Tevrat’ı yorumlayan birçok düşünüre 12. yüzyılın büyük düşünürü Maimonides ilham kaynağı olmuştur. Maimonides’in yorumları, Mişna Tora adlı kitapta toplanmıştır. Arapça kaleme aldığı eserde iman prensipleri; Usul (kökler), Gavaid (asli sadakat prensipleri), İtikad (inançlar) ve Şaria (kanunlar) adlı dört bölümde toplanmıştır. Maimonides’in 13 prensibini Yahudiler esas olarak kabul eder.
Bütün iman kuralları açık olarak Tevrat’ta bulunmaz. Tevrat’ı yorumlayan din bilginleri Musevi dininin esası olan bu ilkeleri açıkladı. Bu konuda 12. yüzyılın ünlü din bilginlerinden Hananel ben Huşeel, Karaizm Mezhebi’nin kurucusu Yuda Haddaşşi, 13. ve 14. yüzyılda Hasdai Crescas, Simeon ben Zeman Duran, Joseph Albo, Isaac Arama, Joseph Jabez, İsak Abrabanel, 16. yüzyılda Spinoza; 18. yüzyılda Yahudiliğin modern dönemini başlatan Moses Mendelssohn, 19. yüzyılda Solomon Formsteher, Samuel Hirşa, 20. yüzyılda Morris Joseph, Mordechai Kaplan, Lodis, Jacobsz eserler verdiler. Bu düşünürlerin çoğuna 12. yüzyılın büyük düşünürü Ribi Moşe ben Maymon (Maimonides) ilham kaynağı olmuştu. Maimonides’in yorumları, Mişna Tora adlı kitapta toplandı. Arapça kaleme aldığı eserde iman prensipleri; Usul (kökler), Gavaid (asli sadakat prensipleri), İtikad (inançlar) ve Şaria (kanunlar) adlı dört bölümde toplanmıştır. Maimonides’in 13 prensibini Yahudiler esas olarak kabul ederler1.
“Tam bir imanla inanırım ki:
1- Tanrı var olan her şeyi yarattı ve onlara o hükmeder.
2- Tanrı birdir ve O’ndan başka Tanrı yoktur.
3- Tanrı’nın bedeni yoktur ve hiçbir şekilde tasvir edilemez.
4- Tanrı’nın başlangıcı yoktur ve nihayeti olmayacaktır.
5- Yalnız Tanrı’ya dua etmeliyiz.
6- Peygamberlerin bütün sözleri doğrudur.
7- Moşe Rabenu (Hz. Musa), bütün peygamberlerin en büyüğüdür.
8- Elimizde olan Tora, Tanrı tarafından Moşe’ye verildiğinin aynıdır ve değiştirilmemiştir.
9- Dinimiz ilâhi bir dindir ve değiştirilemez.
10- Tanrı, insanların bütün hareket ve düşüncelerini bilir.
11- Tanrı emirlerini ifa edenlerini mükâfatlandırır ve emirlerini yerine getirmeyenleri cezalandırır.
12- Tanrı Kurtarıcı’yı (Maşiyah) gönderecektir. Geç kalsa da beklerim.
13- Ruhum ölümsüzdür ve Tanrı dilediği zaman ölüleri hayata kavuşturacaktır.”
Moşe Rabenu’nun (Hz. Musa) Tanrı’dan teslim aldığı taş tabletler üzerindeki On Söz (Tesniye, 4: 13); Yahudiliğin ilkelerinden ziyade temel uygulamalarını ortaya koymakta. Bu bakımdan bu temel dogmaların saptanması ve bir sisteme bağlanması, Talmud’un bilgelerini meşgul etmeye başlamış ve bunları insan ve Tanrı, insan ve insan arasındakiler olmak üzere ayırmaya (Yoma, 85b) ve başlıca ahlâkî ilkeleri (Sifre Levililer 19. 18, Şabat, 83) tasnif etmeye başlamışlardı. Bilgelere göre Tanrı’nın varlığını inkâr eden; bir ‘kofer be-ikar’dır ve Tanrı’ya inanç, tüm Tora’nın temelidir. (Arahin, 15b) Bilgelere göre: “Şu kişiler gelecek dünyadan mahrum kılınacaktır: Yeniden dirilişi inkâr eden; Tora’nın Tanrısal kökenini ve Tanrısal adaleti ve mükâfat ve cezasını inkâr eden” (Sanhedrin, 10. 1). Rabiler; Şema duasının ilk cümlesinde, dualar kitabında ve büyük dini bayramların dualarında Yahudiliğin temel iman ilkelerini dâhil etmişlerdir. Esasen birinci yüzyılda dahi Philo, Kutsal Kitap’ın kabul edilmesinin; Yahudi’yi Tanrı’nın varlığı ve tekliği, İlahi Adalet ve dinin Tanrı tarafından verilişi ve ebedî oluşu gibi temel inançlara bağladığını ifade etmiştir. Ortaçağlardaysa Yahudiliğin temel ilkeleri konusu, ayrıca Hıristiyan ve İslâm dinlerindekinden ayırt edilebilmesi açısından özel bir önem kazanmıştır. 12. yüzyılın büyük düşünürü Moşe Maimonides’in Mişna’nın Sanhedrin (10. 1) bölümü ile ilgili yorumunda saydığı ‘İkkarim’ (kökler veya temel ilkeler) Yahudiliğin inanç prensipleri hakkında en iyi bilinen formülasyondur. Maimonides’in 13 ilkesi dua kitaplarında Yigdal adlı dinsel bir ilâhî ve sabah dualarındaki bir ifade ile (“Tam bir imanla inanırım ki…”) de, ‘Öteki Âlemi’ ruhun ölümsüzlüğü olarak algılamıştır. Maimonides’e göre ‘Öteki Âlem’ (Gelecek Dünya), kişinin bilgisel olgunluğuna ve doğru inançlara bağlanmasına kısmen dayanan bir olgudur2.
