“Adalı olan, Ada’da doğmuş olan bir tek aday benim…” diye söze başlıyor AKP Adalar Belediye Başkan adayı Özlem Öztekin Vural ve sorularımıza yanıt vererek devam ediyor.
Somut projeleriniz neler, nasıl bir Adalar yönetimi vizyonunuz var?
Hep söylüyorum, yine söylüyorum; Adalar yerel belediyecilikten nasibini almamış bir ilçe; Santorini ya da Kos ile kıyasladığınızda… Sözünü ettiğim bu adalarda hiçbir şey yok, üzerinde yeşili göremezken iki-üç fotoğrafla dünyaya kendini pazarlayan yerler. Cruise gemilerin birisi yanaşıyor birisi kalkıyor, inanılmaz ticaret yapılıyor. Adalarımız doğal güzelliklerine, şehrin merkezine bu kadar yakın bir bölge olmasına rağmen bir türlü bir çizginin ötesine geçemiyor; bir seviyede takıldı kaldı. Yapılan mevcut işler var tabii ama diş kovuğunu dolduracak şeyler değil.
Farsakoğlu iyi bir belediye başkanı olarak görülüyor ama “Ne yaptı?” diye halka sorduğunuzda “Pazar yerini sabitledi” diyorlar. Bunu bir belediyecilik hizmeti olarak görüyorlar... Yani hiçbir şey yapmamışlar belediyecilik hizmeti olarak, kabul görmüş sıkıntılı bir yer burası. İnsanlarla konuşuyorsunuz hiç afaki talepleri yok, asgari şartlarda insanca yaşamak istiyorlar. Sağlık, eğitim, sosyal hayattan faydalanmak gibi asgari talepleri var insanların; onlar da iyi karşılanmamış şimdiye kadar. Biz de sosyal projelerimizi belirlerken bu yapıya uygun projeler belirlemeye çalışıyoruz. Binali Yıldırım Başkanımızın dokuz başlık altında topladığı projeleri var ki bizimkiler de bunlarla uyumlu. Örneğin dört adamızda da sosyal tesis projelerimiz var. Adalar’da 16.119 nüfus var, 12.608 seçmenimiz var. Demografik olarak birinci sırada Vanlılar, sonra ise Erzincanlılar, Sivaslılar, Erzurumlular, Malatyalılar var, doğu kesimi ağırlıklı. Bu insanlar kalabalık aileler, düğün, taziye gibi vakalarını büyük alanlarda gerçekleştiriyorlar, ancak mekan sıkıntısı had safhada. Mesela Adalar’da nikah kıyabileceğiniz yer yok; düğün yapabileceğiniz, taziye kabul edebileceğiniz büyük alanlar yok. Kına, nişan vs insanların birbirleriyle ilişkileri açısından çok önemli. Bu işleri Kartal’da yapmak zorunda kalan insanlar var ya da yeterli yeri olmadığı için taziye kabul edemiyorlar. Dolayısıyla diğer ilçeler için komik olan talepler Adalar için önem arz ediyor.
Örneğin spor alanımız yok. Tura çıkıyorsunuz, turda bir köpek sizi ısırmazsa şanslısınız. Sokak hayvanları dağdan iniyor, insanların yollarını kesiyor. Adadayız ama denize girecek bedava yer yok. Orman Bakanlığının ihaleye çıkardığı yerler var siyasi irade eksikliğinden de kaynaklanıyor. Kendi seçmenimi düşünmem gerekiyor, onlara özel halk plajları yapacağız. Ada halkı bildiği insanlarla sosyalleşmeyi tercih ediyor, yemeğe gitmek istiyor ama turistler doldurmuş en güzel yerleri… Ayrıca denetim eksikliği mevcut, fiyatlarda tutarlılık yok. Ada halkı burada kazanıp burada yemek istiyor ama insanların gücü yetmiyor. Ancak sosyal tesis projelerimizde yeme-içme alanları da öngörüyoruz; eşini alacak, götürecek, bir yemek yiyecek. Çocuklarımızın ders çalışabilmesi için dijital kütüphane olacak, birçok çocuğumuz orada ders çalışabilecek, kreşlerimiz olacak.
Adalar’ın en büyük sorunu, bildiğim kadarıyla, ödenek alamaması.
