Son dönemlerde sıkça duymaya başladığımız bir terim oldu, mesleki tükenmişlik. Peki, nedir bu tükenmişlik sendromu, neden oluşur? Ve en önemlisi kurtulmak için ne yapmak gerekir?
Uzm. Psk. Jilda ABRAVAY
Son zamanlarda gerek televizyon ve medyada, gerekse günlük hayatımızda sıklıkla duymaya başladığımız bir kelime tükenmişlik... Ne zaman yorgun, aşırı bitkin, günlük işlerinin rutinl iğinden, hayatının spontalığından şikâyet eden birini görsek “Sen tükenmişlik sendromuna kapıldın...” diyebilir olduk. Peki, mesleki tükenmişlik nedir?
İşe başladığınız ilk günlerdeki ruh halinizi hatırlayın...
Başlangıçta uzun bir süre iş gücünüzün yüzde 110’u ile çalıştığınızdan eminim. İdealist, kendi kendini daima motive eden, yüksek standartları ve beklentileri olan biri olduğunuza eminim. Zamanla işte oluşan yoğunluk, aşırı talepler stres düzeyini de aynı oranda arttırır. Ruhsal olarak başlayan tükenmişlikle zamanla işe katkıda bulanma ve verimlilik potansiyeli de gittikçe azalacaktır.
SENDROMUN EVRELERİ
Tükenmişliğe giden yolda; ilk etap - sendromu yaşamak - oldukça zorlu bir dönem olsa da ikinci dönem olan ‘Uyanma Döneminde’ daha gerçekçi gözlemlerle artık bir sorunun var olduğu açıkça kabul edilir. Yine de her şeyin kısa bir sürede düzeleceğine inanmak bu dönemde çalışan bireylerin çoğunun gösterdiği tepkilerden biridir.
Üçüncü dönem ise tam bir bıkkınlık dönemi sayılır: İçimizdeki meslek ateşinin yavaş yavaş azalmaya başladığı, motivasyon ve enerjimizin hızla azaldığı dönemdir. İş hayatında önemli kararlar almanın zorluklarıyla beraber, çalışılan kurumdaki iş arkadaşlarından sürekli olarak memnuniyetsizliği dile getirecek konuşmaların en sık duyulduğu dönemdir. Bu dönemde çalışan, adalet duygusunu yoğun yaşayarak, sürekli olarak iş çevresindeki kişilerle kendini kıyaslamaya ve bu sebeple de iş haricinde, ev ortamında bile uykularında düzensizlik, iştahsızlık gibi fiziksel sorunlar da yaşamaya başlar.
Tükenmişlik dönemi aslında tam da dördüncü evredir. Artık tükenmişliğin verdiği sendromlar olan, kendine güvensizlik, umutsuzluk, karamsarlık, boşlukta hissetme, kendini başarısız görme gibi vb. gibi duygular en yoğun olarak bu dönemde yaşanır.
Peki, tükenmişlik yaşamanın en belirgin nedenleri nedir?
TÜKENMİŞLİĞİN SEBEPLERİ
Eğer iş yerinizde yoğun derecede iletişim problemi yaşıyorsanız, aşırı yoğun ya da düşük bir çalışma temposuna sahipseniz, kendinizi sürekli olarak o ortamda eksik veya yetersiz görüyorsanız, rol karmaşası yaşıyorsanız, iş ortamıza bir türlü alışamamış iseniz tükenmişlik sendromuna kapılmanız mümkün.
Bu sendromu yaşamamak için iş hayatınızı gözden geçirmek atılacak en güzel başlangıç adımı olacaktır.
Ağaçlar, doğanın işleyişi gereği, dört mevsim meyve vermez. Çünkü ağaçlar meyve verdikten sonra, diğer mevsimlerde toparlanıp, kaynaklarını yenileme ve zenginleştirme gereğini hisseder. İnsanlar da ağaçlar gibiyiz. Bizlerin de işleri, sorumlulukları ne kadar yoğun olursa olsun dinlenmeyi, kaynaklarımızı zenginleştirip kendimizi dinç tutmanın yollarını edinmemiz gerekir. Özelikle iş hayatında kendi doyumumuza ulaşmak ve mutlu olmanın en temel yolları kendimizi geliştirmek, üretkenliğimizi arttırarak olabilir. Böylece yapılan hiçbir işin gözünüzde değersiz, zaman kaybı veya gereksiz olduğuna dair bir duygu oluşmayacaktır.
Tükenmişliği yaşamamanın bir diğer yolu çalışma hayatında kendinize daima yeni hedefler belirlemek olacaktır. Gerçekçi hedefler belirlemek, gerek kendinize gerek iş hayatınıza dinamik sağlar.
ABD eski Başkanı Richard Nixon’a göre, “İnsan ne iş hayatında ne de gündelik hayatında yenilince tükenmez, pes edince tükenir.” O yüzden daima ağaçlar gibi, mesleğiniz, iş hayatınız sizi tüketmeden tedbirleri almanız, kendi dinamiklerinizi keşfetmeniz ve yaşamanız dileğiyle...