• Ortadoğu’daki İran tehdidi karşısında da daha farklı düşünen yeni nesil Arap liderlerin kendi içlerindeki rekabet koşulları, iç dinamiklerindeki sertlikleri ve yükselişleri göz önüne alındığında Trump’ın sunacağı planın, Filistin devlet başkanı Mahmut Abbas tarafından reddedilmesi güç olabilir. ÇETİNER ÇETİN - HABERTÜRK
Gallup tarafından belirli aralıklarla yapılan ve Amerikalıların İsrail’e verdiği desteği ölçen anketin Şubat 2019 dönemini kapsayan son sonuçlarına göre, destek oranı 2018’e göre 6 puan düşerek yüzde 59 olmuş ve son 10 yılın en düşük seviyesine inmiş. Buna mukabil, Filistin’e verilen destek ise yüzde 21 ile şimdiye kadar ki en yüksek seviyesine ulaşmış. Anket sonuçlarına göre, desteğin azalmasında (tahmin edilenin aksine) kendisini Cumhuriyetçi olarak tanımlayanların desteğindeki yüzde 12’lik büyük düşüş etkili olmuş. Demokratların desteğindeki düşüş ise yüzde 6 civarında gerçekleşmiş. Gallup’un yorumuna göre bu düşüşe, (Kenya asıllı ABD Kongresi üyesi) Ilhan Omar’ın AIPAC’e yönelik eleştirilerinden sonra hem İsrail hem de ABD’deki lobiler tarafından insafsızca eleştirilmesi ve antisemitik olmakla suçlanması üzerine başlayan tartışmaların sebep olduğu tahmin ediliyor. Ancak İsrail siyasetini çok yakından takip eden ABD medyasında sıklıkla yer bulan (yukarıda bahsedilen) olayların da bu düşüşte önemli bir etkisi olduğu muhakkak. Bu sebeple, bu anket sonuçlarını dikkatle ele alan lobilerin, buna sebep olan mevcut İsrail hükümetine yaklaşımlarını değiştirmeleri sürpriz olmayacaktır.
(…) Dolayısıyla, şimdiye kadar İsrail’in bekası ve çıkarları için İsrail devletiyle ve hükümetleriyle çok sıkı işbirliğinde olan lobi kuruluşlarının, artık İsrail devletiyle Netanyahu’yu birbirinden ayırmasının zamanının geldiği görülüyor. Lobilerin Netanyahu’ya katlanmasının arkasındaki temel sebep olan Trump’la yakın münasebeti konjonktürel bir durumdur. Zira ABD’nin uluslararası sistemdeki konumundan istifade ederek birkaç Körfez ülkesiyle yakınlaşmak Netanyahu’nun stratejik başarısı değil, aksine kişisel menfaat sağlamaya yönelik bir çabadır.
Başta AIPAC olmak üzere ADL, AJC ve birçok diaspora kuruluşunun, yolsuzluk davalarında ve Yahudi Gücü ile Yahudi Evi partilerinin birleştirilmesi olaylarında da görüldüğü gibi, siyasi ikbali uğruna ahlaki değerleri ayaklar altına alan ve bir yük haline gelen Netanyahu’dan uzaklaşmaya çalıştıkları görülürken, yaşanan gelişmeler İsrail siyasetiyle diaspora arasındaki çatlağın da giderek derinleştiğini gösteriyor.
Haydar Oruç
https://www.aa.com.tr/tr/analiz/netanyahu-diaspora-destegini-kaybediyor/1417838
Hasılıkelam Marx’ın Yahudi sorunu konusundaki çözüm önerisi laik yönetimdir. Ancak politik düzlemdeki bu çözümün de aslında toplumsal çelişkilerle bağlantılı bu sorun için kesin bir çözüm olmayacağını düşünür. Bu noktada Yahudiliğin veya daha doğrusu Yahudi zihniyetinin eleştirisine yönelir. Daha ziyade Alman Yahudilerinin veya Avrupa Yahudilerinin ticaret zihniyetini kastederek “Yahudi özgürleşmesinin gerçekleşmesi için insanlığın Yahudilikten kurtarılmasından” söz eder. İlk bakışta fazlasıyla çelişkili gibi görünen bu ifadenin anlamı açıktır: Yahudilikle ilgili iki ayrı problem vardır. Biri bu insanların kimliklerinin veya inançlarının farklı oluşu yüzünden Hristiyan çoğunluktan ve bu çoğunluğa dayanan yönetimlerden baskı ve zulüm görmeleri, diğeri ise insanlığın asıl düşmanı olan kapitalist ekonomi sisteminin Yahudilerden ve Yahudiliğin ticari zihniyet dünyasından güç alıyor oluşudur.
