Futbolculuk döneminde uzatma dakikalarında attığı golle takımına Şampiyonlar Ligi’ni kazandıran Ole Gunnar Solskjaer, bu kez menajer koltuğunda otururken uzatma dakikalarında kazanılan penaltı ile yine bir mucizeyi gerçekleştirdi.
Tarih 26 Mayıs 1999... Şampiyonlar Ligi finalinde Bayern Münih ile Manchester United, Barcelona’nın Camp Nou Stadında karşı karşıya geliyor. Tıklım tıklım dolu tribünler önünde oynanan mücadelede, iki takımın kadrosu da yıldızlarla dolu. Alman temsilcisinde Oliver Kahn, Lothar Mattheus, Stefan Effenberg, Mario Basler ve Carsten Jancker, İngiliz takımında ise Peter Schmeichel, Gary Neville, David Beckham, Ryan Giggs ve Dwight Yorke gibi yıldızlar sahada... Bayern maça hızlı başlıyor ve henüz altıncı dakikada Mario Basler’in serbest vuruştan attığı golle 1-0 öne geçiyor. Savunması zaten güçlü olan ve rakibine alan bırakmayan Münih ekibi, maç boyunca rakibine fazla pozisyon vermiyor. Maçın ilk yarısı 1-0 sona ererken, ikinci yarı Bayern Münih hızlı ataklar geliştiriyor ve iki topları direkten dönüyor. Uzatmanın ilk dakikalarında sonradan oyuna giren Teddy Sheringham ile skoru 1-1’e getiren Kırmızı Şeytanlar, 90+3 ise Ole Gunnar Solsjkaer’in golü ile galibiyete uzanıyor. Avrupa’nın en büyük kupasını bu golle takımına kazandıran Solsjkaer’in sevincini izlerken; kupanın bu kadar kısa sürede el değiştirmesinin ufak çaplı bir mucize olduğunu düşündüğümü çok net hatırlıyorum.
Geçtiğimiz hafta, Ole Gunnar Solsjkaer yönetimindeki Manchester United, Paris deplasmanında Şampiyonlar Ligi Son 16 Turu ikinci maçına çıktı. İlk maçı kendi sahasında 2-0 kaybeden Kırmızı Şeytanlar’da menajer koltuğundaki Solsjkaer, farklı bir düzenle sahaya çıktı. United, henüz ikinci dakikada öne geçse de 12. dakikada Bernat’ın golü ile Paris St.Germain cevap vermekte gecikmedi. 30. dakikada Romelu Lukaku hem kendisinin hem takımının ikinci golünü kaydederken; bu skor Manchester United için yeterli olmuyordu. İkinci yarı boyunca pozisyon bulmakta zorlanan Manchester United, 90. dakikada penaltı vuruşu kazanıyor ve Marcus Rashford’ın golü ile tura uzanıyordu. Pahalı transferleri ile dikkat çeken ve kadrosunda Neymar, Mbappe, Cavani, Di Maria gibi yıldızları barındıran Fransız ekibini, deplasmanda 3-1 gibi bir skorla yenen, üstelik Paul Pogba, Anthony Martial, Jesse Lingard gibi birçok as oyuncusundan yoksun sahaya çıkan United adını çeyrek finale yazdırarak yine ufak çaplı bir mucizeye imza attı.
18 Aralık’ta Jose Mourinho ile yolların ayrılmasından sonra takımın başına geçici menajer olarak geçen Ole Gunnar Solsjkaer, bugüne kadar toplam 18 maça çıktı. İlk yenilgisini kendi sahasında Paris St.Germain’e karşı alan Norveçli futbol adamı, rövanş maçında bunu tersine çevirmeyi başardı. Premier Lig’de oynadığı 13 maçta on galibiyet alırken, tek yenilgisini ise geçtiğimiz hafta sonunda, aslında iyi bir oyun ortaya koymasına ve birçok gol pozisyonu yakalamasına rağmen Arsenal karşısında yaşadı. Bu performans ile ligde takımını üst sıralara taşıyan ve Şampiyonlar Ligi potasına sokan Solsjkaer, Şampiyonlar Ligi kulvarında ise yoluna devam ediyor.
Futbolculuk döneminde yedek kulübesinden oyuna girdiği birçok maçta goller kaydeden ve bu alanda 28 golle Manchester United tarihinin en golcü oyuncusu olan 46 yaşındaki menajerin, bu kez de Jose Mourinho’nun yerine oyuna dahil olduğunu söyleyebiliriz. Manchester United yönetimi, Solsjkaer’i göreve getirirken; kendisinin sezon sonuna kadar takımın başında olacağını ve yeni sezonda yeni bir menajer ile yola devam edileceğini açıklamıştı. Ancak Molde’nin başındayken etkileyici bir performans gösteren ve bu performansla United’ın başına geçen Norveçli teknik adam, kadrosundan maksimum verim almayı başardı. Önümüzdeki sezon kendi oyun anlayışına göre yapacağı yeni transferler ile takımı daha da yukarıya taşıyabilir. Yönetimin kararının ne olacağını ise muhtemelen ancak sezon sonunda öğrenebileceğiz. Alex Ferguson’dan sonra istikrar yakalayamayan Kırmızı Şeytanlar’da Ole Gunnar Solsjkaer ile yola devam edilmesi gerektiğini söyleyenler de az değil. Ben de bu sezonki performansı ile kendisinin bunu hak ettiğini düşünüyorum.