Evren Nadia adında, yaşamaktan bunalmış, sıra dışı, sansürsüz ve keskin zekâlı bir kadınla kuantum gariplikleriyle dalga geçerken bir yeşivadan, Şema duasından ve Holokost kurtulanlarından söz edileceği kimin aklından geçer ki?
Netflix’in 1 Şubat’ta yayınlanmaya başlayan ‘Russian Doll/Rus Bebeği’ dizisi bir matruşka gibi iç içe geçmiş hayatların hikâyesi. Yalnız hayatlar derken bir kişinin hayatlarından bahsediliyor zira başrol oyuncusunun sürekli ölmek ve yeniden yaşama dönmek gibi bir derdi var. Dizide bir hahamla konuşmasına izin verilmediği için oldukça dindar olan sekreterinin yanında kalmak zorunda kalan Nadia’nın sert görüntüsünden ödün verdiği tek sahne, sekreterin kendisine meleklerin onu koruyacağını söylediği Şema duasını okuduğu an oluyor.
Filmin yıldızı aynı zamanda ortak yazarı, yönetmeni ve yapımcısı Natasha Lyonne, 90’larda ikinci hatta üçüncü rollerde gördüğümüz bir sima. ‘American Pie’ serisinin Jessica’sından bugün ekranlarda ‘Orange Is the New Black’ dizisinden tanınan Lyonne, kariyerinin en büyük çıkışını bu dizi ile yapmışa benziyor.
Ortodoks Yahudi bir aileden gelen, anne tarafından büyükanne ve büyükbabası Holokost kurtulanı olan, Yahudi okulunda okuyan hatta iki senesini İsrail’de geçiren Lyonne, dizide kendi hayatını resmettiğini söylüyor. Zaman döngüleriyle dolu olan bu dizi hayatının dip noktasındaki Nadia’ya işleri doğru yoluna koyması için defalarca fırsat verirken gerçek hayatta da Lyonne kendisini açık kalp ameliyatına götürecek kadar sağlıksız bir hayat biçiminden toparlanarak bugün nihayet film endüstrisinde itibar gören biri haline geldiğini belirtiyor.