Geçen haftaki yazıda Fransız ekonomist ve siyaset bilimci Jacques Attali’nin “Yahudiler, Dünya ve Para” kitabında Avrupa’daki Yahudi sorunu üzerine fikir serdetmiş veya bilimsel araştırmalar yapmış belli başlı isimleri antisemitik olmakla suçladığını söylemiştim. Attali’nin antisemitist olmakla suçladığı, hatta iyice ileri giderek Nazilerin gerçekleştireceği soykırımın ilham kaynağı olduğunu ima ettiği Marx aslında Yahudi bir aileden geliyor ve 6 yaşında vaftiz olarak ebeveyniyle birlikte görünüşte Hristiyan kimliği ediniyor. Bu kimlik değiştirme olayını özellikle vurgulayan Attali galiba Diyalektik Materyalizm’in kurucusunun antisemitizmini böyle bir kişisel hikâyeye bağlamak istemiş.
Ne var ki Marx’ın politik çözüm ve toplumsal çözüm ayrıştırmasını bulanıklaştırarak “Yahudilerin ortadan kaldırılmasını önerdiğini” ileri sürmek haksızlık. Engels’in “Burjuva sınıfının ürettiği Yahudi düşmanlığıyla proletaryanın tepkisini sermayeye yöneltmesini engellediği” yolundaki görüşünü de diline dolayan Attali “Marx’ın hamisi”nin antisemitizm analizini de neredeyse antisemit literatüre dahil ediyor.
Yahudi asıllı Fransız yazar kitabında Yahudilerin -son asırda Filistin de dahil olmak üzere- her yaptıklarının doğru ve haklı olduğunu, Yahudilere yönelik her eleştirinin ise haksız olmakla kalmayıp antisemitik olduğunu ispatlamaya çalışıyor. Bu arada, sözgelimi, 1260-1492 arasında Osmanlı İmparatorluğunun “gerileme içinde” olduğunu yazıyor. Çünkü İspanya Yahudileri buraya geldikten sonra ilerleme başlayacak!
Böylesine adı sanı olan bir aydının kaleminden çıkmış olsa da fazla anlamı olmayacak bu satırlar esas itibarıyla Yahudiler arasındaki aşırı tepkisel bir yaklaşımın ifadesi olması bakımından bir örnek olarak önem taşıdığı için bu kadar üzerinde durduk.
İbrahim Kiras
https://www.karar.com/yazarlar/ibrahim-kiras/yahudilerin-yahudi-sorunu-9563#
Her iki ülkenin karşılıklı kabul edilebilir bir anlaşma yolu bulması halinde, Trump’ın iki devletli çözümü desteklediğini ve Doğu Kudüs’ün Filistin Devleti'nin başkenti olmasına açık olduğunu gösteren ifadelerinin bu planda geçtiği bir durumu hayal edin. Böyle bir söylemi bırakın planda açık ifadelerin kullanılmasının İsrail sağ kesimini ne kadar kızdıracağı aşikar ve birçok Amerikalı Evanjeliki de büyük bir hayal kırıklığına uğratacaktır.
Düşünceme göre, Müslüman dünyası entelektüelleri de Filistinlilerin ciddi bir şekilde değerlendirdiği bir barış planı yapılmadığı ve aslında yetmiş yıldır barışın sağlanamamasının artık bir sonuca bağlanması gerektiği üzerine sorgulamalar yapabilir. Çünkü Arap dünyası içindeki dengeler de son dönemde bir hayli değişti. Filistin meselesinin Mısır, BAE, Suudi Arabistan gibi ülkeler için bir dava olmaktan ziyade sıradan bir siyasi argümana dönüştüğü gerçeği önümüzde duruyor. Ayrıca Filistin direnişinin aktörleri Fetih ve Hamas arasındaki fikirsel ve yöntemsel ayrılıklar da bizi bu noktaya götürebilir. Ortadoğu’daki İran tehdidi karşısında da daha farklı düşünen yeni nesil Arap liderlerin kendi içlerindeki rekabet koşulları, iç dinamiklerindeki sertlikleri ve yükselişleri göz önüne alındığında Trump’ın sunacağı planın, Filistin devlet başkanı Mahmut Abbas tarafından reddedilmesi güç olabilir. Ayrıca, ABD kulislerinde Körfez ülkeleri liderlerinin Kudüs’e uçmasına imkân tanıyacak koşulların oluşturulacağına dair iddialar da mevcut.