Maimonides öncesi düşünürlerin denemeleri
Öte yandan Yahudi filozof Philo’nun haricinde, Maimonides’ten önce Ortaçağ’da ilk olarak Saadya Gaon (1942), bu alanda bir deneme yapmıştır. Gaon, “Kitabu’ I- Emânât vel – İ’tikâdet” adlı eserinin bölüm başlarında: bütün mevcudatın yaratılmış olduğu, hepsinin bir yaratıcısının bulunduğu, emir – nehiy, itaat – isyan, iyilik – kötülük, mükâfat – ceza ve ölülerin diriltilmesi gibi konular mevcuttur. Onu izleyen Hananel ben Huşe el (1055), iman esaslarını Tanrı’ya, peygamberlere, ahrete ve Maşiyah’ın gelişine iman şeklinde işaretlemektedir. Ondan bir asır sonra Abraham ben Davud Halevi (1180), “el – Akidet – ü’r – Râfia” adlı eserinde benzer altı temel esastan bahsetmektedir.
Maimonides sonrası düşünürler
Maimonides’ten sonraki önemli Yahudi bilginlerine de göz atacak olursak, Hasday Crescas ‘Or Adonay’ adlı yapıtında iman esaslarını üç grupta toplamıştı. İlk grupta Tanrı’nın varlığı, birliği, cismanî olmayışı; ikinci grupta Tanrı’nın her şeyi bilmesi, kader, peygamberlik; üçüncü grupta dünyanın yaratılmış oluşu, ruhun ölümsüzlüğü, mükâfat ve ceza, ölülerin diriltilmesi, Moşe Rabenu’nun (Hz. Musa) peygamberliğinin üstünlüğü, yer almaktadır. Crescas’ın öğrencisi olan Joseph Albo ( 1444) ise, “Sefer Ha- İkkarim” adlı eserinde Yahudiliğin esaslarını üç kalemde özetlemektedir: Tanrı’nın varlığı, Tevrat’ın vahiy oluşu ve Mükâfat- ceza inancı. Bu esaslar, kendi içlerinde ayrıntılara bölünerek 11 sayısına ulaşmaktadır.
15. yüzyıl Yahudi bilginlerinden Şim’on ben Tsemah Duran (1444), ‘Ohev Mişpat’ adlı eserinde Maimonides’in 13 maddelik listesindeki esasları: Tanrı’ya iman, Tevrat ve mükâfat- ceza inancı ana başlıklarına dağıtmıştır. Isaac Arama (1494) ise ‘Akedat Yitshak’ adlı eserinde dinin esaslarını Şabat, Pesah, Şavuot, Roş Aşana, Yom Kipur, Sukot gibi Yahudi bayramları ile anlamlandırmıştır. Keza Eliyahu Delmedigo, ‘Behinat Ha- Dat’ (1496) adlı eserinde, Yosef Yaavets (16. yüzyıl) ‘Yasod Ha- Emuna’ ve ‘Maamar Ha- Ahdut’ adlı eserlerinde benzeri iman ilkeleri sıralamaktadırlar.
Karay bilginler
Keza Rabbani Yahudiler arasında Karaylar’da da iman listeleri oluşturanlar vardır. Örneğin on ikinci yüzyıl Karay bilginlerinden Yahuda Hadesi, ‘Eşkol Ha-Kofer’ adlı eserinde iman esaslarını on madde halinde sıralar ve Tevrat’ı anlamak için İbraniceyi iyi bir şekilde öğrenmek gerektiğini vurgular. Diğer bir Karay bilgin, 14. yüzyılda yaşamış olan İsrael ben Samuel Mağribi’dir. Mağribi’nin Arapça kaleme aldığı altı maddeden oluşan iman listesinde Mabet’in kutsallığını anlatmak için ‘kıble’ kelimesi kullanılmaktadır. Mağrıbî, Tanrı’nın nazarının Kudüs’teki mabet üzerinde olduğunu ve sünnet ve hayvan kesimi arasında yüzlerin Mabet’e doğru çevrilmesi gerektiğini belirtmektedir. Buna karşılık bu tür liste değerlendirmelerinden farklı olarak Isaac Abravanel (1508), ‘Roş Amana’ adlı eserinde Yahudiliğin esasları şeklinde bir isimlendirmeyi kabul etmez ve eleştirir. Abravanel’e göre en önemli esas, dünyanın yaratılmış oluşudur3.
