Dünyanın efsanevi futbolcularından Johan Cruyff’un oğlu, Avrupa’nın önde gelen takımlarında top koşturan Jordi Cruyff, İsrail’den Çin’e uzanan teknik direktörlük kariyerini Şalom’a anlattı.
Barcelona’nın altyapısında başlayan, Barcelona’nın A takımında gelişen, Manchester United ile Premier Lig’de devam etmiş bir futbolculuk kariyeri… Jordi Cruyff… Dünyanın en büyük futbol figürlerinden biri olan Hollanda efsanesi Johan Cruyff’ın oğlu. Bu hafta Şalom Spor sayfalarında konuğumuz. Jordi Cruyff şu anda Çin Ligi takımlarından Chongqing Lifan’ın teknik direktörü. Öncesinde ise İsrail Ligi’nin en önemli temsilcisi Macabi Tel Aviv’de dört yıl sportif direktör, iki yıl ise teknik direktör olmak üzere altı yıl görev aldı. Jordi Cruyff ile futbolculuk kariyeri, babası, İsrail’deki futbol algısı, Türk futbolu ve Çin ile alakalı izlenimlerini içeren bir söyleşi yaptık.
Bu vesileyle yaklaşık 2,5 yıl önce vefat eden büyük futbol adamı Johan Cruyff’ı da saygıyla analım.
Johan Cruyff gibi bir efsanenin oğlu olarak babanızla aynı işi yapmayı seçtiniz. Johan Cruyff’ın oğlu olmanın avantajları ve dezajantajları neler?
Avantaj olarak onun yanında 7/24 zaman geçirerek ondan çok şey öğrenebilirdiniz. Dezavantaj olarak ise onunla aynı işi yapan biri olarak bütün kıyaslamaları devamlı olarak kaybediyorum. O ölümsüz bir futbol figürü. Ben ise yüzde 99,9’u barındıran ölümlüler listesindeyim.
Futbol oynamaya nasıl başladınız? Başladığınız zaman bir gün ünlü bir futbolcu olacağınızı hayal ediyor muydunuz?
Zaten neredeyse top ile hayata gözlerimi açtım. Futbolcu olmak da doğal olarak gelişen bir şey oldu diyebilirim. Ünlü bir futbolcu olabileceğimi biraz daha yaş aldığımda hissetmeye başladım. 16-17 yaşımda bunun gerçekleşebileceğini fark ettim.
1998-1999 sezonunda ‘Premier Manager’ isimli bir bilgisayar oyunu vardı. Bu oyunda Manchester United’ı alıp sizi santrafor olmamanıza rağmen Yorke ve Cole yerine santrafor olarak oynatırdım. Tarif etmek gerekirse Jordi Cruyff gerçekte nasıl bir oyuncu?
Daha çok kanat oyuncusu ya da forvet arkası olarak oynadım. Koşan ve çalım atabilen bir oyuncuydum. Hızlıydım ve iki ayağımı da kullanabildiğim için iki kanatta da oynayabiliyordum. Ancak maalesef oynadığım süre zarfında vücudum bana pek yardımcı olmadı. Kariyerim boyunca 12 ameliyat geçirdim.
Babanızın zamanından bugüne futbol nasıl değişti? Sizce Eğer Johan Cruyff günümüz futbolunda oynasaydı kendi dönemindeki gibi başarılı olur muydu?
Babamın dönemine göre futbol çok değişti. Eskiden daha yavaş oynanan bir oyundu. Artık çok daha hızlı oynanıyor. Ancak babam çok hızlı oynayan ve saha içinde çok hızlı düşünüp hareket eden bir oyuncuydu. Şu anda oynuyor olsaydı bu özelliklerinden ötürü pek bir fark olmazdı ve muhtemelen yine dünyanın en iyilerinden biri olurdu diye düşünüyorum.
Hangisi daha zor? Teknik direktör olmak mı, futbolcu olmak mı?
Teknik direktör olmak kesinlikle daha zor. Futbolcular futbolun keyfini sürüyor. Düşünmen gereken tek şey antrenmanlar ve maçlar. Antrenmandan çıktıktan sonra hiçbir şey düşünmek zorunda değilsin. Aynı şekilde maçtan sonra da. Ancak teknik direktörken her şeyi kontrol etmek durumundasın, devamlı hazırlık yapmak durumundasın ve düşünmek durumundasın. Ondan dolayı kesinlikle teknik direktör olmak çok daha zor.
Macabi Tel Aviv’in başına geçmeye nasıl karar verdiniz?
Macabi ile imzalamadan uzun süre önce konuşuyorduk. Hep iletişim halindeydik. Sonunda hem onlar hem de ben doğru zamanın geldiğini düşündük ve Macabi’nin başına geçtim.
Tel Aviv’deki 6 yıla bakıldığında kendinizi başarılı görüyor musunuz?
