Hasidik Yazar Shloime Zionce İstanbul’daydı

Perspektif
3 Ekim 2018 Çarşamba

Avraham Zafer İşcen

Farklı vesilelerle, farklı ortamlarda görüşme fırsatı bulduğum Shloime, beni haberdar edip, İstanbul’umuzu kısa süreliğine ziyaret edeceği hususunda bilgi verince çok mutlu oldum, bir o kadar da şaşırdım.

Aklımda farklı sorular belirdi. Bu kadar kısa zamanda hem güzel İstanbul’umuzu hem de müstesna Türk Yahudi Toplumumuzu en iyi şekilde nasıl tanıtabilirdim. Bu değerli Bobov Hasidi kardeşime konsantre bir program hazırlamayı kendime vazife bildim.

Shloime ile İstanbul’umuza gelmeden önce ziyaret etmek istediği yerler olup olmadığı hususunda görüştük. Ona göre programımızda değişiklik etme fırsatı bulduk.

Üst seviye kaşer bir geleneği uyguladığı için, Yidiş tabiriyle Hasidiyşe Şehita’ya göre beslendiğini öğrenince Kadıköy tarafındaki arkadaşlarla yaptığım Kaşer (bazı arkadaşlarımızın tabiriyle Coşar) mangal planlarımız suya düştü.

Shloime, havalimanında dış hatlar terminalinin gelişinde Breslover Hasidi tarzı upuzun peyotları (lüleleri) ve Breslov Hasidi Musevileri arasında özellikle son zamanlarda çok yaygın olan Petil Tehelet tsitsitleriyle hemen ilgili odağı oldu. Aynı zamanda da dört şovenist Rus turistin, ağızlarının payını, en nakışlısından Rusçamla vermeme vesile oldu.

Uçağının indiği saat diliminin, yoğun trafik olan bir saat olması sebebiyle, tsitsitlerimizle beraber, iki metro aktarması yaparak oteline ulaştık.

2000 yıldan daha eski bir tarihe sahip olan Türk Musevi Toplumunun tarihini hemen özümsemek istediği için apar topar, Türk Musevileri Müzemize doğru yola çıktık. Yolda canlı yayına yetişmeye çalışan Sunay Akın ve asistanına rastladık. Sunay Abi’nin koyu bir takipçisi olduğum ve şahsen farklı vesilelerle sohbet etme fırsatım olduğu için, ayaküstü de olsa onları tanıştırma fırsatım oldu. Birbirlerinin yaptıkları çalışmalar hakkında kısa bir hasbihal yaptılar. Sunay Abi’nin ülkemiz için ve dünya genelinde yaptığı çalışmalar ve yazdığı eserler Shloime’yi çok etkiledi.

Tesadüfen bu kadarı da olmaz denir ya, Avlaremoz Platformu Ailesinden, CNN Türk Editörlerinden Serdar Korucu’ya denk geldik. Bu kadar kısa sürede bu kadar farklı ortamlardan müstesna kişilere denk gelmek, Shloime’yi hem şaşırttı hem de mutlu etti.

Benim ise ona verdiğim yanıt ‘Eyn BeMikre’ oldu.

Şişhane’deki Türk Musevileri Müzemizin büyüklüğü, toplumumuzun tarihi, etnik ve kültürel çeşitliliği, Ladino lisanı, Kadim Maftirim geleneğinde terennüm edilen ilahiler ilgisini çekti. Shloime, farklı vesilelerle dünyanın çeşitli bölgelerinde bulunduğunu ama bu tarz bir cantiliation’a ilk defa denk geldiği özellikle belirtti. Ayrıca kökenleri farklı yörelerden gelen Kuzey ve Doğu Avrupa’dan İran’a, İspanya’dan Kırım’a, Kafkaslara ve Anadolu’ya dayanan Musevi inançlısı fertlerin oluşturduğu tek çatı altında bütünleşmiş bir cemaatin mevcudiyetini müstesna bulduğunu ifade etti.

Neve Şalom ibadethanemizi ziyaret ettik. Bir kısım din adamlarımızla da sohbet etme fırsatı bulduk. Ardından Minha ve Arvit Duası için Anadolu yakasındaki bir ibadethanemize gittik. Bu arada Shloime, hem İstanbul geleneğimize göre nasıl dua edildiğini görme fırsatını buldu hem de dini vecibelerini yerine getirdi.

Dua sonrasında, evimde biraz dinlendik. Aile fertlerimle tanışma fırsatı bulan Shloime ile özellikle Mamuşkale’m arasında tarih, gelenekler ve aile tarihimiz hakkında hoş bir sohbet geçti. Shloime, aile arşivimizde bulunan müstesna bir takım eserlerin fotoğrafını çekti.

Anadolu yakasında belli bir kesim tarafından tercih edilen uğrak yerlerinden olan Caddebostan sahilde biraz oturup, genç münevverlerimizle, kendi deyimiyle Yiddişkayt ve Hassidus üzerine sohbet ettik.

Ertesi gün, Ortaköy Kabristanımızda ebedi istirahatahı bulunan dünyaca ünlü büyük Tsadik ve Kabalist Rabbi Naftali Kats’ın Keveri (Kabir)’ni ziyaret ettik. Kats’ın Keverini, Baal Şem Tov ve Rabbi Nahman Breslev’in de ziyaret ettiğini belirten Shloime ile Hasid Nigunları ve Mizmorları terennüm ederek büyük Tsadik’i andık.

Büyük bir manevi motivasyonla Kats’ın Keverinden ayrıldık. Rabbi Naftali Kats’ın Ortaköy’deki kadim Midraşını ve Ortaköy’deki ibadethanemizi, Yidiş tabiriyle Eibershter’s Hoyz’ı ziyaret ettik.

Şehrin bir kısım farklı tarihi mekânlarını da ziyaret etme fırsatı bulduk. Oralarda Musevi toplumumuzun değerli esnaf duayenlerinden bulunduğumuz mekânların tarihi, kendi sektörleri hakkında bilgi edinme fırsatı buldu.

Bizans döneminde Musevilerin yerleşim bölgelerinden olan, Kara(y)köy ve Eminönü’nü kısaca gezdikten sonra, Yüksek Kaldırım Aşkenaz Sinagogumuzda Minha ve Arvit duamızı yaptık.

Değerli Shloime Zionce kardeşimizle vedalaşmadan önce yaptığım, intibalarını da ihtiva eden kısa röportajı okuyucularımla bundan sonraki yazımda paylaşacağım.