10 dolara açtığı blogla ünlendi Instagram böyle düğün görmedi!

10 sene önceki girişimi sayesinde bugün Instagram’da 15 milyon takipçi kitlesiyle moda projeleri yürütmeye devam ederken kendi markasıyla da ününe ün katmayı sürdüren Chiara Ferragni’nin, rap sanatçısı Fedez ile düğününün dijital pazarlamayla birçok markaya sağladığı fayda bir case study niteliğinde...

Riella VARON Bilim ve Teknoloji
20 Eylül 2018 Perşembe

Kimdir bu Chiara Ferragni dediğinizi duyar gibiyim... Kendisi ilginç öyküsü ve teknolojiyle modayı birleştirmesiyle dünyanın en çok kazanan blogger’ı.

Şu anki şöhretinin ilk adımlarını daha 5 yaşındayken modellik yaparak atmış. Ardından 16 yaşına geldiğinde ilk profesyonel modellik deneyimini gerçekleştirmiş. Bu sayede modaya olan ilgisi artmaya devam etmiş.

O zamanki sevgilisi internet girişimcisi Riccardo Pozzoli’nin ısrarlarıyla ‘The Blonde Salad’ isimli blogu 10 dolara kurarak kendi stilini herkesle paylaşmaya başlayan Chiara, uzun süre İnternet’te start-up projelerinin nasıl başarıya ulaştırılacağı konusunda strateji geliştiren sevgilisiyle ortaklığını sürdürürken moda haftaları için davetiye kovalıyor, markalarla bizzat kendi iletişime geçerek o ürünlerin reklamını yapmayı teklif ediyordu. The Blonde Salad’ı yayına aldıktan çok kısa bir süre içinde inanılmaz derecede takipçi toplamaya başladı.

Her ikisi de sosyal medya dünyasının nereye gideceğini anında fark ederek;  Chiara blog dışında Instagram’ın da ilk fenomenlerinden olmaya başlıyor ve de Vogue dergisinin kapağına çıkan ilk blogger olma unvanını elde ediyor.

on sene önce yapmış olduğu girişim sayesinde bugün Instagram’da 15 milyon takipçisi kitlesiyle moda projeleri yürütmeye devam ederken kendi markasıyla da ününe ün katmayı sürdürüyor. Chiara’nın bu başarıdaki en önemli sihri ‘high fashion’ dediğimiz lüks markaların parçalarını sokak modasıyla aynı anda kombinleyebilmesi oldu.

Bu süre dilimi içinde Chiara hayatının aşkını bularak 2016 yılında Fedez ismi ile tanınan rap sanatçısı Federico Leonardo Lucia ile nişanlandı. Geçtiğimiz haftalarda ise kraliyet düğünlerine taş çıkaran ‘The Ferragnez’ konseptiyle Sicilya’da Noto’da evlendiler. Oluşturmuş oldukları bu motto’yla sosyal medyayı sallayacaklarının sinyallerini #theferragnez etiketiyle göstermiş oldular.

Tabii burada aktarmak istediğim nokta Chiara ve Fedez’in magazinsel düğünü değil tabi ki; düğünlerinin dijital pazarlamayla birçok markaya sağladığı fayda, bilinirlik ve görünürlük anlamında case study çıkarılacak bir düğünle karşı karşıyayız. 

Örneğin ‘The Ferragnez’ düğününe sponsor olan İtalyan havayolları ‘Alitalia’, misafirlerini özel bir seferle Sicilya’ya götürmek için düğün konseptiyle bütünleşik olarak tüm uçağın iç ve dış alanları, ‘The Ferragnez’ logosuyla kaplandı. Uçaktan inerken ise; gelinle damadın maskotları yolcuları kapısında karşıladı. Böylelikle Alitalia, adından hayli söz ettirmeyi başardı.

Üzerine düşünülmüş tüm bu pazarlama mekanizmalarıyla Chiara & Fernaz çifti tam anlamıyla bir markaya dönüştü. Tabii ki tüm bu pazarlama araçları içerisinde kendi düğünlerinde yer alan özel anları da paylaşmak için farklı bir sosyal medya hesabı açmayı da ihmal etmediler. @theferragnezofficial hesabından o güne ait birçok özel fotoğraf ve videoyu paylaşarak adeta düğün albümlerini bizlere sunuyorlar. Halen aktif bir hesap olan, @theferragnezofficial hesabında dünyaya gelen bebekleri Leo’yu da paylaşmayı ihmal etmiyorlar.

Uzun bir süre Instagram’ı ele geçiren çift, düğün süresince sadece Fedez’in paylaşmış olduğu hikâyelere ilişkin 2 milyon üzeri izlenme sayısına ulaştı, paylaştıkları fotoğraflar ise 800 bin üzeri beğeni alarak sosyal medya da tarihi bir düğüne imza atmış oldu.

Dijital çağ ile değişen ‘ünlülük’ kavramı, bir şeyleri paylaşma arzusu herkesi sararken teknoloji, dijital pazarlama ve sosyal medya üçlüsünü doğru ve etkin kullanaraka kendi başarınızı, gücünüzü en doğru şekilde aktarabileceğinizin en büyük kanıtı. Bence bu masalsı hikâye ile günümüzde hedef belirlemelerimizi yapmak istiyorsak; dijitalden, teknolojiden, sosyal medyadan sonuna kadar yararlanarak kendimizi doğru konumlandırmamız gerekiyor. Bu dünyadan uzak kalınamayacağını, değişen evrensel olgularla açık bir şekilde anlayabiliyor ve algılamaya çalışabiliyoruz!