Türkiye ile İsrail arasında son zamanlarda süregelen kısasa kısas durumu hâlâ ortak çıkarları olduğu gerçeğini gizleyemiyor. Her ne kadar konu Suriye ve Filistin meselesi olduğunda farklı öncelikleri olsa da, ekonomik anlamda çıkarları önemini koruyor. Bölgesel krizler ise birbirlerine olan ihtiyacı hatırlatıyor. KAREL VALANSİ – www.t24.com.tr
Bu son gelişme ile de İsrail’in, Türkiye ile ilişkilerinin şimdiki halinden daha iyiye gitmesi için çaba harcamayacağını ve bu yeni ‘soğuk normalleşme’ halinin sürdürülmesinde bir sakınca görmediği sonucunu çıkarabiliriz. Türkiye için İsrail 2008 Dökme Kurşun operasyonundan beri vazgeçilebilir bir ülke olmuştu. İsrail de benzer bir kararı Türkiye için almış gözüküyor.
Bunun bir sebebi Arap ülkeleri ile olan yakınlaşmasında yatıyor. Geçmişte Türkiye Batı’ya ulaşmak için İsrail ile ilişkilerini geliştirirken, İsrail de ‘düşmanlarla çevrili Orta Doğu’da Türkiye’yi yakınındaki bir can simidi olarak görüyordu. Ancak o günlerin üzerinden çok zaman geçti. Artık İsrail Orta Doğu’da daha güçlü. Diplomatik ilişkileri bulunan Mısır ve Ürdün’ün yanı sıra Suudi Arabistan ve Körfez ülkeleriyle olan yakınlığı herkesin malumu. İran tehdidi de bu yakınlaşmanın temelini oluşturuyor.
Öte yandan İsrail Akdeniz’de de Türkiye’ye bir alternatif buldu. Mavi Marmara’dan itibaren Yunanistan ve Kıbrıs Rum Kesimi ile yakınlaşması, en son İtalya’yı da içine alan bir doğalgaz anlaşması ile sonuçlandı. İsrail’in Doğu Akdeniz’de enerji konusunda önemli bir oyuncu haline gelmesinin ekonomik olduğu kadar diplomatik gücünü de arttırdığını eklemek gerek. Bir diğer konu ise ekonomik. Türkiye İsrail’in savunma endüstrisi için önemli bir pazardı. Artık Hindistan, Azerbaycan ve Vietnam İsrail’in bu konudaki en önemli müşterileri haline geldi.
Türkiye ile İsrail arasında son zamanlarda süregelen kısasa kısas durumu hâlâ ortak çıkarları olduğu gerçeğini gizleyemiyor. Her ne kadar konu Suriye ve Filistin meselesi olduğunda farklı öncelikleri olsa da, ekonomik anlamda çıkarları önemini koruyor. Bölgesel krizler ise birbirlerine olan ihtiyacı hatırlatıyor. Doğalgaz konusu şu an gündemde olmasa da İsrail’in doğalgazını Avrupa’ya ihraç etmesinin en ekonomik yolu halen Türkiye üzerinden geçiyor. Ve her iki ülkenin anlaştığı bir diğer nokta ise Gazze’de sükunetin korunması ve istikrarın sağlanması ihtiyacı. Bunu da sağlamak ilişkilerini güçlendirmek ve aralarında güveni yeniden tesis etmeleriyle mümkün olabilir. Ancak her iki ülke seçimlere hazırlanırken, ikili ilişkiler de iç siyasetin bir malzemesi haline getirilebiliyor.
Karel Valansi
http://t24.com.tr/yazarlar/karel-valansi/turkiye-israil-cephesinde-degisen-bir-sey-yok,20954
Konferansın son konuşmacısı 1930 Viyana doğumlu Amerika vatandaşı Yahudi Din Adamı Haham Arthur Schneier şu sözleri ile dikkat çekti: ‘‘Çocukluğumda, 1938 yılında, Naziler Viyana’da güçlenip şehri ilhak edince tüm kahvelere şu yazıyı astılar. ‘Bu dükkana, bu kahveye köpekler ve Yahudiler giremez.’ İnsanlık dışı şiddetlere maruz kaldık. Bin yıldır yaşadığımız topraklarda bize Filistin’e defolun gidin dendi. Şimdi İsrail’de bize dışarıdan defolun Avrupa’ya deniyor. Biz Siyon kelimesini dualarımızdan öğrendik. 3000 yıllık atalarımızın topraklarına geri dönüş. Nefret kötü bir şey. Aşırılıklara karşı, nefrete karşı hep birlikte mücadele etmeliyiz. Hangi dinden olursak olalım.”
