1925 Ankara İstiklal Mahkemesi Davası, 1927-1928 İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi Davası, 1928 Rize Ağır Ceza Mahkemesi Davası, 1928 Ankara Ağır Ceza Mahkemesi Davası, 1931 İstanbul İkinci Asliye Ceza Mahkemesi Davası, 1933 İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi Davası, 1933 İstanbul Üçüncü Asliye Ceza Mahkemesi Davası, 1933-1934 Bursa Ağır Ceza Mahkemesi Davası 1936-1937 İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi Davası, 1938 Harp Okulu Komutanlığı Askeri Mahkemesi Davası, 1938 Donanma Komutanlığı Askeri Mahkemesi Davası.
Bu uzayıp giden liste nedir diye merak etmişsinizdir.
‘Düşünce’ ne kötüymüş(!) ‘Düşünmek’ insanın başına neler açarmış meğer. Bu davalar tam da böyle şeyler.
Daha iyisi ile mevcut durumu değiştirmek, dönüştürmek istemek gibi bir niyetle yola çıkan bir şair, bir edebiyatçı, bir sanatçıya açılan, Nazım Hikmet’e açılan davalar bunlar.
Birçoğunda da suçlu bulunmuş Nazım usta. Yatmış yıllarca, malum.
‘Düşünce’ ne kötüymüş(!)
Şimdilerde düşünceye karşı önlemler bu kadar sert görünmüyor gelebilir sizlere. Ama aslında sonucu farklı olsa da “nefsine yenildiği için” insan, hep fazlasını ister. Bunu korumanın yolu da zaman zaman değişmemekten geçer. Statik kalmaktan. Elindekini korumak için paylaşmamaktan.
Kendisi için yaratılmış bir dünyada insan, kendi eliyle daraltıyor yaşamı. ‘Düşünce’ ne kötüymüş(!) Senelerce, yeni şeyler düşünenlere karşı durulmuş. Sadece siyaseten değil, sanatta edebiyatta dışlanmış insanlar. Ceza görmüş, katledilmiş hatta. Sadece düşündükleri için. Bırakın fiiliyatı, nazariyede kaldığı düşünceleri bile suçlanmış insanlar. Şiir okudukları için tutuklanmışlar… Başbakanken asılmışlar…
Bunun yeniden olmasını engellemek, temelleri değiştirmekle ilgili. Çocuk yaştan yetişmekle ilgili. O kadar ki, her şeyi tüm yoğunluğu ile anlamak için çocuk yaştan nefsine yenilmemeyi öğrenmeli insan. Mevcut yenilmişler de, bu yoldan dönmeyi bilmeli.
***
Buna hasret yaşayan, buna hasret ölen ustadan bir şiirle renklendirmek istedim yazımın sonunda.
Denize dönmek istiyorum!
Mavi aynasında suların:
boy verip görünmek istiyorum!
Denize dönmek istiyorum!
Gemiler gider aydın ufuklara gemiler gider!
Gergin beyaz yelkenleri doldurmaz keder.
Elbet ömrüm gemilerde bir gün olsun nöbete yeter.
Ve madem ki bir gün ölüm mukadder;
Ben sularda batan bir ışık gibi
sularda sönmek istiyorum!
Denize dönmek istiyorum!