Çünkü aslında Arap liderler, ABD nezdinde kredilerini ciddi ölçüde artırmanın derdindeler ve son dört aydan bu yana Mahmut Abbas’ın sürecin dışına çıkmasına izin vermeyerek müzakere masasına oturmaya ikna etmeye çalışıyorlar. Yani anlayacağınız “Yüzyılın barış planı”nın gerçekleşmesi için her türlü ortamı yaratmaya çalışıyorlar ama çıkacak plan gerçekten bir barış planı mı olacak, yüzyılın planı olmaya layık olacak mı?
Çetiner Çetin
https://odatv.com/bu-kitabin-beklentisi-alkislar-ve-ovguler-degil-17031941.html
http://bianet.org/biamag/yasam/206471-bir-fotografin-izinde-madam-amati
https://www.aa.com.tr/tr/info/infografik/13696
http://www.altust.org/2019/03/antisemitizm-ve-dreyfus-davasi/
https://www.aa.com.tr/tr/dunya/avusturyada-muslumanlara-toplama-kampi-gezisi-zorunlulugu/1421904
Takılan tweetler
Murad Çobanoğlu @muradcobanoglu 15 Mar
Pek çoğunuz bu saatin anlamını bilmez! Bu saat, bugün bir kısmı @muze500 olarak kullanılan Cumhuriyet sonrası açılan sinagoglardan Neve Şalom Sinagogu'na, 6 Eylül 1986 tarihinde din günü (Şabat) ayinde yapılan silahlı saldırının kalıntısıdır. Bugün olduğu gibi korunmaktadır.
https://twitter.com/muradcobanoglu/status/1106475344108892160
Kapheros @sigaramcamel 15 Mar
Daha fazla
Erol Güney ile Orhan Veli'nin Edibesi ... Rus ihtilali üzerine Odessa’yı terk eden ve 1920 yılında İstanbul’a göç eden bir Musevi ailenin çocuğudur. İstanbul’a ayak bastığında altı yaşındadır. İstanbul’da Saint Joseph Lisesi’ni, ardından İstanbul Üniversitesi’nde yeni açılan
https://twitter.com/sigaramcamel/status/1106647274581618689
ESKİDEN İSTANBUL @eskidenist66 16 Mar
Daha fazla
Tahtakale esnafı...30’lar
https://twitter.com/eskidenist66/status/1106836055477628928
Daha fazla
Selanik Yahulerinden Rio Mare’nin sahibi Joseph (Yusuf) Joe Nissim 100 yaşında hayata veda etti. Nazilerin Yunanistan’ı işgali sonrası ülkeden ayrılmak zorunda kalan Nissim, İngiliz ordusunda İkinci Dünya Savaşı’nda birçok savaşta yer almış daha sonra İtalya’ya yerleşmişti.
https://twitter.com/evrendede/status/1105757963980079104
Daha fazla
Washington'da bazı Yahudiler, "Müslüman komşularımızı destekliyoruz" "Herkes barış içinde dua edebilmeli" "Yahudi ve Müslümanlar birlikte nefrete karşı" yazan dövizleriyle bir mescidin yanında Zellanda katliamını protesto ediyor.
https://twitter.com/sefa_said/status/1106930652027502592
Pınar Kılavuz @devpinar 18 Mar
Daha fazla
Pınar Kılavuz Retweetledi: UEJF
"Fransa Yahudi Öğrenciler Birliği" ise Fransa'daki Üniversite Kampüslerinde Israil'den gelmiş öğrenciler ve Fransız öğrenciler arasında diyalog günleri düzenliyor.
https://twitter.com/devpinar/status/1107600341258907655
Türk Dış Politikası @TrDisPolitika 18 Mar
Daha fazla
2009: Türk basınının en çok ilgi gösterdiği temalardan biri: dünyada önemli isimlerin aslında #Yahudi oldukları
https://twitter.com/TrDisPolitika/status/1107613312542478336