İtalyan Sinagogunda Sukot kutlaması.
Yahudi bayramlarının en neşelilerinden biri. Yahudilerin Mısır esaretinden çıkışlarında çölde buldukları dallardan ve çalılardan yaptıkları kulübe ve çardakların anısına kutlanan Sukot, bu yıl 23 Eylül Pazar akşamı kutlanmaya başlandı.
Tarihi İtalyan Sinagogunda akşam duasının ardından Sinagog Gabayı Mişel Horada’nın beşeri ilişkiler, kendimiz ve Tanrı ile ilişkiler konularının içeren konuşmasını ilgiyle dinledik. Beşeri ilişkiler başlığı altında Mişel Horada, Sukot’un un gereksinmelerinin dört farklı bitki olduğunu ve bu bitkilerin dört farklı Yahudi tipini simgelediğini anlattı:
“Etrogun limona benzeyen, güzel kokusu ve güzel tadı vardır. Bu bitki hem iyi hareketlerde bulunan hem de Tora bilgisi olan kişiyi simgeler. Hadas dalının (mersin ağacı) en az üç dalı olmalı; güzel kokusu vardır fakat yenemez. Tora bilgisi eksik fakat iyi hareketlerde bulunan kişileri simgeler. Lulav (hurma ağacı) yenilebilir bir bitkidir ancak kokusu yoktur. Tora bilgisi olup iyi hareketlerde bulunmayan kişiyi sembolize eder. Arava - en az iki dal olması gereken söğüt ağacı dalı - ise ne tadı ne de kokusu olmayan bir bitkidir. Bu da ne Tora bilgisine sahip ne de iyi hareketlerde bulunmayan kişiyi simgeler.
Sukot’ta bu dört bitki Şabat günü hariç birleştirilir, bağlanır ve onları bu şekilde sallarız. Lulav ancak bu dört türün bir olduğu zaman geçerlidir. Lulavı sallarken önce sağa, sonrada sola, öne, aşağı, yukarı ve geriye doğru yaparız. Bu, Tanrı’nın dünyanın her yanına hâkim olduğunu belirtir.
Yaşam yolumuzda, beğenmediğimiz kişilikler olabilir. Buna rağmen onlarla ilişkilerimizi koparmamalıyız, zira insanlık bölünmez bir bütündür. Bu tanımlamayı fakına vardığımızda başkalarına karşı daha sabırlı ve hoşgörülü olabiliriz. Bu nedenden lulavı elimizde tuttuğumuzda en iyi olanın en düşük olanı etkilemesi için etrog ve aravayı bitişik tutarız. Bu düşünce sukamıza başkalarını da davet etme mitsvasını açıklar.”
Kendimizle ilişkilerde Horada, lulava başka bir açı katan, 2000 yıl önce yazılmış Kabalistik bir çalışma olan Sefer Bahir’de yer alan bir bölümü paylaştı:
“Etrog duygularımızın merkezi kalbi / Hadas göz şeklinde olan yapraklarıyla gözü / Lulav tüm hareketlerimizi etkileyen omurgayı / Arava ise konuşmayı sağlayan dudakları simgeler.
Bu dört türün bir arada tutulması şeklinde duygularımızı, görüşümüzü, hareket ve konuşmalarımızı birleştirerek kendi saygınlığımızı, sevinç ve huzuru sağlayabiliriz.”
Tanrı ile ilişkiler konusunda, dört bitkinin aynı zamanda Tanrı’nın dört harften oluşan ismini simgelediğini dinledik:
“Bu ilişkilerin temelindeki anahtar da birlik mesajıdır. Her gün Şema’da okuduğumuz gibi Tanrı Tektir. Bazı olaylar bize iyi veya kötü olarak görünse dahi her şeyin temelde Tanrı tarafından geldiğini unutulmamalıdır. Bunu farkına vararak esasa odaklanmak ve yaşamın günlük meseleleri ile uğraşmamamıza yardımcı olur.
Sukot Bayramı da bu ilişkileri anlamak, kurmak ve yaşamımıza uygulamak için bir haftalık fırsattır. Hag Sukot Sameah.”
Konuşma sonrası tavanı meyvelerle donatılmış sukada yemek yenilip şarkılar söyleyerek bu bayram sevincini hep birlikte paylaştık.