Samiri düşüncesi
Öte yandan bu konu çerçevesinde Samiri düşüncesinde de iman esaslarına göz atmakta yarar vardır. Kuzey İsrail Krallığının MÖ 722 yıkılmasının ardından Asur Kralı Sargon tarafından sürülen Yahudilerin yerine, Bâbil ve yöresinden getirilen kimselerle bölgede kalmış Yahudilerin evliliklerinden meydana gelen Şomron şehrinin sakinleri olarak ortaya çıkmış olan Samiriler, Karaylar gibi ve Rabbanî Yahudilerde olduğu gibi bir Yahudi düşüncesine sahip değildirler. Modern dönemde Samiriler kendi iman esaslarını şu şekilde sıralamaktadırlar:
1- Tanrı’ya,
2- Musa’nın O’nun kulu olduğuna,
3- Kutsal Yasası’na (Tora),
4- Gerizim Dağı’na (Bet-El),
5- Mükâfat ve ceza gününe iman.
Bu iman kaidelerini Samiriler, Hıristiyanların kendilerini din değiştirmeye zorlamalarının sonucu olarak 1672 yılında oluşturmak zorunda kalmıştırlar.
Modern Dönem
Öte yandan Modern Dönem’deki Yahudilik İman Esaslarında 18. yüzyıl aydınlanma döneminin birtakım etkilerini görmek mümkündür. Modern dönemde oluşturulmuş ‘sidur’ (dua düzeni) kitapları Moşe ben Meymun’un 13 İman İlkesini içeriyor olmakla beraber, Reformist Yahudilerin toplandıkları platformlarda Yahudi dini ile çeşitli bildiriler yayınladıklarını görmekteyiz. İlk olarak 1885 yılında Kaufmann Kohler’in çağrısı ile ‘Pittsburgh Konferansı’ ile bir araya gelen bir grup Amerikalı Yahudi, şu mevzularda bir beyanat yayınladılar:
1- Yahudilik, en yüksek Tanrı kavramı düşüncesini sunmaya ve korumaya devam etmektedir.
2- TaNaH’ta (Tora ve diğer Tevrat kitaplarının tamamı) Yahudi halkının Bir olan Tanrı’ya karşı vazifesine kendisini adadığı ve tabiat ve tarih alanındaki modern araştırmaların, Yahudi öğretilerine karşı olmadığı düşünülmektedir.
3- Filistin’deki ulusal yaşam boyunca Musevi yasada bir eğitim sistemi mevcuttu ve bugün ahlâkî kurallar bağlayıcıdır.
4- Kaşerut ve kıyafetler gibi Rabbanî kurallar, günümüzün manevî yapısına uygun duruma getirilmelidir.
5- İsrail, bütün insanlar arasında hakikat, adalet ve barışı tesis edecek Mesih’i beklemektedir.
6- Yahudilik, sürekli gelişmekte olan bir din olup, Hıristiyanlık ve İslâm onun kardeş dinleridir.
7- Ruhun ölümsüz olduğu Yahudi öğretisini kabul ediyor, cismanî diriliş, cennet ve cehennem gibi Yahudilikte kökleşmiş düşünceleri reddetmekteyiz.
Bu konferansta Filistin’e dönüşün reddi, evrensel kültürün kabulü, Tanrı yerine Tanrı fikri ifadesi, bir dini uygulama emrinin olmadığı görüşleri ağırlık basıyordu. 1937 yılında cereyan eden ‘Columbus Platformu’ da benzer fikirler ileri sürmekte, Yahudi inancını kabul eden Yahudi olmayan bir kişiyi (goy) Yahudi cemaatine kabul etmekte; genelde evrenselliğe ağırlık vermektedir.
1976 yılında San Fransico’da toplanan Reformist Yahudiler ise, İsrail toplumunun, Tanrı’ya olan bağlılığından ötürü yegâne olduğunu öne sürmekle beraber, Yahudi reformunun İsrail Devleti tarafından tanınmasını da talep etmektedir. Bu platformlarda saptanmış ilkelerle, Yahudi dininin özünü sunmaktan ziyade, amacın özet olarak Yahudiliği çağın ihtiyaçlarına uygun hale getirmek olduğu anlaşılmaktadır4.
Maimonides’in 13 İman İlkesine gelince, bu konu başka bir makalemizde tartışılacaktır.
Kaynakçalar:
1Yahudilik Ansiklopedisi, Cilt 1,Yusuf Besalel, Gözlem Yayıncılık, S. 232, 233; “Şalom”, 30.4.1994. S. 8.
2 a.g.e. “The Encyclopedia of Judaism”, S. 570- 571.
3 “İbn Meymun’a Göre Yahudilikte İman Esasları”, Yasin Meral, “Ankara Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi Dergisi”, 52: 2 (2011), S. 243- 266
4 “Yahudi İman Esasları”, Ravza Aydın, “Sakarya Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi Dergisi”, Cilt XIV Say: 25 (2012/1)i S. 210.