Kış mevsimi ve Ekvatoral Paradoks

Kış mevsimi bu günlerde iyiden iyiye etkisini gösteriyor. Kışı sevenler olduğu kadar, kıştan nefret edenler de bir hayli fazla elbette. Dört mevsimi de eşit derecede seven biri olarak bu hafta sizlere güncel ekonomik karmaşadan biraz uzakta iklimlerin ekonomi üzerindeki etkisinden ve ekvatoral paradokstan bahsedeceğim.

Kadirhan ÖZTÜRK Ekonomi
5 Aralık 2018 Çarşamba

Şöyle bir dünya haritasını gözümüzün önüne getirelim. Dünyayı ortadan ikiye bölen Ekvator çizgisi üzerindeki ülkelere bakarsak, pek çoğunun zor yaşamlar sunan fazla gelişmemiş ülkeler olduğunu kolaylıkla fark edebiliriz. Ekvator çizgisinden kuzeye doğru gidildiğinde, gelişmişlik düzeyinin de arttığını görüyoruz. Kuzey Afrika, Afrika kıtasının en gelişmiş bölgesiyken, Güney Avrupa’daki İtalya, İspanya gibi ülkeler gelişmiş ülke kategorisine giriyor. Daha da yukarı çıkıp Ekvator’dan uzaklaştıkça örneğin İskandinavya’da katıksız bir refah karşımıza çıkıyor. İktisatçılar tarafından çok tartışılan, ancak halen net bir şekilde nedeni açıklanamayan bu korelasyon üzerine yapılan çok ciddi çalışmalar var. Bazı sosyal bilimciler, soğuk hava şartları ve sert iklimin, insandaki ‘güvende hissetme’ ihtiyacını arttırdığını, bu nedenle de bu tarz iklimlere yaşayan insanların daha çalışkan ve tedbirli olduğunu öne sürüyor. Bunu ekonomik perspektiften değerlendirirsek, kuzeye doğru çıktıkça ülkelerin gelişmişlik düzeylerinin neden arttığını belli ölçüde anlayabiliyoruz. Güvende hissetme ihtiyacı, soğuk kış şartlarına karşı hayatta kalmak için getirilen ekstra çalışma duygusu uzun vadede başarıyı mı getiriyor? Elbette ekonomik gelişmişliği etkileyen binlerce faktör var ve Amerika ve Avrupa kıtalarının kuzeyinin gelişmişliğinin nedenini sadece iklim şartları ve uzun kışlarla açıklamak doğru olmayacaktır. Ancak Ekvatoral Paradoks dediğimiz, Ekvator’dan uzaklık ve gelişmişlik düzeyi arasındaki ilişkide, bu konu üzerine vakit harcamaya değer bir şeyler görebiliyoruz. 

Jared Diamond’ın kült eseri ‘Tüfek Mikrop ve Çelik’ bu konuda (coğrafya ve iklimin insan kaderi üzerindeki etkisi) bugüne kadar yazılmış kitaplar arasında en bilineni ve en net mesaj verenidir; insanlık tarihinde doğduğumuz coğrafyadaki protein kaynaklarının bolluğuna ve çeşidine kadar kaderimizi etkileyen dışsal faktörlerden bahseder. Ekvatoral Paradoks’a göre çok daha bilimsel bir yaklaşım sergileyen bu kitapta, neden Avrasya kıtasında yaşayan insanların Amerika kıtasını keşfettiğini ama Amerika kıtasında yaşayanların Avrasya’yı keşfedemediğini anlatır aslında. Bu konuda daha detaylı bilgi edinmek isteyenlerin mutlaka bu eseri okumasını tavsiye ederim. 

Bu yazıyı yazmaya, kış mevsiminden nefret eden insanların hiç de az olmadığını gördüğümde karar verdim. Türkiye’de yaşayan insanlar olarak Akdeniz insanları gerçeğini çok iyi biliyoruz. Hayattan keyif almayı bilen, neşeli insanları yakından biliriz, birçoğumuz da belki öyleyiz. Bugün Akdeniz insanlarının ülkelerine baktığımızda, işlerin çok da iyi gitmediğini; İtalya’dan, İspanya’dan, Yunanistan’dan, Suriye’den ya da diğer Afrika ülkelerinden görebiliyoruz. Şahsi olarak, kış mevsiminin insanın algılarını açtığına, mücadele etme güdüsünü arttırdığına inanıyorum. Fazla mesai yapmanın biraz daha az acıttığı kış günlerinde, daha verimli çalışma fırsatını yakalayabiliriz. İşin şakası bir yana, zaten uzun dönem kış yaşanmayan Türkiye’de herkesi kıştan nefret etmek yerine, onun değerini bilmeye davet ediyorum.