Türkiye’den kimse yok, konferansı takip eden müslüman yok.
Viyana’da bu konferansa Türkiye’den, Türk Yahudi Cemiyeti’nden kimsenin katılmamış olması ve hiçbir Türk basın mensubunun ve/veya ilgilinin burada yer almamış olması da dikkatimi çekti.
Burada tüm Yahudi dünyasının en önemli temsilcilerinin, yabancı düşmanlığı ve Yahudi düşmanlığının paralel bir şekilde yükselmesi hakkında ne dedikleri ve ne düşündükleri tüm Avusturya ve AB’de yaşayan Türkiye göçmenlerini direkt ilgilendiriyor.
BİROL KILIÇ
İsrail'in Afrika'da yürüttüğü faaliyetlerin odağında, BM Genel Kurulu'nda ciddi bir oy oranına sahip Afrika ülkelerine kendi tezlerini empoze etmek çabası olduğu aşikar. Bunun için Afrika'ya yapılan yatırımları ve siyasal istikrarsızlıklara karşı askeri işbirliklerini kullanan İsrail, tabii ki bu kıtadaki tek uluslararası aktör değil. Avrupa ile Filistin meselesi odağındaki anlaşmazlığını kıramayan Yahudi devleti, kendi argümanlarına karşı çıkan Avrupa devletlerine Afrika üzerinden bir alternatif cephe oluşturma çabası içerisinde. Aynı zamanda, kurulduğu günden bu yana Kızıldeniz havzasının güvenliği ve Afrika su kaynaklarının politik bir araç olarak kullanılmasını önemsemesi nedeniyle de İsrail için Afrika ile geliştirilecek ilişkiler jeopolitik bir önem taşıyor. İsrail'in (2016 yılı rakamlarıyla) 38 bin kaçak Afrikalı göçmeni topraklarında istemediği de aşikar. Bu kapsamda, göçmen başına ödeyeceği 5 bin dolar civarında yardımla, bu göçmenleri başta Ruanda olmak üzere, Afrika'ya geri gönderme fırsatını değerlendirmek istiyor. Fransa, Çin, Hindistan ve Türkiye'nin Afrika pazarındaki yatırımları her geçen gün büyüyor. Hatta askeri üsler sayesinde diplomatik etkinlikleri de artıyor. İsrail kamuoyu desteği ararken bu yarıştan da geri durmak istemiyor.
Afrika'da öncelikli olarak nüfusu Müslüman çoğunluğa sahip olmayan devletlerle ilişkilerini güçlendirme yollarını arayan İsrail'in, son olarak Çad ile olan yakınlaşması gündeme bomba gibi düşen bir gelişme oldu. Ne var ki Afrika kıtası üstünde ağırlığı bulunan İslam ülkelerinin İsrail ile bizatihi yakınlaşma içinde olmaması, "her koyun kendi bacağından asılır" deyişini akıllara getiriyor. Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Umman gibi ülkelerle geliştirdiği sıcak ilişkilerin, İsrail'i Afrika'nın mütevazı devletleri için de bir çekim merkezi haline getirmesi olasıdır. İsrail'in Kanal 10 televizyonuna göre, İsrail ile Sudan arasında bile ilişkileri geliştirmek üzere gizli görüşmeler düzenlenebildiği bir dönemdeyiz.
Bu gibi haberler ışığında, yazının başında bahsedilen temel soruyu tekrar sormamızda yarar var: İsrail'in Afrika politikası sürdürülebilir mi? Ekonomik anlamda Yahudi sermayesi, politik anlamda ABD desteğiyle Afrika ve Afrika'ya açılan bölgelerde rahat hareket kapasitesine sahip olan İsrail, ilişkilerini uzun vadede geliştirecek gibi görünüyor. Politik anlamda bu maceranın uzun soluklu bir ittifaka evrileceğini söylemek için ise henüz çok erken. Çünkü Afrika'nın ezilen halkları yerine batı destekli iktidarların İsrail tarafından desteklendiği günler hiç de uzak bir geçmişte değil. Şu açık bir gerçektir ki Afrika'da "vermeden alma" dönemi kapanmıştır. İsrail'in Afrikalı Müslüman devletlere önereceği ekonomik destek bellidir ve bunu diğer ülkeler de aşağı yukarı gerçekleştirebilmektedir. İsrail dış politikası, Afrikalı toplumlara temas ettikçe, hesap verebilirlik seviyesini de artırmak zorunda kalacaktır.
