20. yüzyılın ilk yarısında İstanbul’daki Yahudi toplumunun büyük çoğunluğuna ev sahipliği yapan Hasköy’e Mois Tastasa ile nostaljik bir yolculuk.
20. yüzyılın ilk yarısında İstanbul’daki Yahudi toplumunun büyük çoğunluğuna ev sahipliği yapan Hasköy’de günümüzde Yahudi izleri sadece sokak aralarında kaldı. Hasköy’de doğup büyüyen, Mois Tastasa, bugün hala hatıralarda olan Yahudi yaşamını anlattı.
Sayın Moiz Tastasa, öncelikle sizi okurlarımıza tanıtabilir miyiz?
1937 yılında Hasköy’de doğdum. Hasköy’deki Alliance Okulunda okudum. 1945-1949 yıllarında, rahmetli Hahambaşımız Rav David Asseo öğretmenimiz, eşi Luiza Asseo da müdürümüzdü. Alliance Okulu, uzun yıllar Yahudi okulu olarak hizmet verdi. 1961’e kadar Hasköy Musevi İlköğretim Okulu ve yanındaki bina da Musevi Ruhban Lisesi (Seminario) olarak hizmet vermeye devam etti.
İlkokul diplomamı Rav Asseo’nun elinden aldım. O zamanlar okulda üç lisan dersimiz vardı: Türkçe, Fransızca ve İbranice. O yıllarda, Fransızca çok konuşulan bir lisan olduğundan, okuldan sonra özel Fransızca dersleri almaya devam ettim. 1951 yılında, Beyoğlu’nda Aznavur Pasajında Marko Uziel’in dantelci-gelinlikçi-tuhafiyeci dükkânında çalıştım. 1975 yılında Beyoğlu’nda yine Aznavur Pasajında, astar satan bir Rum komşumuz Yunanistan’a gidince, onun dükkânını kiraladım. 1983 yılında da, Aznavur Ailesi pasajı satınca, pasajın tüm esnaflarını tasfiye ettiler.
Evliyim; bir oğlum, bir kızım ve dört torunum var.
O yıllarda Hasköy’deki yaşantınız nasıldı?
O yıllarda, Hasköy’deki Piri Paşa Mahallesi bir Yahudi mahallesi olarak sivrilmişti. Yahudilerin çok sade fakat mutlu yaşantıları vardı. Ailelerimiz komşularla görüşür, sık sık yardımlaşırlardı. Çocuklar, isimlerimiz ne olursa olsun, hangi dinden olursak olalım çok samimi arkadaşlıklar kurardık. Sokakta gazoz kapaklarıyla, bilyelerle, topla oynardık. Sık sık komşuların camlarını kırardık. Babam camcı olduğu için camlarını değiştirirdi. Annelerimiz babalarımız komşularla toplanıp, parasız kart oyunu oynarlardı. Bazen buluştuklarında hikâyeler anlatırlar, hoş vakit geçirirlerdi.
Dindar bir cemaattik, her sokakta bir sinagog vardı. Hasköy’de 15-20 civarında sinagog vardı. Cumartesi akşamları sammazlar (sinagog görevlileri), sokaklarda dolaşır “Asyende!” (Şabat bitti. Işıkları yakın) diye bağırırlardı. Bizim sokakta iki sinagog vardı: Muallem ve El Kal de la Kula. Arka sokağımızda, El Kal de Abudara, Parmakkapı Sinagogu, Karayim Sinagogu ve bir de yeşiva vardı. Sinagoglar Şabat günlerinde ve bayramlarda dolup taşardı.
O dönemde Hasköy’de her dinden esnaf bulmak mümkündü sanırım...
Çok Yahudi ve Rum esnaf vardı. Bizim sokakta Mme. Sara ve Mr. Baruh (Karaydılar) bakkal idiler. Mr. Albert Yefez ve Mr. Marko Yefez de bakkal idiler. Bundan başka, fırıncı Mr. Mihazi, berber Mr. Vasili, sütçü Mr. Yanni komşumuzdu. Arka bahçede Yanni’nin ineklerinin seslerini duyardık. Mr. Marko Kohen halıcı idi. Şerbetçi, balıkçı, manav, kasap, eczacı, hep Yahudi idiler. La Kaleja de los Barones Sokağında Yahudi bir kumaş tüccarı vardı. Doktorumuz Dr. Nişli idi. Yahudi seyyar satıcılar da vardı.
Hasköy’de önemli simalar yetişmiş. Aklınızda kalanlardan birkaçını sayabilir misiniz?
Yahudi cemaatinin gazetelerinden La Boz de Türkiye’yi kuran Albert Kohen, İstanbul Üniversitesi hukuk profesörü Mişon Ventura, avukat İsak Ferera burada yetiştiler.
