Arkaik dönemde, insanlık henüz avcı/toplayıcı gibi temel ayrımdaydı. Bir gün bir Homo Sapiens, etrafındakilere “avlayıp getirmek” gibi zor işi başardığı için öne çıkar. Kafasına, öldürdüğü hayvanın derisinden bir parça takar. O gün onun diğerlerinden üstün olduğu kabul edilir.
Sonra diğer insanlara ne yapacaklarını söylemeye, diğer insanlar da onu dinlemeye başlar.
Zaman ilerledikçe, kabilesi çoğaldıkça, kafasına aynı deri parçasını takan bir kabile olurlar. Sonra bu deriden kafasına takmayanlarla kavgaya başlarlar.
Başlarında “başka hayvanın derisini takanlar” artık düşmanlarıdır.
Biliyor musunuz, bu ayrımdan dolayı öteki grubu öldürmelerini doğru kabul ederler.
Deri parçası takan ilk ekip, ötekilerin kötü olduklarına kanaat getirmişlerdir.
Onlarla iletişim kurmazlar, barışmak için bir araya gelmezler, onları asla dinlemezler.
Karşısında bulunan ve başlarına başka bir hayvan derisi takan grup ise, bir yandan bunların saldırılarını gidermeye, diğer yandan kendi ‘haklılıkları’ nedeniyle ara ara bunlara saldırmaya başlarlar.
Gel zaman git zaman, Homo Sapiens görece daha ‘medeni’ olunca, kafalarındaki pis kokan hayvan derisini atıp, yerine mavi renkli bir güzel kuş tüyü takarlar. Ne acıdır ki, diğer grup da buna karşı, kırmızı bir kuş türü takar.
Mavi kuş tüy takanlarla, kırmızı kuş tüyü takanların savaşları ve birbirlerini öldürmeleri artarak devam eder. Sonra birbirlerini saldırıları zorlaştırmak için, savunma maksadı ile yaşadıkları mağaraların etrafına ağaç parçaları ve taşlarla sınır çizerler. Bu sınırın bir yanında mavi kuş tüylüler, diğer yanında ise kırmızı kuş tüylüler yaşamaktadır.
Kavgaları devam eder.
Avcılıktan sonra ekip biçme başladığında ise, bir bakarlar ki, mavi kuş tüylülerin tarafında su kaynağı, kırmızı kuş tüylülerin tarafında ise ekilecek toprak alanlar kalmıştır.
Kavga yine başlar.
Ötekine ait olduğunu düşündükleri tarafları da kendilerine katıp, hem su hem toprağa sahip olma ‘ideal’i peşine düşerler.
Sonra çok uzun bir zaman geçer. Hem de çok.
Homo Sapiens ‘medeni insan’ olur.
O kadar medenidir ki, kuş tüyleri kullanmaz. Yerine bayrak kullanır. Kabilde değildir. Devlettir.
Ağaçtan sınırları yoktur. Artık dikenli telleri vardır.
Su ve tarım alanlarının yanına, gaz, petrol, elmas, altın gibi şeyler eklenir.
Anlayacağınız, artık Homo Sapiens ‘çok medenidir’!
Üstelik savaşlarının nedenleri de bu yeni ‘medeni’ bulgularıdır!
↔↔↔
“Tüm ‘idealistler’, hizmet ettikleri davaların her şeyden önce dünyanın tüm öteki davalarından üstün olduğunu düşünürler” der Friedrich Nietzsche.
Artık ‘medeniyet’, bu olsa gerek!!