Tarihçi Deborah Lipstadt ‘Antisemitizm: Burada ve Şimdi’ kitabında, sağcı ve solcuların eşit olarak suçlu olduklarına dikkat çekiyor
Tarihçi Deborah Lipstadt ‘Antisemitizm: Burada ve Şimdi’ kitabında, sağcı ve solcuların eşit olarak suçlu olduklarına dikkat çekerek, Atlantik Okyanusunun her iki tarafında da dünyanın en eski nefreti olan antisemitizmin yükselişini inceliyor.
Holokost hakkında birçok kitabı bulunan akademisyen Lipstadt, en çok İngiltere Yüksek Mahkemesinde Holokost inkarcısı David Irving’e karşı kendini başarıyla savunmasıyla ve bu olaydan yola çıkan 2016 yapımı ‘Denial (İnkar)’ filmindeki canlandırılışıyla tanınıyor.
“Antisemitizmin karmaşıklığının bir yönü de Yahudilerin beyaz oldukları için herhangi bir nefretin kurbanı olamayacakları fikridir” diye yazıyor kitabında Lipstadt. Bu inancı ‘Corbyn Sendromu’ olarak adlandırarak, Yahudilerin çoğunlukla ‘elit bir grubun ayrıcalıklı üyeleri olarak kabul edildikleri için kesinlikle kurban olamayacakları ve ancak başkalarını kurban eden kişiler olabilecekleri’ saplantısından bahsediyor.
“Bu kitap insanlara antisemitizm tehdidinin ne kadar ölümcül ve aslında ne kadar saçma olduğunu anlatma çabasındadır” diyor Lipstadt. “Bu nefretten hatta herhangi bir nefretten rahatsız olanlar dışlanmaktan korkmamalıdır. Sesimizi yükseltmeli, boyun eğmemeli ve duyduklarımızdaki mantıksızlığı göstermeliyiz. Kararlı olmalıyız. Umudum odur ki bu kitap insanlara bu yolda bilgi cephanesini sağlayacak” diye ekliyor.
Antisemitlerin çokça kullandıkları araçlardan en önemlisi de Holokost’u inkâr etmektir. En sert inkârcılar, David Irving gibi, aslında Holokost’un hiç yaşanmadığını iddia eder. Daha ‘yumuşak’ Holokost inkârcıları ise Soykırım’ın boyutlarını küçümseyerek 6 milyondan çok daha az kişinin öldürüldüğünü iddia eder.
Lipstadt, Holokost hakkındaki eğitimlerin ise 6 milyon rakamı gibi basit bilgilerden ileriye gitmediğini, dolayısıyla çok yetersiz kaldığını belirtiyor. Felaketin gerçek boyutları, ne şartlarda gerçekleştiği, insanların yaşadıkları işkenceler ve zorlukların öğretilmediğini ekliyor.
Lipstadt kitabında şu ifadelere yer veriyor: “Antisemitizm bazen tutku halinde bazen de alışılagelmiş bir şekilde çıkar karşımıza. Fakat her ne şekilde olursa olsun, antisemitizmin bir anlamı olmadığını ve hiçbir zaman da olmayacağını ısrarla vurgulamalıyız. Onunla savaşın, fakat ne antisemitlere ne de fikirlerine verilen önemi gereksiz yere büyütmeyin. Panik yapmak kolay, bağırmak ve çığlık atmak doğaldır. Ama ben bunu yapmak yerine eğitmeyi hedefledim, farkındalığı arttırmayı ve düşünmelerini sağlamayı; bence nazikçe konuşmak bunu yapmanın çok daha iyi bir yoludur.”