Uzun bir aradan sonra hepinize merhaba. Umarım güzel bir yaz geçirmiş ve bol bol dinlenmişsinizdir. Sonbahar ile birlikte yeni bir yıla daha girdiğimize göre yazılarımıza devam ediyoruz.
Bu sene köşemizin ismini ‘Psikoloji Dünyanız’ olarak değiştirdik. Sizlere hayat ve psikoloji hakkında her alanda daha geniş kapsamlı bilgiler ve yazılar sunabilmek için. Bu hafta ebeveynlerin çocukları üzerinde kaybettikleri kredilerinden bahsetmek istiyorum. Nedir peki bu kredi kaybı?
Her insanın diğer bir insanda hatıra sayılır kredisi vardır. Eğer çok harcarsanız bu kredi çabuk tükenir ve bittiğinde o kişinin size karşı anlayışı ve sabrı kalmaz. Anne, baba ve çocuk söz konusu olduğunda ise durum şöyle yaşanabiliyor: Her anne-baba çocuğuna söz geçirmek, laf anlatmak ister ancak her şeyin fazlası zarar olduğu gibi bunun da fazlasının zararları var. Öncelikle aynı şeyi sürekli tekrar ettiğinizde çocuğunuz artık buna duyarsız hale geliyor ve söylediklerinizi duymamaya başlıyor. Peki böyle bir durumda ne yapmalı? Aynı şeyi yapıp farklı sonuç beklemek yerine (ki bu asla olmayacaktır) farklı bir şeyler denemeye açık olmalıyız. Mesela çocuğunuz yanlış bir davranışta bulunuyorsa ona durumu sakince anlattıktan sonra yaptığı davranışın sonuçlarına katlanması gerekiyor ki bu durumdan bir ders çıkarsın. Ancak maalesef çoğu anne-baba çocuğuna bu sonucu yaşatmıyor ve bu da çocuğun davranışlarından dolayı sorumluluk almasını engelliyor.
Anne-babalar olarak her zaman çocuklarımızın iyiliğini ister ve düşünürüz ancak bazen aşırı düşünceli ve koruyucu davranışlar da kredi bitmesine sebep oluyor. Mesela çok koruyucu bir anne çocuğuna sürekli dikkatli ol, onu yapma, böyle olma gibi aşırı uyarılarda bulunduğunda çocuk daha iyisi olamadığından kendini hem kötü ve eksik hissediyor hem de ‘nasılsa bir şey olmaz sürekli aynı şeyi söylüyor’ mantığı ile daha az dikkatli davranışlarda bulunuyor. Koruyucu olmak tabi ki doğamızda var ve gerekli, ancak aşırı koruyucu olmak çocuğun hem bireyselleşmesi ve büyümesini engellerken hem de ayakları üzerinde durmasını da önlüyor. Asıl hedef iç ve dış dünyada ayakları üzerinde durabilen, kendine yeten ve başının çaresine bakabilen olgun bireyler yetiştirmek olmalıdır. Siz her problemde çocuğunuzun sorununu çözerseniz, kendisi bunu yapmayı öğrenecek zemin bulamaz. Unutmayın ki şımarık çocuklar, şımarık ve olgunlaşmamış yetişkinlere dönüşürler. Çocuğunuza sınır koymaktan, ‘hayır’ demekten çekinmeyin. Özellikle son yıllarda çok uygulanan ‘biz her şeyi konuşuyoruz, biz arkadaşız’ tutumunu ise yanlış bulmaktayım çünkü uzun vadede zarara yol açacaktır. Anne-baba arkadaş değil ebeveyndirler ve çocukların ebeveyne ihtiyacı vardır. Anne-baba ile de sohbet edilir ancak her şeyi her zaman konuşarak anlatamazsınız çünkü her yaşın kendine özgü bir iletişim yöntemi vardır. O yüzden sizlere, kredinizi bitirmeden, sınırlı ve dengede, bol sohbetli iletişimler diliyorum. Bir daha ki sefere kadar bol bol sohbet etmeniz dileklerimle...