Evet, başarılı görüyorum. Macabi’ye kazanma alışkanlığını yeniden kazandırdık.
İsrail’de insanların futbola bakışı nasıl? Neden İsrail takımları Avrupa’da başarı elde edemiyor?
İsrail az nüfusu olan küçük bir ülke. Avrupa’da var olmak istiyorlar. Ancak ülkenin futbol mantalitesi henüz Avrupa standartlarına pek adapte olabilmiş değil. AB pasaportuna sahip oyuncular yabancı oyuncu olarak yorumlanıyor. Yabancı sınırı var ve rezerv lig dediğimiz gençlerin oynadığı lig yok. Bunlar gelişimdeki önemli engeller diye düşünüyorum. Yetenekler hep alt liglerden gelir. Bunun olmaması büyük eksik. Aslında İsrail’in gençleri oynatabilecek tesis eksiği var ve bunun için büyük yatırım gerekli. Eğer üst düzey bir spor mantalitesi yaratmak istiyorsanız, üst düzey tesis, üst düzey yatırım gerekli.
İsrail’de ne tarz zorluklarla karşılaştınız?
İsrail’deki spor yöneticileri orta ve uzun dönemi pek düşünmüyorlar. Sadece sonuç odaklı ve kısa süreli değerlendirme yapılıyor. Kimse bir yol çizmiyor ve uzun süreli bir plan program çerçevesinde hareket etmiyor. Yaşadığım zorluk bu olabilir. Ancak insanlar futbol ile alakalı oldukça tutkulu.
Macabi Tel Aviv’den ayrılma sürecinizde basında Barcelona’nın genç takımlarından birinin başına geçeceğiniz dedikoduları dolandı. Barcelona ile görüşmeniz oldu mu?
Barcelona hakkında şunu söyleyebilirim. Barcelona benim kalbimdeki kulüp. Geçen yıl bir görüşmemiz oldu ancak görüşmemiz sonucunda henüz doğru zaman olmadığı sonucuna vardık. Kariyerimin şu aşamasında altyapıda çalışmak istemedim. Bir gün doğru zaman gelir ya da hiç gelmez bunu bilemeyiz. Futbolda asla geleceği tahmin edemiyorsunuz.
Artık Çin Ligi’ndesiniz. Çin futbol dünyası için yeni bir pazar. Yeni macera nasıl başladı? Şüphesiz ülke ile alakalı araştırmalar yapmışsınızdır. Çin halkının futbola bakışı nasıl?
Şimdiye kadar Çin ile alakalı izlenimlerim oldukça pozitif. Çok güzel stadyumlar var, futbol etrafında şekillenen güzel bir organizasyon var, takımlarda üst düzey birçok teknik direktör ve oyuncu var. Yani güzel bir futbol ortamı var. Bu ortamı sevdim.
Dünyanın Barcelona, Amsterdam, Stockholm gibi birçok yerinde Johan Cruyff Enstitüleri var. Bu organizasyonu farklı ülkelerde genişletmek gibi düşünceler var mı? Türkiye Johan Cruyff Enstitüsü için uygun bir adres olabilir mi?
Enstitü hakkında, doğru genişleme politikası oldu ve verilen kursların oldukça iyi bir namı var. Ülke federasyonları ve kulüplerle güzel iş birliklerimiz var. Mesela Barcelona bu kulüplerden bir tanesi. Bu iş birliklerimiz gün geçtikçe artıyor. Her zaman bu organizasyonu büyütmek gibi bir düşünceye sahibiz tabi ki. Türkiye için bir gün fırsat gelirse Türkiye ilginç bir pazar olabilir Johan Cruyff Enstitüleri için.
Türkiye Ligi’ni takip ediyor musunuz? Düşünceleriniz neler? Bir gün Türkiye’de çalışmayı düşünür müsünüz?
Evet, liginizi takip ediyorum. Vergiler çok düşük olduğu için kulüpler futbolcu ve antrenörlere çok daha iyi maaşlar teklif edebiliyor. Bu durum da üst düzey futbolcu ve antrenörleri lige çekmeye yardımcı olabiliyor. Çok fiziksel bir lig Türkiye Lig’i, oldukça dinamik oyuncuların olduğu bir lig. Taraftarlar çok fanatik bundan dolayı da büyük kulüplerin ve bu kulüplerin yöneticilerinin üzerinde büyük baskı var. Görüşüme göre ligin seviyesi yıldan yıla artıyor. Bir gün uygun şartlar oluşursa Türkiye’de çalışmak isterim. Kültürel olarak benzer bölgelerde çalıştığım için davranışlara, tepkilere ve ülkenizdeki gibi ortamlara alışığım.
Röportaj teklifimizi kabul ettiğiniz için teşekkür ederiz. Şalom Gazetesi okurlarına söylemek istediğiniz bir şey var mı?
Okurlarınıza iyi dileklerimi sunuyorum.