Yerleşik nüfus az ancak Adalar’ın yaz nüfusu 300-400 bin giriş çıkışla oluyor. Sadece seçmen sayısı, nüfus sayısı kadar ödenek aldığı için doğru söylüyorsunuz. 16.119 nüfusla (50.000 kişinin altında bir nüfus olduğu için) ödenek alamıyor görünmekle beraber aslında, Büyükşehir Belediyesi ciddi destek oluyor. Büyükşehir Belediyesi, proje yapın getirin diyor ancak götüremiyorsanız, o vizyona sahip değilseniz Büyükşehir ne yapsın?
Büyükşehir’in yardımları var mı Adalar’a?
Çok yardımları var; mesela çıkarma gemisi mazotu Büyükşehir tarafından karşılanıyor. Ada’ya giren tekerlekli araçların tümü çıkarma gemisi ile taşınıyor; ağaç budanacak, eşya nakliyesi yapılacak ya da çöp kamyonları çıkarma ile taşınıyor. Araç başına para alınıyor bu da ciddi bir gelir kaynağı belediyeye; aracın bakımı, mazotu hepsi Büyükşehir tarafından karşılanıyor. Yardım yok değil ama nakit yardım vermesi yasal değil, proje gerektiriyor. Şimdiye kadar hiçbir belediye başkanının vizyoner bir projesi olduğunu görmedik daha.
Adalar’da yaşayan Yahudi toplumuyla ilgili projeleriniz var mı?
Yahudi cemaatinden bazı değerli insanlar bizimle görüştü. İDO iskelesinin karşısındaki yokuşa yürüyen merdiven konulmasını talep ettiler. Sadece onlar istemiyor, Ada halkından da benzer talepler var. Biz öngörünüm projesine dahil ettireceğiz. Görseller içinde yok ama bir de Musevi mezarlığı ile ilgili bir talepleri vardı. Onun kurumsal altyapısı tamamlanmış, araştırmasını yapıyorum şu anda. Onu da halledeceğim inşallah.
İmar planlarınız iptal edilmişti Mimarlar Odası tarafından diye biliyorum. Yanılıyor muyum?
Evet, iptal edildi. Geçen hafta Anıtlar Kurulu tarafından geçiş dönemi yapılanma koşulları belirlendi. Neredeyse imar planı olmayan yer kalmadı artık. Buradaki zihniyet, küçük olsun bizim olsun, ancak merkeze bu kadar yakınken bunu yapabilme olasılığı yok. Tema Adalar adı altında bir sistematik öngörmüş Mimarlar Odası. Adalar; Spor Adası, Kültür Adası, Sanat Adası diye bölünmüş. Normalde dört adada yapmak zorunda kalırız ancak dördüne de kurmak yerine – yüksek masraf nedeniyle – bir hizmeti bir adada yapalım, diğer Adalar da oraya gitsin mantığı ile bir sistem öngörmüşler anladığım kadarıyla. Tam görmedim planları.
Adalılar’a sormuşlar mı bunu yapalım mı diye?
Sanmıyorum. Annem, babam, kardeşim burada yaşıyor; sorulduğunu duymadım, sorulmuş olsa onlar bilirlerdi. Ama İdare Mahkemesine göre bu şekilde bir karar, “Adalar’ın çok fazla insan çekmesine neden olur. Adaların altyapısı bu ağırlığı kaldıramaz, iptal edin imar planlarını” şeklinde oldu.
Adalar’da üniversite projeniz varmış…
Bir vakıf üniversitesi projem var. Bunu programımda yayınlamadım ancak Heybeliada olarak düşünüyorum. Diğer adalarımıza da fakülteleri yerleştirmek gibi bir projem var.
Kısaca kendi seçmenize yönelik hizmetlerin kalitesinin arttırmayı, ayrıca gelen turistlere yönelik hizmetin denetim altına alınmasını, hizmetin kalitesini ve gelen turistin kalitesini arttırmak istiyorsunuz.
Adalar’ın tanıtımını düzgün yapabilmek için Adalar’a bir şey vermek lazım; mevcut haliyle tanıtım yapamam. İskeleler ayrı bir sıkıntı. Etrafta peyzaj namına bir sistem yok. Ada’nın çehresinin değişmesi gerekiyor. Bunu dört ada için de söylüyorum. Güzel çalışmalar yapacağız. Turist kalitesi, işletme kalitesi için öncelikli olan yerel halk. Yerel halka hizmet, onların para kazanmasını sağlamanın yolu da turizmden geçiyor.