Abraham Kamondo da Hasköy’lüydü. Kamondo Hasköy’de bir anıt mezar inşa etmiş ve orada gömülmüştü. Kamondo Ailesi Hasköy’de Alliance Okulunu açan kişilerdi. Ayrıca, bugün Tünel’de yer alan Hahambaşılık binası 1850’li yıllarda Hasköy’de idi.
Hasköy’de Alliance’tan başka hangi okullar vardı?
Alliance’tan başka 21. İlkokul vardı. Hatırladığım kadarı ile lise yoktu. Kasımpaşa’dan Şişhane’ye doğru çıkarken meslek lisesi vardı.
Yahudilerin toplandığı bir dernek var mıydı?
Dernek yoktu ancak iki - üç yeşiva vardı. Dindarlar bu yeşivalarda toplanırlardı. Hasköy’de o zamanlar haham bolluğu olduğundan, mevlutlar hep evlerde yapılırdı. Mevluttan sonra, hahamlara kahve ve biskoços ikram edilirdi. Sonra da dini konular tartışılırdı.
Bize anlatıldığı kadarı ile, Yahudilerinin kurduğu ilk kulüp olarak bilinen Makkabi Kulübü de 1913’te bu semtte kurulmuştu. Makkabi Kulübü uzun yıllar İstanbul basketbol ligi şampiyonu oldu. Bir de 1885 yılında Hasköy’de Neşeli Şarkılar Kulübü varmış.
Hasköy’ün önemli sinagogları hangileri idi?
Hasköy’ün en önemli iki sinagogu, Kordova ve Mayor Sinagogları idi. İspanya’da Endülüs’teki Kordova şehrinden Osmanlı İmparatorluğuna göç eden Sefarad Yahudileri tarafından kurulmuştu. Mayor Sinagogunu ise Mayorka Adalarından göç eden Yahudilerin kurduğu söylenir.
Bayramları nasıl kutlardınız?
Hasköy’de bayramları büyük bir coşku ile kutlardık. Herkes dini kuralları tam manası ile uygulardı. Bayram günleri sinagoglar dolup taşardı. Herkes evine yakın olan sinagoga giderdi. Otomobil yoktu zaten. Herkes komşularını ve akrabalarını ziyaret ederdi. Başka semtlerde oturan akrabalar da ziyaret edilirdi.
Sizin döneminizde Hasköy’de karışık evliliklerden söz edilebilir miydi?
Üç Yahudi kadın asimile olmuştu. Sanırım II. Dünya Savaşı sonrası mecburiyetten asimile oldular. Ama bizler o dönem Maallem Sinagogu yöneticileri olarak Hamursuz Bayramında onları ziyaret ederek gerekenleri yapardık. Biri - Leyla Hanım- sinagogun görevlisi idi. Leyla Hanım, Nazmi Abi’nin eşi idi. Leyla Hanım, cuma akşamları sinagogda mumları yakardı. Karı-koca sinagogun içinde yaşarlar ve sinagoga hizmet ederlerdi. Leyla Hanım vefat edince, sinagoga Leyla Özkan plaketini astık.
Bugün hâlâ Hasköy’de yaşayan Yahudi var mı?
Bildiğim kadarı ile, Hasköy’de bugün köklü bir aileden sadece bir kişi yaşıyor.
Yahudiler Hasköy’ü ne zaman terk etmeye başladı?
1950-1960 yıllarında... Kimileri Şişhane, Kuledibi, Galata, Taksim veya Şişli’ye taşındı. Bazıları da, yeni kurulan İsrail Devletine küçük gemilerle (Buntaş-Sarıçam veya Anna Mariya gemileri) göç ettiler. 1965-1970 yıllarında Hasköy’de çok az Yahudi kalmıştı. Birçok sinagog başka amaçlar için kullanılmaya başlandı.
Eklemek istediğiniz bir şey var mı?
Ben Hasköy’de evlendim. Dört katlı bir evde otururduk. Sokak kapısının üstünde David’in Yıldızı vardı ve “Kol Aba Baruh Aba” (Her gelene hoş geldiniz) yazısı asılı idi. Annemin kardeşi ve babası Hasköy’de haham idiler. Aile büyükleri ölmeye başlayınca evi sattım, evlendikten sonra önce Şişhane’ye, sonra da Şişli’ye taşındım.
Hasköy’de çok güzel dostluklar kurduk. İhtiyarlara Yardım Derneği yöneticilerinin bizlere verdikleri desteği asla unutamam. Şişhane’ye taşındıktan sonra, Şabat ve bayram günleri Hasköy Sinagoguna yayan giderdik. Kipur’da ve bazı bayramlarda Şişhane’ye yayan dönmememiz için İhtiyarlara Yardım Derneğinde bize yatacak yer hazırlarlardı.
İhtiyarlara Yardım Derneği kapanınca, Hasköy’deki yardım severleri unutmadıkları ve plaketlerini Or Yom’da astıkları için müteşekkirim.
Hasköy’de bir tarih bitti. UNUTULAMAZ.