ELİM HAN YENİACUN
https://www.aa.com.tr/tr/analiz-haber/israil-in-b-plani-afrika-da-menfaat-arayisi/1325822
Netten okumalar
http://www.guneydoguekspres.com/yil-once-terk-ettiler-h2626.htm
http://www.guneydoguekspres.com/yil-once-gittiler-h2648.htm
http://www.guneydoguekspres.com/yil-once-gittiler-h2658.htm
http://www.guneydoguekspres.com/yil-once-gittiler-h2662.htm
https://odatv.com/ben-bir-yahudiyim-28111814.html
http://www.avlaremoz.com/2018/12/02/antisemitizm-ve-dreyfus-davasi-melike-karaosmanoglu/
http://www.avlaremoz.com/2018/11/30/saraybosna-yahudileri-ve-sinagoglari-selma-penso/
https://listelist.com/k-sendromu/
http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/sahver-kaya/9900-numarali-birlik-41031958
http://www.ocakmedya.com/ocak_yazar/2018/12/02/bati-dogu-divani-said-ve-danielin-hayallerine-dair/
http://www.gazetebilkent.com/2018/11/26/kalbi-sesinde-atan-kadin-yasmin-levy/
https://www.voiceoftheisland.com/belcikada-bir-utanc-muzesi-fort-breendonk/125723/
http://millidusunce.com/kultur-degismesi-ve-edebiyat-tsili-romaninda-yahudi-kulturunun-donusumu/
https://odatv.com/israil-polisi-natanyahuya-kumpas-mi-kurdu-03121814.html
Takılan tweetler
İsmail Kimyeci @kimyecis 30 Kas
Daha fazla
Temizlik İşleri Müdürlüğü ekiplerimiz, Musevi vatandaşlarımızın Pazartesi günü kutlayacağı "Hanuka Bayramı" öncesinde Havra'da temizlik çalışması gerçekleştiriyor.
Daha fazla
ümit kıvanç Retweetledi: Jochen Leffers
nazi zulmü altında yahudi çocuklarını, toplama kampı’na gönderilecek kurbanları ve kaçakları saklayan kadın, ölümünün 22. yılında hatırlanıyor. kim nasıl hatırlanacak, elbette merkezî soru
Daha fazla
ümit kıvanç Retweetledi: John-Paul Pagano
fransa vatandaşlarının beşte biri holokost (yahudi soykırımı) hakkında hiçbir şey duymamış
Altay Spor Kulübü @AltaySporKulubu 2 Ara
Daha fazla
Tüm Musevi taraftarımızın Işık Bayramını kutlarız. #hanukkah #Altay #ışıkbayramı
Conqueror1453 @KayserMehmedII 1 Ara
Daha fazla
II. Bayezid’in, sonra da Yavuz Sultan Selim’in özel doktoru olan Yahudi inancına mensup Jozef Hamon'un II. Bayezid tarafından İslam inancına davet edilmesi ve doktor Jozef'in bu davete cevabı .
emre alkin @emrealkin1969 3 Ara
Daha fazla
"Hoşgörü" kelimesi çok itici. Saygının ve sevginin mevcut olduğu yerde, kimse kimseden üstün olduğunu düşünmez, böylece hoşgörüye de gerek kalmaz.
Halim Gencoglu @halimgenc1 2Ara
Daha fazla
Cape Town'daki Yahudi Soykırım Müzesinin müdürü, okuyamadıkları bir Osmanlıca belge için beni aradılar. Belge, Rus zulmünden kaçıp Mısır limanına gelen Yahudilere iyi davranılıp istedikleri yer Ümit Burnu'na gönderilmeleri ile alakalıymış. İşte belgelerdeki Osmanlı budur...