CHP de proje yapıyor ancak DSP’nin henüz hiç projesini görmedim.
Bizler balık hafızalı insanlar değiliz. On yıl DSP’nin adayı hiçbir şey yapmadı. Büyükşehir, doğal gazı getirdi buraya. Bir proje geliştiremedi keza on yıldır yönetiyor CHP zihniyeti. Önce Farsakoğlu sonra Aytaç hiçbir şey yapmadılar. Bir kere de bizi deneyin ne kaybedersiniz?
Ara sokaklara girip dolaşma imkanı bulsanız göreceksiniz ki metruk binalar yıkık durumda. Vatandaşın bunu önce Anıtlar Kurulundan, sonra Adalar Meclisinden geçirmesi lazım. Adalar’dan ağır bürokratik engeller yüzünden kaçan mülk sahiplerini toplayacağız ve projelerini kurullardan geçireceğiz. Yapılsın ve görsel bir güzellik sağlansın. Bu tarihi eserlerin her biri birer hazine.
CHP’den farklı olan projeniz nedir?
Ortak projelerimiz de var, farklı şeyler de var. Gücümüzle alakalı dört adamızda öngörünüm projeleri var. Bu farklı mesela. Sahil alanlarının düzenlenmesi, mesela Büyükada ile ilgili. Büyükşehir Belediyesi ile Adalar Belediyesinin uyumlu olması önemli. Bunu anlatmanın da gerekli olduğunu düşünmüyorum, insanlar farkında; orası başka burası başka olduğu zaman neler çekildiğinin farkındalar. Uyum oluşturulursa isteyip de alınamayacak hiçbir şey yok. Adalar Belediyesinin hiç gelir kaynağı yok. Ancak iştirak şirketi kurup mevcutta inşasını yapacağımız sosyal tesislerimiz, kamp alanlarımız var. Onları işleteceğiz, belediyeye parasal döngü sağlayacak. Amerika kıtasını yeniden keşfetmiyoruz, zaten var bu sistemler. Partinin bütün seviyelerinde çalıştım, bütün birimlerinde görev yaptım, salih niyetliyim, temiz niyetliyim, Ada’nın çocuğuyum.
Adalı olmayı küçümseyenler mi var yoksa?
Adalı olmak, Ada’da doğmuş olmak mıdır gibi bir takım söylemler geliştirenler var. Bilemezsiniz. İstanbul’da, Ankara’da, büyükşehirde büyümüş insan olarak siz Ada’yı tanıyıp anlayamazsınız, çözemezsiniz. İçinde yaşarsınız, “yazın sinekler beni ısırdı” diye şikayet edersiniz. Bunu ben yaşadım, ailem yaşadı.
Temizlik yapılamıyor mu?
Kayıtlı 65 temizlik personeli görünüyor ama sokakta dokuz tane yok. Bir röportajda “Belediyenin 104 milyon borcu var” dedim, meğer 130’muş. Cevap alamayınca anladım ki bunun fazlası var azı yok, ben yanlış biliyormuşum. Proje gerçekleştirecek paraları da yok.
Köprüden önce son çıkış…
Dışardan - mesela Kartal kazanırsa Kartal Belediyesinden - Kadıköy Belediyesi’nden, Beşiktaş Belediyesi’nden ödünç ala ala nereye kadar ne hizmet vereceksin? Bir şey yok, ekip yok.
Çocuklarınızla huzur içinde yaşamak istiyorsanız, çocuklarınızın Ada’dan kaçmasını istemiyorsanız çözüm burada; köprüden önce son çıkış Elif Hanım’cım. 1,5 yıl sonra Adalar artık tanınmaz hal alır, borçlar da tavan yapar. O saatten sonra hiçbir belediye başkanı da buraya talip olmaz. Açık ve net söylüyorum artık köprüden önce son çıkıştayız, projelerimizi sunuyoruz.
SON SÖZ
Son olarak mesajım: Artık Adalar’da hizmet değişsin! Hizmet anlayışının değişmesi için gerçekten tek kapı burası, diğerlerinin sadece seçim arenasında ortaya koydukları yalan vaatlere inanıyorlarsa yapılabilecek bir şey kalmaz. Kaybettiğimiz beş sene neredeyse on seneye tekabül eder.