiz ile çocuk parkımız da hizmet vermekte. Fırsat buldukça çocuklarımız için de sinema geceleri düzenliyoruz. 18 yaşını geçmiş üye çocuklarını çok düşük bir giriş ücreti ile asil üye yapıyoruz.

Kulüp yönetiminin üyelerden beklentisi nedir?

Bizim en büyük beklentimiz üyelerin birbirlerine göstereceği saygıdır. Kulüpler alelade işletmeler değildir. Kulüpte ruh vardır, gelenekler, etiketler vardır ve iç içe yaşamanın doğasına uygun kurallar vardır. Bunun temelinde üyelerin birbirine saygısı yatar. Kulüp, üyelerinin sahip çıkmasıyla yaşar ve gelişir. Bir kulüp için üyenin aidiyet hissi duyması şarttır çünkü kulüpler üyelerine aittir. Beklentimiz bu anlayışın her kulüpte olması gerektiği gibi, Kulübümüzde de yeşermesidir.

Eklemek istediğiniz başka bir şey var mı?

Son bir şey hatırlatmak istiyorum; İstanbul’un beton yığınını ve Büyükada’daki turist keşmekeşinden sokakta yürünmediğini düşündüğünüzde, Anadolu Kulübü çölde vahadır ve buraya sahip çıkmak her üyenin görevi olmalıdır.